* Düşünüp taşınmışlar ve sancak kasabamızda bir okul, bir medrese olmasını kararlaştırmışlar. Ama ardı arkası kesilmeyen savaşlardan sonra, bu yararlı iş için insanımızda, elde avuçta beş kuruş bile yoktur. * Akil adamlarımız kesin bir karar alır; Sancağımız da kesilen bütün kurbanların derileri toplanıp satılacak ve bu dava uğruna değerlendirilecek! Böylece geceli gündüzlü hummalı uğraşılar sonucu bina dikilir ve eğitim için kapılarını geriye kadar açar...” * Ne var ki, bundan birkaç zaman önce burayı ziyaretimde, giriş kapısının ne sağında, ne solunda bir asıl tabela göremedim. Bu binanın yıllar önce bir eğitim mekanı veya Medrese olduğunu anlatan bir yazıya rastlamadım.
* Ne var ki, bütün bu gelip gitmeler, buluşmalar ve törenler, çoğu kez zengin ikramlı sofralarda bitiyor ve unutuluyor. Bizim kimsenin içtiğinde ve yediğinde asla gözümüz yok, fakat bu tür etkinliklerin bizim toplumumuza neler kazandırdığını da birazcık irdeleyelim. * Başımızın üzerinde yeriniz bulunmakta! Ama şimdi nerelerdesiniz, bizim acilen ve yeniden yol göstericilere ihtiyacımız var? * Bir topluluğun kimlik davasında birinci madde onun anadilidir. Hani bizim var olan Türkçemiz nereye uçtu gitti? "Seçmeliymiş geçmeliymiş" diye ıvır zıvırlar ortalıkta dolaşmakta ama gızanlar dilimizi es geçmekte ve okumamakta...
Seçimlerde genel olarak, seçmen kitlesinin katılım oranlarına göre, belki de en başarılı parti. Ancak geçmiş seçimlerde elde ettiği sonuçlar açısından değerlendirildiğinde, gösterilen inanılmaz gayrete rağmen, daha başarısız oldukları ve seçmen nezdindeki erozyonun devam ettiği de açıkça ortada.
DOST açısından, AP seçimlerinde elde edilen sonuç, hayal kırıklığı yaratmış olabilir. Ama bize göre, bu durum partinin lehine olacaktır.
DOST partisinin, birçok sıkıntı ile boğuşmak zorunda kaldığı bir gerçek. Maddi sıkıntıların ötesinde, kuruluş felsefesi açısından bakıldığında, bir çok çevrenin uykusunu kaçırdığı ortada.
DOST'a zarar vermek için fırsat kollayan çevrelerle dümen çevirecek, işleri yüzüne gözüne bulaştıracak, sonra çıkacak, seçimlerden önce yazılan, DOST'un milletvekili çıkarma ihtimali yok, yazısını ileri sürerek bahane arayacak, öyle mi?
Evet, DOST beklenenin altında kaldığı ortada ama bunu iyi tahlil etmek lazım. Açıkça ortaya şu çıkmıştır. DOST'un aldığı düşük oy, DOST seçmeninin DOST'tan vazgeçtiği için değil, sandığa gitmediği içindir. Bu durum her yerde olduğu gibi, Kırcaali ve Cebel'deki seçim sonuçlarını incelediğimizde çok net belli olmakta.
Bulgaristan'daki dünkü seçimin kaybedeni DPS partisi oldu, çünkü bir önceki seçime göre, 80 000 oyu daha az çıktı.
* Bugünlerde DPS saflarında bayram var. Bayramınız kutlu olsun ama diğer düzen partilerinden bir farkınız bulunmuyor. * Zaten bizim insanımız eskiden olduğu gibi, şimdi de devletçidir. DPS'yi de bir devlet partisi olarak görmeye devam etmekte. Yüzde yüz oy vermeler, bir nevi alışkanlık olmuş...
Deniz köşkündeki görüşme hiç gönül açıcı geçmemiş. Ahmet Doğan, aynı gece, denizden çıkan bir büyük yılanın köşk kapısından içeriye girdiğini görmüş. Kitapları açıp bakmış ama bu olayı bir türlü çözememiş.
* ANCAK 30 YILDIR BU GÜNÜN HALA AYNI HEYECANLA KUTLANMASI SON DERECE ANLAMLIDIR VE HEPİMİZİN GÖREVİ, BU HEYECANI GENÇELRİMİZE VE GELECEK NESİLLERE AKTARMAK OLMALI. * 19 MAYIS OLAYLARI, CEBELLİLERİN BİRLİK BERABERLİK İÇİNDE HAREKET ETMELERİ SAYESİNDE MÜMKÜN OLABİLMİŞTİR VE HER NE KADAR BİRKAÇ YILDIR BU BİRLİĞİMİZ BOZULMUŞ GİBİ GÖRÜNSE DE, ZAMAN İÇİNDE BUNUN TEKRAR TESİS EDİLECEĞİNDEN ZERRE KADAR ŞUPHEMİZ YOKTUR.
Yatar kalkar Türkçe konuşur... Arabada Türkçe müzik dinler... Evde Türksat izler... Türkçe haber dinler... Kafede Türk futbolu izler...
Tanklarla yüzleştik. Birlik ve beraberdik. Ölümden başka hiçbir şey bizi yenemez inancıyla tankların üzerine çıkmıştık. “İşte biz sizi ayakaltına aldık ve çiğniyoruz, siz bir hiçsiniz!” diyebildik. Üzerimize kör kurşunlar yağdı. 42 şehidin kanı, kara kan değil, doğan özgürlüğün, şakıyan al güneşiydi. Özgürlük savaşında can vermek gibisi var mıydı. Bakışarak helalleştiler. Doğdukları topraklarda, kurban olmak da vardı. Onların cenneti, bu kara topraktı...
Getolardan çıkarılıp, Cebel'e getirilen bu esmer "sporculara," kaç tane kupa ve madalya verileceği henüz belirlenmemiş. Hani, şu "uuuuuuu, fıııııııyyyyyyy, füüüüyyyyyyy, huuuuuuyyyyyy" diye tek taraflı yarışma var ya... Cebel 19 Mayıs olaylarına karşı kin ve nefret besleyen, vaktinde, bu kasaba halkının verdiği amansız özgürlük mücadelesine saygısızlık duyanların yarışıdır bu.
* Bulgaristan’da “Türk yaşamıyor” demekle, Türklerin vergi ödedikleri devletin okullarında anadillerini (Türk dilini) okuma ve geliştirme olanağı bulamaması, inkar etmekle çözülebilecek bir sorun değildir. * Kafadan atma, keyfi uygulamalar devlet çökertir, halkları bitirir, çünkü hiçbir halk süregen düşmanlık içinde yaşayamaz, asimilasyon ise ancak öfke, kin ve düşmanlıklar yaratır.
Bugün (11 Mayıs) Teklas Bulgaria şirketinin Kırcaali’deki yeni yatırımlarının açılış törenine Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr. Hasan Ulusoy da, davet üzerine katılarak bir konuşma yapmıştır. Dost, komşu ve müttefik Bulgaristan’da Teklas Bulgaristan gibi birçok Türk yatırımının bulunmasından duyulan memnuniyetin vurgulandığı konuşmada, Türk yatırımcılarının genel olarak Bulgarcanın yanısıra Türkçe’yi de iyi şekilde okuyup yazabilen Bulgaristan vatandaşlarına duydukları ihtiyaç da dile getirilmiştir. Konuşmanın bu bölümünün “Türkiye Büyükelçisi Bulgaristan’da zorunlu Türkçe eğitimi istiyor” şeklinde çarpıtılarak, yankı bulmasından üzüntü duyulmaktadır.
Adamcağız, anadilinden başka bir dil bilmiyor, göbeğini götüremiyor, tutturmuş; ” Avrupa Parlamentosu”na ben gideceğim!” diyor. Peki, günümüzdeki ülkenin çıban başı sorunlarına nedenli çözüm getireceklerdir? Bu, hemen hemen konuşulmuyor.
BULGARİSTAN'I SOYUP SOĞANA ÇEVİREN OLİGARK PEEVSKİ Mİ, YOKSA BALKANLAR'IN TÜRK OĞLU TÜRK NELSON MANDELA'SI - NURİ TURGUT ADALI'NIN TORUNLARI MI?
* ДОСТ остана верен на принципа да не се политизират традиционните религиозни обичаи на местните хора. * Ръководството на ДОСТ и кандидатите на партията се поклониха молитвено пред гроба на Нури Адалъ в с. Островец, общ. Кирково.