Pangal Recep Pehlivan - Sabri CON

Pangal Recep Pehlivan


Bugünkü Gerlova’nın genç nesli tarafından adı duyulmamış, fakat Gerlova’nın gelmiş geçmiş en büyük pehlivanlarından, belki de birincisidir.

1864 yılında, Osmanpazar ilçesinin Kestenavo (Kestene) köyünde doğan Recep Hasanov - Pangal, daha küçüklüğünde güreşe büyük merak sarmıştır. Askerliğini yapmadan önce pehlivan olarak adından söz ettirmeye başlamış. Çevresinde rakip bulamayınca gözünü başka bölgelere dikmiş.

Bir gün Eski Cuma (Tırgovişte) panayırındayken, yakın Sıratıca (Straja) köyünde güreş yapılacağı haberini almış. Köylülerinin, hatta babasının bile haberi olmadan gidip orada güreşmiş ve karşısına çıkanların tümünü yenerek başı almış. Vücudu gereğinden fazla şişman, çehresi de esmer olduğu için güreşteki seyirciler “Olmayacak bir Çingene, bizim bütün pehlivanlarımızı yendi” diye dert yanmış.

İri vücutlu olduğu için daha o zaman kendisine Pangal lakabını takmışlar. Bundan öte bu “Çingene” görünüşlü Pangal Pehlivan Avrupa’yı da kasıp kavuracaktır.

Zaten, hayatının 15-20 yılını Amerika’da güreşlerde geçirmiştir. Arada sırada köyüne geldiğinde Kilecilerli (Krasnoseltsi) Yakup, Şakir ve Mustafa gibi geleceğin devleri ile idmanlar yapmıştır. Söylentilere göre, Şakir pehlivanla bacanak olmaları, daha sonra Şakir’in işine yaramıştır.

Pehlivan-yazar Atıf Kahraman, “Cumhuriyete Kadar Türk Güreşi” kitabında Pangal pehlivanın Amerika’da Anglio’yu yendiğini ayrıca belirtmektedir. Bu Amerikan pehlivanının kim ve ne olduğu hakkında bilgi verilmemiş. Araştırmalarımız dahilinde, Kestenavolu Mustafa Sarof’un (1940) bana verdiği bilgilere göre, bu Anglio bir kadın olsa gerek. İşte, bu bildirginin yaşlılardan alıp bana ilettiği bilgilerden bir alıntı:

“Amerika’ya vardığında bizim Pangal pehlivan üç gün boyunca bir kadınla güreştirilmiş. Bu kadın pehlivana “Yarım Dünya” diyorlarmış. Yiğit pehlivanlara bile meydanı dar edermiş. Güreş uzayınca, organizatörler gelip Pangal’a “Bu kadına yenilirsen, işte, şu dizideki altınlar (2-3 kg) senin olur” demişler. Pangal, altınları görünce yenilmeyi kabul etmiş, fakat günlerce de bir kadına yenilmenin ayıplığını taşımış üzerinde. Başka defa bu kadınla bir daha güreşmiş ve onu yenerek vicdanını temizlemiş.

Köyüne zengin olarak dönen Pangal pehlivan, bir süre muhtarlık görevinde bulunmuş. Hasan ve Hüseyin adlarında iki oğlu vardı. Bunlar, 1950-de Türkiye’ye göç ettiler. İki kızı da Bulgaristan’da vefat etmişlerdir. Şimdi Pangal’ın burada bir torunu var.

Konuşulanlara göre, Küçük Tekkelerli (Gol.Tsırkovişte) Molla Mehmet, Karaatlarlı (Vranikon) Koca Mehmet v.b. pehlivanlar Pangal ile idman yapmak için köyümüze gelirlermiş…”

Pangal Recep, 190 cm boyunda, 120-130 kilo ağırlığındaymış. 1890 yılında Fransa’ya gidip Pol Pons’un ekibinde başarılı güreşler çıkarmıştır. 1904 yılının 17 Kasım-26 Aralık; 1905 yılının da 06-29 Kasım günleri arasında toplam 33 resmi güreş yaptığı, zamanının gazeteleri tarafından belirtilmiştir.

Öyle ki, bu rakipler sıradan Türk güreşçileri değil, Fransa’nın, Avusturya’nın, Rusya’nın, Yunanistan’ın, Amerika’nın, Bulgarların v.b dev pehlivanlarıdır. 1906-1908 yıllarında düzenlenen Dünya güreşlerine, 1911 yılında da İstanbul’a gelip Macar güreşçisi Jan Çaya’nın düzenlediği Taksim güreşlerine katılmıştır.

Bu güreşlerde Pangal Recep, artık 47 yaşında bir ihtiyardır. Yemek, uyku ve çalışma rejimi yoktur. Bulduğu zaman yer, bulamadığı zaman aç yatar, kahveden kahveye gezer, birbiri ardından sigaralar yakar, sonra da güreşlere çıkardı. Bu nedenle hayatının son güreşlerinde, bir Türk güreşçisine yakışmayacak şekilde yenilgiler almıştır.

Her halde bunun için olacaktır ki, önemini yitiren bu pehlivanımızın ölüm yılı bile yazılara geçirilmemiş, belirtilmemiştir. Ancak biz, Gerlovalı olarak, Avrupa ve Amerika’yı adım adım gezmiş, sayısız galibiyetler almış, dünya birinciliklerine katılmış bu pehlivanımızın değerini küçümseyemeyiz.

Araştırmalarımızda onun ölümü hakkında da bilgiler ortaya çıkardık. Pangal Pehlivan, 1932 yılında, at arabasıyla Eski Cuma panayırına beygirlerini satmaya gittiği zaman, kalp krizi geçirip ölmüştür. Naaşı da ayni araba ve atlarla köye getirilmiş, orada defnedilmiştir.

"GÖKTE GÜNEŞ YERDE GÜREŞ" kitabımdan

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • Gökhan AKARSU | 04 Ekim 2020 18:17

    Sabri bey kaleme aldığınız Recep PANGAL bizim büyük dedemiz olur. Hüseyin oğlunun çocuklarının torunlarıyız ve Türkiye de Mersin ilinde ikamet ediyoruz emeğinize sağlık sevgiler ve saygılar...

YAZARIN SON 5 YAZISI
18Mar
04Şub

Sensiz iki yıl

01Şub

Küçük Yusuf Pehlivan

22Oca
20Oca

Ve kozmik ülke olduk