Bugün, dokuz yıl sonra Strasburg'tan gelen bir habere göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bulgaristanda'ki "Milli Türk Birliği" isimli sivil toplum örgütünün lideri Menderes Kungun'un, açtığı davayı karara bağladı ve Bulgaristan Devleti'ni suçlu gördü.
Son yıllarda Türkiye’ye ve Türklüğe karşı hainliğini açık açık belli eden sözde Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) yeni kukla başkanı Mustafa Karadayı, anma töreninin hemen öncesinde disko tarzı bir müziğe kendisini kaptırarak, büyük sevinç içinde göbek atarcasına dans etmeye başladı. Oysa, 19 Mayıs, Cebel’de şehitlerimizi ve Bulgar zulmüne karşı verilen mücadeleyi anma ve saygı duruşu günü olarak anılan bir geleneksel etkinliktir. Yine de, bir parti başkanının bu çirkince, saygısız tavrını ve neden böyle bir şaşkınlık içinde dans etiğini düşünmeden edemiyoruz.
Belki bilmeyen vardır. Halk arasında nankör sözcüğü sık kullanılır ama anlamının harfiyen ‘ekmeği görmeyen’, ‘kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyen’ manasına geldiğini açıklayayım. 19 Mayıs Cebel etkinliğinde protokole dahil olan konuşmacılar sık sık yuhalanarak, susturulmaya çalışıldı. Tezahürat yapan binlerce kişinin arasında Türkiye’den törene katılan Bulgaristan göçmenleri de vardı. İşte Cebel’deki nankörler bunlardı. Neden mi?
Bir gün toplantı salonunda, karşılarına kırktan fazla “Türkten”oluşan garip bir heyet dikiyorlar. Öğrendiği bir yöntemle, kağıdın arkasına gizli ve gözle görünmez mektuplar yazıyor. Çevresine bir sürü Türk kökenli ajan ve ihbarcı sokuyorlar. Bunlardan birisi de o meşhur hain ve düşman Ahmed Doğan’dır. Beni birkaç kez Ahmed Doğan’la görüştürdüler, hatta, benden bir nevi vekalet mektubu bile aldılar. Trajikomik sahnelerdi bunlar! Cebel olayında, kesinlikle Ahmed Doğan’ın bir parmağı yoktur ve kimse günümüzde, Cebelli kahraman kardeşlerimizin hakkını yemeye yeltenmesin. Ahmed Doğan, benim daha erken özgür kalmama neden yardımcı olmadı? Hani, ben onun lider olması için vekalet vermiştim?
Ya ölüm ya kurtuluş, yoluydu bizimkisi. Şehitlerimiz düştü, ölüm hücrelerinde inanılmaz işkencelere maruz kaldık. Terörist grubu damgası yemesine rağmen, Uzun Kış Örgütü hiç bir terörist eylemde bulunmamıştır. Cezaevinde bulunduğu esnada yanına bir sürü Türk ajan ve ihbarcı sokuyorlar. Bunlardan birisi o meşhur hain ve düşman Ahmet Doğan’dır. Cebel Halkının kalkışmasını, Cebelli yerel kahramanlarımız gerçekleştirdi. Bunların Ahmed Doğan'la herhangi bir bağlantıları yoktu. Benim Killi’deki arkadaşlarıma bu konuda gönderdiğim gizli mektuplar ise mevcuttur.
Namı değer Saatçi Ömer. Göbek adı Ömer Efendioğlu. Şehit ediliş tarihi; 25.02.1987 yılı. Yer; Sofya Ceza Evi. Suçu; Türk olmak! Hesabı; Sorulmadı! Sorulmayacak!
- İyi niyetli ve temiz yürekli insanlara karşı beslediğim sevgi ve saygı, tabi ki, hiç tükenmedi. Farklı düşünceye karşı bile saygım bulunmakta ama ihanetleri asla kabullenmem. Ev hapsim esnasında güzel bir Tatar kızıyla tanıştım, hatta onunla nişanlandım. Bana karşı sadakat yemini etti ama daha sonra sözünde durmadı. İşin içine yine gizli servis elemanları bulaşmıştı. Bir kadın ve erkeğin özeline kadar karışabiliyordu bu alçaklar. En üzücüsü de, bunun için bir dağ yığını kadar devlet parası harcanıyordu. Bir Ahmet Doğan için bütün yasalar çiğneniyordu. Korkudan küçük dilini yutmuş birisinin sadık piyonları, benim yatak odama kadar girebiliyordu. Düzlüğe çıkmamız için, bu ülkede şeriat kanunları mı esas alınmalı...
Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan bütün demokratları ve vatanseverleri, 19 Mayısta, Cebel şehrinde düzenlenecek olan geleneksel kutlamalara davet ediyorum. Büyük milli ve ulusal değeri olan bu günde, Cebel'in Türk halkı tarafından, totaliter komünist rejime karşı ilk protesto yürüyüşleri ve eylemleri başlatıldı. İki ay boyunca 70 000 Türk kardeşimiz sokaklara döküldü. Bu eylemler esnasında şehit düşenler oldu. Hür dünyada yaşayanlar ve komünist rejimin esir bireyleri arasında kurulan gizli bağlantılar sayesinde, öldürülen sadece 7 Türkün ismini duyurabildik. Bu 19 Mayısta da, bütün onurlu Müslümanlar ve Hristiyanlar, Cebel Özgürlük Meydanı'nda yine hep beraber, omuz omuza olacağız!
Bulgaristan'da yaşayan Bulgar ve Türkler arasında herhangi bir gerginlik söz konusu olamaz. Çingenelere karşı olan tutum apayrı bir şey. Nisan Ayaklanması kutlamaları da eskiden gelen bir köhne propaganda eylemi. Bulgarlar için komşumuz Türkiye turizm alanında ciddi bir destinasyon. Eskiden bizim evlerimizin altından komşuluk yolu denen tüneller bulunuyormuş...
Bizim Bulgarlar son zamanlarda, komşumuz Türkiye'deki askeri darbe girişiminden ve bazı siyasi gelişmelerden dola bayağı endişelendiler. Şahsen ben, son yıllarda 17 kere Türkiye'yi ziyaret ettim ve Türk insanını iyi ve yakından tanıyorum. Aslında, bazı Bulgarların, Türklere karşı beslediği olumsuz duyguların kökenini de anlamış değilim.
İş adamı ve eski millet vekili Günay Hüsmen, bugün Razgrad iline Vali olarak tayın edildi. Son seçimlerde, GERB partisinin milletvekili adayları listesinde ikinci yerde olan Günay Hüsmen, meclise girme hakkına sahip olamamıştı.
Yöremizin geleneksel bir Mevlidi Şerif Duası. Bölge insanımız, koşar gelir, hatta Batı Trakya'dan kardeşlerimiz bile teşrif eder. Huşu, sükunet ve sıcak kardeşlik duygularıyla coşar bütün kalpler. Bizim dedelerimiz bu dağın eteklerine, daha İstanbul fethedilmeden öncesi otağı kurmuş...
Bu onurlu Türk kökenli vatandaşlarımıza verdiğimiz acılardan ve üzüntülerden dolayı, onların önünde yere kadar eğilmemiz gerekiyor, çünkü bizim adımıza bunu aptalca bir komünist rejim yapmıştır. Bu insanlardan her zaman söz açıldığında, bizlerin ilk sözü; " Af edersiniz, özür dileriz!" olmalı.
Son Bulgaristan seçimlerinde, büyük bir oy kaybına uğrayan DPS’li yerel yöneticiler, bugünlerde "cadı avına" çıkarak, bazı DOST partisi üyelerinden intikam alma cüretine kalkıştılar. 100 046 seçmeni hiç bir şekilde korkutamazsınız! Sizin seçim öncesi uyguladığınız metodları iyi bilirim.
Sık sık gazetelerde boy gösterdi ve şu tarz demeçler vermekteydi; "Ahmet Doğan'ın sevdiği birisi olmak istiyorum. Bazen onunla aşk üzerine konuşuyorum. Artık DPS'de patriotarlık ön planda. Ahmet Doğan'a da anlattım ben, bize Bulgar Parlamentosu için deputatlar gerekiyor, Türkiye parlamentosu için değil… Seçim günü bir seçmen, Tayip Erdoğan için oy verdiğini açıkladı. Demek ki, bu seçimlere yabancı menfaatler karıştı.
Bulgaristan’da yaşayan Müslüman Türk ve Pomaklar, Şehitleri Kazım İbrahim Paşa’yı unutmayarak, her sene mezarında Fatiha okuyor, anıtmezarı başında anma törenleri düzenliyor ve anısına mevlit okutuyorlar.
Hafta başı çıkacak olan Misyon gazetesinin yeni sayısında bomba gibi bir repörtaj okuyacaksınız. İlk kez bir Türk gazeteciye konuşan Oktay Enimehmet, şimdiye kadar hiçbir medya önünde anlatmadıklarını, sadece bizim gazetemizin sayfalarında çıkmasını tercih etti.
Bulgar Sosyalist Partisi’nden (BSP) seçilen Toma Tomov, en yaşlı milletvekili olarak ilk meclis konuşmasını yaptı. Dosyalar Komisyonu’nun 2-716 numaralı kararıyla 27.09.2016’da Tomov’un 1970-74 yıllarında komünist istihbarat DS’ye ajan ve gizli iş birlikçi olarak çalıştığı açıklanmıştı. Verilen bilgilere göre ajanlık görevine 1974 yılında son verildi.
Geçici hükümetin Adalet Bakanı Mariya Pavlova, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’i, tüm Adalet Bakanlığı çalışanlarının istifa edeceği konusunda uyardı.