Zamanın aldatmacası

Binlerce yıllık geçmişimizde, insanlık harika şeyler yaparken bir yandan da gölgeli oyunlar konusunda ilerliyordu.

Entrika hep vardı. Hep en iyisi en “en” olmak; fakat sonu yoktu. Ne pahasına olursa olsun “en’e” ulaşmak mühimdi.

Etik, ahlak, empati ve sempati, hiçbiri söz konusu olamazdı. Savaşlar hep bu sebeple olmadı mı? Milyonlarca insan yaşam amaçlarını düşünemeden heba oldu.

Tarihimiz karanlık, peki şimdiki zaman?

En çok üzen şey de bu aslında, katiyen ders almıyoruz. Üstelik gelişen teknolojiyle daha kötüsü eşikte duruyor.

Yeni bir çağa atlayalım, mesela, her canlının yaşam hakkına saygı duymak gerektiğini doğuştan bilmenin yollarını arayalım. Suç oranı yüksek empati yoksunu insan gruplarına öncelikli olarak yükleyelim bu bilinci...

Yeni nesil kodlanarak gelsin dünyaya, DNA'mıza işlesin. Yoksa böyle olmuyor.

Tüm insanların politik ve tüm siyasi düşüncenin tek amacının barışçıl bir düzende insan yaşamına en üst seviyede değer vererek yaşadığımız bir dünya hayal etsenize.

Sanki tüm mevsimler baharmış gibi tınlamıyor mu, size de arkadan kuş sesleri duyuluyor. Ah, ne güzel olurdu! Şimdiki zamanın aldatmacası.

İnsanlar bireysel hayatlarında bile riyakar. Karşısındakini hangi konuda kandırırsa kandırsın, bunu kar sayacak kadar alçak seviyelerde.

Ne kötü döneme denk geldik. Bireyselde hinlik planları toplumsalda kıyamet...

Kimse sormuyor mu? Ben kimim? Biz kimiz? Nasıl bir bütünün parçalarıyız? Olmak istediğimiz yer gerçekten burası mı?

Sepette çürük varsa, oysa sağlamların da ömrü belli.

Ah, işte düşün, düşün, çoktur işin…

Şu hayalini kurduğum insanca yaşamın olduğu dünya, ütopyada kalmasa da çocuklarımızın evi olsa...

Güzel bir dilek bıraktım.

Yaza "Merhaba!" derken, herkesi selamlıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları