Atatürk etkisi... - Sabri CON

Atatürk etkisi...


 

Bu başlık altında çok etkileyici bir kitap yazmış Sinan Meydan Bey. Kutluyorum. Artık 100 yıldan fazla bir zamandır bütün dünya Atatürk etkisini hissediyor ve biliyor.

“Atatürk etkisi iflasa ve işgale karşı direnişi ve kurtuluşu yaratan etkidir” diyor kitabın yazarı. Ve devam ediyor:

“Atatürk etkisinin yeniden ortaya çıkması için yeni bir Atatürk beklemeyin. Atatürk yok ama etkisi burada. O etkiyi harekete geçirecek olan sizsiniz, biziz, hepimiziz!”

Şimdi ben bugün neden bu konuyu seçtim?

Teknik ve ekonomik açıdan geçen yüz yıla göre büyük boyutlardayız. Telefonumuz, arabamız, trenimiz, uçağımız avucumuzda. Telefonlarımızla ani iletişimler kurabiliyoruz.

Ama neden bir uyku modundayız, bunu anlamak güç.

1920 ve 1930’lu yılları düşünüyorum. Bulgaristan’da faşizmin göbek attığı yıllar. Türklere yapılan baskılar zirvede. Türklü köylere yapılan gece baskıları ayrı bir dram. O dönemlerde Omurtak Paşa’nın askerleri ile neden Bulgaristan’a girdiğini artık bilmeyen belki yok.

Böylesi bir cehennem ateşi tütüyorken Bulgaristan Türk aydınlarının birliği, beraberliği ve aktivitesi beni şaşırtıyor. Bakıyorum, Sofya’da bir araya gelip kültürel alanda çözümler aramışlar, bakıyorum Varna’da, Rusçuk’ta, hatta Osmanpazarı’nda (Omurtag) toplanmışlar, çözüm üretmişler, birlikler kurmuşlar. Bir sürü de gazete çıkarmışlar, kitaplar yazmışlar, okullar açmışlar.

Rejimin baskılarına veya kısıtlamalarına rağmen adamlar bu işleri nasıl başarmışlar acaba? Ellerinde telefon yokken nasıl anlaşıp organize olmuşlar? Araba dediğimiz o dönemde bir hayal iken nasıl orada burada bir araya gelebilmişler?

Bunları hiç düşünebiliyor muyuz? Ben şimdi uzakları bırakıp Hüseyinler (Gor.Hubavka) köyüne döneyim. Burada 1900 yılı sonrasında dünyaya gelen ilginç bir nesil var. Gözleri açılmış bir nesil! Nasıl ve neden açılmış, şimdi anlayacaksınız. Bu nesil, çiftçilik ve hayvancılık egemenliğini bir taraf edip okullara yönelmiş. Okul dediğin de ne? En fazla Osmanpazarı rüştiyesi. Ama bu rüştiye bugünün bir üniversite etkisinden fazlasını vermiş talebesine. Osman Hoca, Mustafa A. Hacı Mustafa, Mehmet Kuru, Osman Kamçılı, Mehmet Kadiroğlu ve daha birkaçı adam gibi adam mertebesine yükselmişler.

Nereden gelmiş onlara bu hırs, bu heyecan? Elbet de Atatürk’ten! Aileler, rejimin “azizliğine” rağmen Atatürk savaşlarıyla ilgilenmişler[sc1] , güç belâ bulabildikleri Atatürk fotoğraflarını bir ziynet eşyası gibi evlerinde gizlemişler ama ona karşı olan büyük sevgilerini gizleyememişler.

Üstelik, Atatürk Savaşları adı altında bir piyes sahnelemişler. Bu olayı başka defa anlatmış, yazmıştım. Tekrarlamaya hacet yok, sadece özetleyeyim. Piyes, bir Bulgar’ın boş samanlığı içerisinde sahneleniyor. Osmanpazarı ve çevre köylerden gelen meraklılara daha bir samanlık gerekmiş ama dışarı taşmış olan meraklılar kıpırdamadan samanlıktan gelen sesleri dinlemişler. Polisler dahi seyirciler arasında, çünkü “artistlerin” gerçek asker formaları polisler tarafından sağlanmış. Kara araba tekerleği ve soba borularından oluşturulan “Atatürk topu” görülmeye değer! Daha da önemlisi, bu “topun” çıkardığı patlama sesi ve ateşler püskürmesi bir mahşer yerini andırmıştır. Neredeyse gerçek bir Çanakkale savaşı canlandırılıyor!

Neden bu coşku? Elbet de Atatürk etkisinin gücü!

Hubavka’nın bu neslini şimdi biz mumla arar olduk. Bu nesil arkadan gelen nesli de “ateşlemiştir”. 1944’ten sonra bu köyün erkekleri kızları herkesten önce liselere, üniversitelere (Azerbaycan dahil) yöneldiler. Bölgenin birçok köyünde yöneticilik yapanların çoğu bu köydendi. Kara feracelerden ilk kurtulanlar bu köyün kadınlarıydı. Yenilik adına ne varsa ilk bu köyde görülür olmuştur.

Uzatmayalım, konumuz Atatürk etkisiydi. Artık anladınız ki, köylerde olsun ülkede olsun Atatürk etkisi böyle bir şeydi.

Sonunda az bir espriye yer verelim. Bir araştırma kitabım basımdan çıktığında bir köyün bir çocuğu şöyle demiş:

“Ohoo, benim dedem daha nasıl çok şeyler biliyordu! Sabri Con ona sorsaydı…”

Şimdi ben de diyorum ki, sayın Sinan Meydan Bey, bu kitabı yazarken bana sorsaydı…

Bu olayı ona anlatırdım. Saygılar! 

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
18Mar
04Şub

Sensiz iki yıl

01Şub

Küçük Yusuf Pehlivan

22Oca
20Oca

Ve kozmik ülke olduk