Sabri CON

Osmanlı torunları mı, yoksa asil Türkler miyiz

Sabri CON

Sahi, biz neyiz, kimleriz?

İnsanız, tabii ki!

 Ama bazen insanlıktan bezdirenler oldu bizi.

“Siz şöylesiniz, böylesiniz…”

Biz Osmanlı torunları mıyız, asil Türkler miyiz?

Bunun cevabını hala çözemedik, galiba.

Osmanlı torunu olmaktan gurur duyanlar var, nefret edenler var.

Şöyle veya böyle, 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu tarihî bir gerçek. İlk zamanlarda Osmanlı Devleti veya Türk İmparatorluğu da denilen bu olgu, Kayı boyuna mensup olan Oğuz Türklerinden Osman Gazi tarafından 1299’da kurulmuştur.

Osman Gazi (1299-1326) ve Orhan Gazi (1326-1359), Türk olarak sahneye çıkmışlardır. Eşleri de Türk asıllıdırlar. Bundan sonra, bu kuralın bozulduğunu görüyoruz. Tarihçilerin verdiği bilgilere göre, annesi Türk asıllı olan son Padişah Kanunî Sultan Süleyman’dır.

Bundan sonrası kafa karıştırıcı. Fatih Sultan Mehmet’ten sonra cariyelerle evlilik başlamış. Nedeni ise cariyelerin kökü, ana babası ve sülalesi belli olmamasıymış. Belli olmayınca da, arkada kalanların miras kavgası güya olmuyormuş.

Devşirme sistemini uygulamakla Osmanlı Hanedanlığı, kendi ömrünü uzatmıştır diyor tarihçiler. Doğruysa doğru diyelim. (Bu konuyu ayrı bir yazıda işlemek istiyorum) Bu yazı ile amacımız Osmanlıyı anlatmak değil, tabii ki; ama bazı kısa kısa bilgilere yer vermek fazla gelmez sanıyorum.

Padişahlar,bizim gözümüzde adlı sanlı, bilgili, cesur, dürüst ve vicdanlı kişiler. Ancak gerçekten öyle mi? Vicdanım el vermese de, gerçeklik adına bazı noktalara değinmeden geçmeyelim diyorum.

Sultan III Mehmet, tahta çıkar çıkmaz, ilk işi 19 kardeşini boğdurmak olmuş. III Murat da (1574-1595) ne Padişahmış, be! O da tahta çıkar çıkmaz 6 kardeşini boğdurtmuş ve adamın 130 cariyeden 112 çocuğu olmuş. Tek eşli Osmanlı Padişahı 2.Ahmet’tir. Eşi Haseki Sultan'dır. Diğerlerinin en az 3 ve en fazla 37 kadar eşleri olduğunu okumuştum. Yavuz Sultan Selim de babasını öldürterek tahta geçmiş, sonra da 8 kardeşini öldürtmüş.

Demek oluyor ki, taht için oğul baba birbirlerini öldürtmüşler. Ne kadar vicdansızlık! (Tarihi belgelerden anladım ki, öldürterek tahta geçmek Osmanlı’da cinayet değil, kabul edilmiş bir yasa imiş. İnanmasam da …)

Sünnet olmayan Padişah kimmiş diye sorarsanız, I Ahmet derim. 4 oğlu da Padişah olan Padişah ise Abdülmecit’tir. En genç Padişah ise Avcı Mehmet diye tanınan ve 6 yaşında tahta çıkmış olan Mehmet Paşa’dır.

Padişahlarla ilgili merak uyandırıcı bilgilere ulaşmak için tren yüklü kitaplar okumamız gerekir, sayın bayanlar ve beyler...

Şimdi gelelim asıl konuya. Türk olarak başlayan Osmanlının Türk olarak sona ermediğini biliyoruz.

Dili neydi, ayırt etmek zor - Türkçe, Arapça, Farsça. Daha nice başka karışımlar mevcut. Adına da Osmanlıca denilmiş. Sokak dili başka, memuriyet dili başka…

Balkanlar’a uzanalım. Osmanlılar, yabancı eşlerinin etkisiyle Türklüklerinden uzaklaşınca, Türklüğünü koruma savaşı veren Karamanlı insanını Balkanlar’a sürmüştür.

Aynı zamanda Balkanlar’da hakimiyetini Osmanlı olarak sürdürmüştür. Öyle ama bunun günahını biz, asil Türkler, olarak çekmek zorunda kaldık.

Bulgaristan’da "пет години Турско робство" ( 5 yüz yıl Türk köleliği) deyimi her Bulgar'ın kalbine kazınmış bir kere.

Bilhassa 3 Mart günü geldi mi, biz Türkler, neredeyse fare deliklerine gizlenmek duygusu yaşıyorduk.

Güya, “Türkler Bulgarları kesmiş, asmış…” Ve daha neler, neler!

Yıllardır, bu nefreti temizleyemiyoruz. Hala ve hala, bu takazayı yemeye devam ediyoruz.

Benim çok yakın bir Bulgar arkadaşımın: “Biz, Bulgarlar, 1000 yıl geçse de, Türklerden nefret edeceğiz!” demesi hala içimi yakıyor.

Peki, ben niye suçluyum? Ben Osmanlı torunu muyum?

Hayır, ben Osmanlının, hoşlanmayıp Balkanlar’a sürdüğü asil Türklerin torunlarındanım.

Osmanlının iyi kötü yaptıklarıyla hiç alâkam yoktur.

Özgürlük havarisi Vasil Levski’nin: “Biz Türklere düşman değiliz, biz, Türklerle birlikte Türk ve Bulgar çorbacılarına karşıyız!” demesi boşuna değildir.

Ancak Bulgarlar, bunu tamamıyla anlayamadı. Kalbinde, Türk'e karşı hep nefret besledi.

Bunu onaylamıyorum. Biz, tarihin derinliklerine bakarsak aynı kökten geliyoruz. Bizi ayıran coğrafi konum değil, din olmuştur. Aramızda nefretin, kavganın ve saygısızlığın hiç yeri yoktur!

Yıllardır kardeşçe yaşadığımız anlar da yok değil. Ancak onlara göre “kardeş” de olsak “akıllarında var bir!”

Uzatmayalım. Osmanlıyı bırakın bir tarafa, Bulgar arkadaşlar! Osmanlı, artık yok!

Biz Türk, siz Bulgarsınız; ama bir arada kardeşçe yaşamaya mecburuz.

Dostluk, kardeşlik ve barış içinde yaşamak ne güzel!

Güzel yaşamak hepimizin borcudur!

Yorumlar 1
Deliormanlı 21 Kasım 2023 14:55

Emeğinize kaleminize sağlık. Karamanoğolları devleti sonrası adamlar 400 küsur yıl yönetmiş tabiki tarihide istedikleri gibi yazmış Karamanoğulları'nı karalayıp iftira atmışlar

Yazarın Diğer Yazıları