Artık birçok konularda susmak istiyorum;ama olmuyor.
Her taraf konu fışkırıyor. Yazmamak zor.
Bir ormanda veya bir çölde yaşasam; gazete dergi, televizyon ve internetten mahrum kalsam, günlük haberler bir ışık yılı uzakta olsa belki yazmayabilirim.
Bir de her şey yolunda gitse, vatan rahat olsa, vatandaşlar huzur içinde yüzse belki yine yazmayabilirim.
Köylerde, şehirlerde pencereler karardı, millet yatakta, saat küçük rakamlarda, ben klavye başında.
Hangi konunun yakasını açsam, acaba?
On parmağımda on klavye olsa da çoklu yazsam.
Evet, kafamdaki konular yığın, yığın.
31 Mart yaklaştıkça kazan kaynamayı artırdı.
Yine başladık doğalgaz şunu bunu bulmaya.
Cepler para doldu, doluyor...
İstanbul kalesini ele geçirme savaşı kızışıyor.
Kimileri “ Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız! ” dedi.
Kimileri kaleyi yalnız başına zapt etme hayalinde.
36 parti, sandıkta boğuşacak bu defa.
Kimileri tarih olacak, kesin...
Tarih yazmak işi öyle çay peskivüt işine benzemez.
Ama biz en iyisi hiç kimseyi incitmeyelim.
Herkese başarılar dileyelim.
Dileyelim ama bir hanım efendi "iyi" giderken kötü gitmeye başladı.
2019’daki gibi iyi gitseydi, tarih kitabının yarısının bari yazarı olabilirdi...
Artık elinde kalem defter kalmış mıdır, bilemem.
Ama eden kendine edermiş veya insan, başkasının yapamayacağı zararı kendine mutlak yaparmış.
Hayırlısı olsun diyelim!
CHP’nin yeni ve henüz bıyıkları terlememiş başkanı çabalıyor.
Yanında, Ekrem Bey büyük destek.
Şimdi bir de İnce’nin ordusu yardıma gelirse her şey daha güzel olabilir.
Bu İnce adam yakışır, bu birliğe.
Hem de horonun ilk başlarında oynar.
Başka bir umut daha görüyorum.
Prof. Ümit Bey, Zafer çığlıkları atarak birliğe gelip güç katabilir.
Bir Cemal Beyin de desteği olursa işler Engin(yurt) olur.
Gültekin Uysal ve Erkan Baş kardeşleri de unutmuyoruz.
Destekleri işe yarar.
Ha, bana kalsa bir de şu Turhan Çömez denilen altın parçası adamı yakasından tutup Özgür Beye yamak yapardım.
Adam köşe taşı gibi her tarafa uygun büyük bir değer.
Bilgisi, zekâsı, konuşmaları, dürüstlüğü, endamı, cesaretli oluşu, arayıp da bulunamayacak türden.
Uzatmayalım. Önümüzdeki seçimlerde dananın kuyruğu İstanbul’da kopacak.
İstanbul, neredeyse iktidarın olmazsa olmazı.
Bütün gücünü, varını yokunu oraya hasredecek.
Mücadele beklenilenden de çetin geçecek.
Dileğimiz, her şeyin normal şartlarda, sakin havada hilesiz oyunsuz, dürüst bir ortamda sonuçlanmasıdır...
Hayırlısıyla!
