BALGÖÇ BAŞKANLIĞINDAN MİLLETVEKİLLİĞİNE - DOĞURULAR VE YANLIŞLAR

Yıllarca bu camia bir araya gelip, birlik ve beraberlik içinde hareket edemediyse, bunun en önemli sebeplerinin başında bu nifak sokan ve hatta birilerinin tetikçiliğini yapan kişilerdir. Bundan dolayı öteden beri camiamızın artık bu tip kişilerden temizlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Camiamıza zerre kadar faydası dokunmamış, bilakis hem kurumsal hem kişisel bazda sürekli olumsuz yorumlar yaparak, insanımızı kışkırtma gayretinden başka bir niyeti olmayan bu kişileri, bu camia teşhir edip dışlayacaktır.

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

BALGÖÇ BAŞKANLIĞINDAN MİLLETVEKİLLİĞİNE - DOĞURULAR VE YANLIŞLAR


Sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal ve kültürel gibi amaçlar doğrultusunda çalışmalar yürüten, gönüllülük usulüne dayalı, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır. Temel amaçları da yardım, dayanışma ve temsil ettikleri kitlelerin haklarını savunmaktır.

Bu örgütlerin yöneticileri, gösterdikleri faaliyetler gereği de ister istemez siyaset kurumları, yani karar vericiler ile iç içedir. Çünkü faaliyet alanları ve amaçları aynıdır : İnsanların sorunlarına çare aramak, yaşam standartlarının yükselmesine katkı yapmak. Bundan dolayı zaman zaman kaçınılmaz olarak sivil toplum örgütü yöneticileri siyaset alanına kayabilmekte. Neden? Hizmet etme gayretinde bulundukları örgüte daha etkin katkı yapabilmek için. Çünkü gittikleri yer karar vericilerin arasıdır. Milletvekili olanların gittiği yer ise doğrudan o ülkenin yasama organıdır. Oralarda bulunmak , temsil ettikleri kitlenin sorunlarını daha etkili gündeme getirme fırsatı demek, bu sorunların çözüm noktasında çok daha faydalı olabilmek demektir.

Bundan dolayı bir STK yöneticisinin siyaset kurumuna geçmesinden daha doğal bir şey olamaz, ki özellikle de fırsat olduğunda yapılması gerekir. Amaç bir camiaya hizmetse, siyasetin içine girmek, yani karar vericilerin arasında yer almak bunu başarmanın en etkili yoludur.

Bu bağlamda Bal-Göç Genel Başkanı Yüksel Özkan'ın ana muhalefet partisinden aldığı milletvekilliği teklifini kabul etmesini, her ne kadar camiamızda bazı farklı görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmuş olsa da, son derece olumlu buluyoruz. Muhalefetin içinde ne kadar etkili olabilir ki, diyebilir bazıları. Demokrasilerde iktidarda bugün biri olur, yarın başkası. Her şey önceden bilinmiş olsaydı, seçimlere gerek olmazdı. Kaldı ki burada esas olan sorunlarımızı bir ülkenin en üst mercii olan Parlamento'da sürekli gündemde tutacak birinin olmasıdır. Ve camiamızın en önemli örgütü olan Bal-Göç’ün Genel Başkanı, bunu en iyi şekilde yapacağından hiç şüphe yoktur.

Siyaseti tercih etme konusundaki usul tartışılabilir, ama esasta doğru bir karardır, önemli olan da budur. Siyasete girme konusundaki tartışmalara bakıldığında, birileri kalkmış STK yöneticiliğini basamak olarak kullandığından bahsetmekte. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, Allah aşkına?

Tabi ki basamak olarak kullanacak. Özellikle kullanması da gerekir. Yukarıda STK’ların tarifini ve bir STK’nın amacının ne olduğunu özellikle anlattık. Orada yöneticilik yapanlar, gösterdikleri faaliyetleri siyaset kurumuna geçerek çok daha etkin yapabilme ve temsil ettikleri camialara çok daha faydalı olabilme ihtimali varken, tabi ki bu faaliyet alanın bir üst basamağı olan siyasete gireceklerdir.

Bundan dolayı bir kesimin, bu makamı basamak olarak kullandığı eleştirilerine kesinlikle katılmıyoruz. Zaten bir STK yöneticisi bir üst basamak olan siyaset kurumunu düşünmüyorsa, hiç bu görevlere gelmesin. Bilhassa, STK yöneticiliğini özellikle basamak olarak kullanması gerekir. Amaç bir camiaya hizmet etmekse, bunun için siyasetin içinde bulunmaktan daha etkili yol olabilir mi?

Bu tür eleştirileri yöneltenler, camiamızın içinde bulunan bozguncu zihniyettir. Öteden beri eleştirdiğimiz ve camiamızın temizlenmesi gerektiğini savunduğumuz zihniyet budur. Yıllarca bu camia bir araya gelip, birlik ve beraberlik içinde hareket edemediyse, bunun en önemli sebeplerinin başında bu nifak sokan ve hatta birilerinin tetikçiliğini yapan kişilerdir. Bundan dolayı öteden beri camiamızın artık bu tip kişilerden temizlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Camiamıza zerre kadar faydası dokunmamış, bilakis hem kurumsal hem kişisel bazda sürekli olumsuz yorumlar yaparak, insanımızı kışkırtma gayretinden başka bir niyeti olmayan bu kişileri, bu camia teşhir edip dışlayacaktır.

Sonuç olarak bir defa daha tekrar ediyoruz: Bal-Göç Genel Başkanının kararı son derece doğrudur. Eleştirenler de bu camiaya zerre kadar faydası olmayan onun bunun tetikçiliğini yapanlardır. Önce birbirimize saygı duymayı öğreneceğiz.Bir birlerimizin başarıları ile gurur duymayı öğrenmeliyiz. Herkesin bir siyasi duruşu vardır. Herkesin siyasi görüşü farklı olabilir. Kimse de, kimseye bu görüşünü değiştir demiyor. Ancak biz camia olarak kendi insanımızın menfaatlerini gözetmek durumundayız. İnsanımızın sorunlarını bilen ve çözüm noktasında katkı yapacak kişilere destek olmalıyız. Biz önce bu noktaya odaklanmalıyız. Bizim derdimize derman olacak, sorunlarımıza çare olacak kişilere öncelik vermeliyiz. Daha sonra herkes istediği görüşü, istediği anlayışı savunsun, kendi açımdan bakıldığında her zaman muhafazakar merkez sağ çizgisinde oldum ve bu böyle devam edecek, o ayrı...

Ancak her ne kadar siyasi görüşümüz örtüşmese de, camiamızın temsilcisi Bal-Göç’ün Başkanına böyle bir teklif getiren ve bir yerde camiamıza saygı olarak görülen bu girişimden dolayı ana muhalefeti tebrik ederiz. Buradan çok yazı yazdık, çok uyarılarda bulunduk; Bu siyaset kurumunun göçmen camiasına saygı duymalı diye.

Bu camia demokrasinin temel unsuru “ temsilde çoğunluk” konusunda artık gereğini yapacaktır. Demokrasinin gereğini yerine getirmeyi öğrenecektir. Bu camia üzerindeki ölü toprağı atacaktır, atmaya başlamıştır da. Cebel 19 Mayıs öncesi oluşan havayı çok iyi bilirim. Öteden beri çevremdeki arkadaşlara, camiamızda aynı havanın elektriğini hissettiğimizi söylüyoruz. Bu camia bir yerde tepkisini koyacaktı. Nicelik bizde, bundan öte nitelik yani donanımlı, liyakatli kişiler bizde ama karar vericiler başkaları. Kimse kusura bakmasın! Yok böyle bir dünya!

Sonuç: İstifa edip aday olması doğru, yanlış olan buna yapılan eleştirilerdir...

Gürçay CEM

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN