MÜZİKLE İÇ İÇEYİM ...

Ünlü şarkıcı Elvan GÜNAYDIN ile söyleşi. * Bulgaristanlı göçmen bir ailenin kızıyım ben. Ailem Haskova bölgesinden gelmiş. Çocukluğumdan beri hep müzikle iç içe oldum. * Merakla beklenen single çalışmanız 'İlk Pazar' PDND etiketiyle dijital müzik platformlarında dinleyicilerin beğenisine sunuldu. * Oysa toplumun isteklerine paralel gelebilmeli sanat ve sanatçı. Burada topluma da sanatçıya da iş düşüyor. Talep arz meselesi biraz. * Benim gönlümde göçmen aileleri farklı bir yere sahip, çünkü onlar iki kez anne baba oluyorlar. * Yıllar önce Türkçe konuşmanın yasak olduğu topraklarda, bağıra çağıra Türkçe şarkı söyledim ben.

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

MÜZİKLE İÇ İÇEYİM ...

Ünlü şarkıcı Elvan GÜNAYDIN ile söyleşi.

* Bulgaristanlı göçmen bir ailenin kızıyım ben. Ailem Haskova bölgesinden gelmiş. Çocukluğumdan beri hep müzikle iç içe oldum.

* Merakla beklenen single çalışmanız "İlk Pazar" PDND etiketiyle dijital müzik platformlarında dinleyicilerin beğenisine sunuldu.

* Oysa toplumun isteklerine paralel gelebilmeli sanat ve sanatçı. Burada topluma da sanatçıya da iş düşüyor. Talep arz meselesi biraz.

* Benim gönlümde göçmen aileleri farklı bir yere sahip, çünkü onlar iki kez anne baba oluyorlar.

* Yıllar önce Türkçe konuşmanın yasak olduğu topraklarda, bağıra çağıra Türkçe şarkı söyledim ben.

- Birazcık genç şarkıcı Elvan Günaydın'ı tanıyalım. Kimsiniz siz, Elvan hanım?

- Öncelikle ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Bulgaristanlı göçmen bir ailenin kızıyım ben. Ailem Haskova bölgesinden gelmiş. Çocukluğumdan beri hep müzikle iç içe oldum. İlk okul yıllarında başlayan minik sahne deneyimlerim zamanla Enbe Orkestrası'na kadar taşındı.Üniversite eğitimimi Sofya Teknik Üniversitesi'nde endüstri mühendisi olarak tamamladım, aynı zamanda Enbe Orkestrası'na dahil olmuştum ve ikisi aynı anda devam etti.

- Demek ki, profesyonel anlamda bu ünlü orkestra ekibi sizin için önemli bir yapı taşı oldu?

- Evet, sahne deneyimi anlamında büyük katkısı var. Bu orkestraya "Eksik" adlı şarkıyı, Mustafa Ceceli'yle düet okuyarak dahil oldum. Üzerinden uzun zaman geçse de hala şarkının beğenilerek anılması mutlu ediyor. Ardından "Hikaye", "Senden kıymetli mi" gibi şarkılarda da yer aldım. Nihayetinde, kendi ayaklarımın üzerinde yürüme isteği herkeste olduğu gibi bende de vardı...

- Merakla beklenen single çalışmanız "İlk Pazar" PDND etiketiyle dijital müzik platformlarında dinleyicilerin beğenisine sunuldu. Şarkının sözleri Gökhan Şahin, müziği Serkan Balkan ve düzenlemesi Osman Çetin imzası taşıyor. Müzik otoritelerine göre, bu eserinizde naif, yumuşak, ruha dokunan güçlü vokaliniz büyülü bir atmosfer yaratmayı başarıyor…

- Evet, "İlk Pazar" şarkısını çok uzun zamandır arıyordum. Buna vesile olan lise arkadaşım şimdilerde ismini güzel işlere attığı, imzalarda sıkça duyduğumuz Osman Çetin. Uzun zaman sonra bir araya gelmemiz "İlk Pazar 'a" ulaşmamı hızlandırdı. Ardından Soner Sarıkabadayı ile bir araya geldik. Onun desteğini almam, bana inanç, hırs ve başarma duygusu katmıştı. Böylelikle "İlk Pazar" için çalışmalara başlamış olduk. Herkesin çok fazla emeği var bu şarkıda. Klip Işıl Reina tarafından Heybeli Ada’da çekildi.  Şarkı dinleyiciyle buluştuğunda, umarım sevilir, dinlenir...

- Geçenlerde Bursa'da Göçmen Panayırı yapıldı ve sizin gibi popüler sanatçılarımız dururken, bu etkinliğe Bulgaristan'dan "çalgacı" Romanlar davet ediliyor...

- Göçmen olmamız bizi, bazı konularda bir araya getirse de, ne yazık ki, popülarite gibi konularda ayrı bir çıkmaza düşürüyor. O isimleri seçen ve seçtiren bir şey olmuştur muhakkak. Tabi ki, gönül ve algımız aynı saygı ve aynı anlayışı paylaşmak istiyor ama ne yazık ki bu mümkün olmuyor. Çok teşekkür ederim beni onore ettiğiniz için. Ama buna bir tepkimiz yok! Geçip karşısına alkışlıyoruz. Genelimizden bahsediyorum. Kaç kişi sizin gibi düşünüyor? Oysa toplumun isteklerine paralel gelebilmeli sanat ve sanatçı. Burada topluma da sanatçıya da iş düşüyor. Talep arz meselesi biraz. Ama tabi sizle böyle konuştuktan sonra o eğlenceye ayrılan paranın daha anlamlı yerlere gitmesini dilerdim...

- Biraz, içinizdeki göçmenlikten bahseder misiniz ?

- 1989 göçmenlerinden ailem. Ben 1990 yılında Kadıköy'de doğdum. İçimdeki yetenek dışarı taşmaya başladığı andan itibaren, ailem hep ardımda destekçiydi. Sonsuz müteşekkirim aileme. Benim için göçmen aileleri farklı bir yere sahip gönlümde, çünkü onlar iki kez anne baba oluyorlar. Düzeni, yaşam kalitesini elinin tersiyle itip, göz göre göre hiç bilmedikleri bir belirsizliğe gelmek zorunda bırakıldılar, daha çok zorlanmaktı, yokuşa sıfırdan tırmanmaktı "muhacirlik". Ama Türk'tük biz, damarlarımızda Atatürk'ümüzün mirası asil kan dolaşırken, mümkün müydü asimile olmak. Tabi ki, gereğini yaptık.

Benim annem, babam ve diğer tüm yaşıtları bir köprü görevi gördü bize. Çocukları için çalıştılar, onlara daha iyi bir yaşam sunabilmek için, kendilerini ezip geçtiler, bunun tarifi, ya da karşılığı yok. Bize düşense, bu paha biçilmez sevgiyi koruyup kollamak.Bulgaristan'daki gerici rejimin en yoğun olduğu zamanlar, Türklüğü asimile etmek için Türkçe konuşmak, müzik dinlemek gibi en olağan insani hakları elimizden almak istemeleri çok manasızmış.Bu direnişte babaannem 40 yıllık ismimi değiştirmem dediği için kaburgaları kırılırcasına dövülmüş. Amcam olan şair Avni Veli'nin çekmediği ızdıraplar kalmadı. Bu nasıl bir kin ve neden? Bu hikayelerin acısı da saçmalığı kadar derin.

Şöyle ki, yıllar sonra Teknik Üniversitesi öğrencisi olarak Sofya'da buldum kendimi. Gel zaman git zaman bir müzik grubuna dahil oldum. Sofya'nın göbeğinde yalnızca Bulgarların olduğu bir topluluğa "İstanbul İstanbul olalı" şarkısını söyledim ve ayakta alkışlandım. Yıllar önce Türkçe konuşmanın yasak olduğu topraklarda, bağıra çağıra Türkçe şarkı söyledim ben. Gururdu bu benim için. Tabi ki, yıllar önce yapılan hatalar yüzünden şimdiki nesli suçlayamayız. Ama neler olduğunu iyi bilmemizde fayda var!

- Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederiz. Göçmen camiası olarak her zaman yanınızdayız!

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN