Avrupa'da ve Balkanlar'da Türklerden söz edilirken, genelde Osmanlı dönemi akıllara gelir. Türk varlığını sadece Osmanlı Devleti ile sınırlı tutmak, doğru bir yaklaşım değildir.
Söz konusu Türkler olunca, tarihî değer taşıyan her şey, antropolojik bulgular, kültürel, sanatsal varlıklar, siyasi ve ideolojik sebeplerden dolayı baskılanmaktadır. Tarihî gerçekler yakın zamana kadar İngiltere'nin çıkarlarına göre yazılıp çiziliyordu.
Günümüzde ise ABD' nin ve Yahudi güdümlü derin devletin, düşünce kuruluşlarının çıkarlarına göre yazılmakta ve bu şekilde dünyaya servis edilmektedir.
Türklerin Avrupa'da ve Balkanlar'daki varlıkları, inkâr edilemeyecek kadar fazlasıyla büyüktür.
Orta Asya, ne kadar Türklerin ana ve ata yurdu sayılıyorsa, Balkanlar'da o kadar Türklerin öz ana ve ata yurdudur.
Birçok Batılı tarihçi, maksatlı olarak, bunu göz ardı etse de, bu inkâr edilemez bir gerçektir.
Türk topluluklarının Orta Asya'dan Batı'ya akınları, daha "Kavimler Göçleri" öncesinde başlamıştır. Bu düşüncemize örnek olarak milattan önce İtalya'nın Toskana bölgesine göç edip yerleşmiş olan Etrüskleri gösterebiliriz.
Kadim Türklerin Balkanlar'da ve Avrupa'da geride bıraktıkları ve günümüze kadar ulaşan birçok ayak izleri vardır.
Örneklemek gerekirse:
* Yunanistan'da Atika yazıtları;
* İtalya ve Avusturya'da Etrüsk yazıtları;
* Fransa'da Glozel yazıtları;
* Proto Portekiz yazıtları;
* Romanya'da Atilla hazinesi yazıtları;
* Finlandiya ve Başkurdistan yazıtları;
Avrupa ve Balkanlar'da birçok yer adı da Türkçedir - Alp, Karpat, Balkan, Musalla, Pirin, Vardar, Kuman...
Milattan sonraki asırlarda da Avrupa'nın siyasi haritasını ve etnografik yapısını şekillendiren hep çeşitli Türk toplulukları olmuştur. Onlardan en güçlüsü, Avrupa'yı titreten, altüst eden, Türk hakanların yönettiği Hun Devleti idi.
Balkanlar'a dönecek olursak, Osmanlıların 1350 yıllarında Balkanlar'a yerleşmesinden önce buralarda Türk topluluklarından Avarlar, Proto Bulgarlar, Peçenekler,Kıpçaklar, Kumanlar, Tatar ve Gagauzlar yaşamıştı.
Belli sürelerle her biri kendi beyliklerini kurdular, kendi hakimiyetlerini ilan ettiler.
Balkanlar, aslında çeşitli Türk kavmi toplulukların buluştuğu bir Türklük denizidir. Yakın geçmişimizde olduğu gibi, günümüzde de Yunanlıların, Sırpların, Vlahların ve Bulgarların kendi ülkelerinde Türk topluluklarını göz ardı etme çabaları, beyhude uğraşıdır.
Bu tutum, kimseye yarar sağlamaz. Osmanlı'nın Balkanlar'a yerleşip beş asır boyunca hakimiyetini sürdürmesi, Balkanlar milletleri için çok yararlı ve faydalı olmuştur.
Bu dönemde hiç bir ırk, hiç bir millet, ne dilini unuttu ne de kimliğini; ne dinlerinden oldular ne de din ve mezhep değiştirmeye zorlandılar.
Osmanlı'nın hoş görüşünden yararlandılar. Kendileri için kiliseler, manastırlar ve okullar yapıp açtılar. Ürettiler. Ticaret yaptılar. Dünyaya açıldılar. Türklerden çok daha zengin oldular.
Batı'nın kışkırtmalarıyla gün geldi, arkamızdan vurdular. 1800' lü yıllardan sonra başlayan isyanlar, Türk Katliamları - Mora, Girit, 93. Harbi ve Balkan Harbi katliamları, sayıları birkaç milyonu bulan Türkü, asırlar boyu yaşadıkları topraklarından, ana ve ata yurdundan uzaklaştırdılar.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonraları da zulüm, baskı insan haklarının ihlalleri durmadı.
Balkanlar'dan Türk göçleri hâlâ devam etmekte. Bugün her Balkanlar ülkesi nüfus emperyalizmi yapmakta ve Türklerin sayısını az göstermekte.
İşte bazı Balkanlar ülkeleri ve Türk nüfus sayıları:
* Bulgaristan - 450 000. Gerçek - 1milyondan fazla;
* Makedonya - 200.000
* Yunanistan - 150.000
* Kosova - 80.000
* Romanya - 150.000
* Karadağ - 2 500
*Bosna Hersek- 1 200
Balkanlar'da Türklerin sayısı yaklaşık 2.800.000 civarındadır.
Geçmişte, Balkanlar'ı daha yaşanır duruma getiren ve Balkan Coğrafyası'na şekil veren Türkler olmuştu. Gelecekte de iyi niyetiyle; kültür değerleriyle; aklı ve zekasıyla; çalışkanlığı ve hoşgörüsüyle Balkanlar'ı yine Türkler şekillendirecektir.
Aynı durum diğer Avrupa ülkeleri için de geçerli. 1960' lı yıllarda başlayan işçi göçleri, bu gün de başka şekil ve boyutlarda devam etmektedir. Bir zamanlar Avrupa'da vasıfsız işçiler olarak çalışıyorlardı. Şimdi ise onların torunları, Avrupa ülkelerinin en büyük bilim, sanat, ileri teknoloji ve sanayi merkezlerinde, köşe başlarını tutmuş durumdadırlar.
Avrupa ülkelerinin eğitimine, sanayisine, kültürüne, sanatına ve siyasetine katkı sunanlar arasında, bugün 1989' da Bulgaristan'dan Türk oldukları için sınır dışı edilen binlerce kardeşimiz de yer almaktadır.
Resmi istatistiklere göre, sadece Almanya'da Türklerin sayısı 2, 700 milyondur.
Avrupa genelinde, yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının varlığı 6,5 milyonu aşkındır, bunların yaklaşık 5,5 milyonu Batı Avrupa ülkelerine yerleşmiş bulunmaktadır.
Avrupa ve Balkanlar, bizim ortak kaderimizdir. Evimiz, işimiz, aşımız burada. Daha huzurlu ve daha iyi bir yaşam için el ele vermemiz gerekir.
Birçok kez Türklerin dışlandığı, hor görüldüğü Balkanlar'a gelirsek, son sözümüz şu olacaktır:
Balkanlar'da ne kadar Bulgar, Yunan, Arnavut ve Romenlerin insan ve yaşam hakları varsa, Türklerin de en az onlar kadar, hatta, biraz daha fazla hayat ve yaşama hakları vardır.
Beş asır Balkanlar'da adaleti ve huzuru sağlayan, Osmanlı Devleti'nin ana omurgasını Türkler oluşturmakta idi.
Balkanlar'daki Türk varlığı göz ardı edilemez!
Yapılması gereken, Balkanlar halkları arasında ayrımcılık yapmak, düşmanlık yaymak değildir. Asırlarca beraber oluşturduğumuz ortak mirasa ve ortak değerlere el birliğiyle sahip çıkmaktır.