Kahramanlar, mağdurlar ve sahtekarlar

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 06 Eylül 2018 08:33

93 harbi diye bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı ve özellikle 1912 Balkan harbinden sonra Osmanlının Başkanları terk etmesinden sonra oralarda kalan Soydaşlarımız inanılmaz baskı ve zulümlere maruz kalmışlardır.

Belli güç odakları oralardaki milletlerin rövanşist yaklaşımlarını kullanarak Balkanlardaki varlığımızı silmek için elinden geleni yapmışlardır.

Ancak bu sıkıntılı süreçte sayısız şehit verilmesine rağmen insanımız oralardaki mevzilerimizi asla terk etmemişlerdir.

Bundan dolayıdır ki, kendisi de bizlerden biri olan Mustafa Kemal Atatürk muhacirler hakkında o unutulmaz sözleri söylemiştir:

“Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar dövüşenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir”

Bu gün hala Balkanlarda güçlü şekilde varlığımızı devam ettiriyorsak, bu soydaşlarımızın cesur ve asla boyun eğemeyen duruşu sayesindedir.

Oralardaki varlığımızı asimile etmek için her türlü yol denenmesine rağmen bu güne kadar bu girişimlerin tamamı başarısız olmuştur.

En son bu tür asimilasyon girişimi 1984-1985 yılında Bulgaristan'da yaşanmıştı.

Ama Jivkov rejiminin tüm acımasızlığına ve kararlılığına rağmen daha önceki girişimler gibi bu da başarısız olmuştu.

Bunların başarısız olmalarında en önemli rol, varlığımızı korumak için, özgürlüklerini, sağlıklarını ve hayatlarını ortaya koyan kahramanlarımız oynamıştır.

Bu hak ve özgürlük savaşçılarımızın birçoğu gözaltına alınmış, her çeşit baskı ve işkencelere maruz kalmış , birçoğu da hapislere atılmıştı.

Ancak gözünü kırpmadan, dinimizi, dilimizi, varlığmızı korumak için hayatlarını ortaya koyan bu insanlarımız asla fazlasıyla hak ettikleri itibarı görmemişlerdir.

Bunların saygı görmemesi için birileri de yoğun şekilde bilgi kirliği yaratarak,kimin gerçek kahraman olduğunu, kimler rejime hizmet ettiklerini, kimler sahtekar oldukları konusunu birbirine karışmasına sebep omuşlardır.

Bu kasıtlı yaratılan karışıklık sayesinde bir de baktık ki her hapiste yatan siyasi mahküm oluvermiş..

Oysa bunların arasında birçok kişi adi suçlardan dolayı hapiste yatmakla beraber, birçoğu da baskılara dayanamayarak rejime hizmet etmeyi kabul etmiştir.

Bazıları da başından beri rejime hizmet etmelerine rağmen ,rejim tarafından siyasi mahküm gibi gösterilerek yıllarca aramızda davamız için mücadele etmiş gibi gösterilmişlerdir.

Artık it izi ile at izini birbirinden ayırma vakti gelmiştir.

Her şeyden öte bunu gerçek kahramanlarımıza borçluyuz.

Bu konuda yaptığımız derin araştırmalar ile epey mesafe kat etmekle beraber konuyla ilgili ileriki zamanda kapsamlı bilgiler paylaşılacaktır.

İnsanımız onlar için gerçek mücadele verenlerin kimler olduğunu bilme hakkına sahiptir.

Kimleri baştacı edeceğini, kimler yıllarca kendi çıkarları için onları istisamar ettiklerini öğrenmeleri en doğal haklarıdır.

Hayatlarını hak ve özgürlüklerimiz için adayan gerçek kahramanlar bir de bakmışız ki totaliter rejimin yıkılışından sonra arka plana itilivermişler.

O güne kadar ortalıkta görünmeyen, hak ve özgürlüklerimiz adına en ufak bir katkı yapmamış kişiler en ön saflarda yer almış.

İşte tam da bu karmaşaya son vermek ve bizim varlığmız için gerektiğinde gözünü bile kırpmadan hayatlarını ortaya koyan gerçek kahramanlarımıza fazlasıyla hak ettikleri saygınlığı kazandırmak, çocuklarımıza ve torunlarımıza bu insanların yaptıklarını aktarmak için bundan böyle bu insanlarımızı anlatacağız.

Bu konuda bilgi sahibi herkesin desteğini bekliyoruz.

Bunu birileri yapmalıydı.

Zira gerçek kahraman asla çıkıp da;

“Ben bunu yaptım , şöyle mücadele ettim” demez.

Gerçekten cesur bir kişi asla böbürlenmez,sağda solda demeç vermez.

Bunu yapanlar hep sonradan ortaya çıkan çakma özgürlük savaşçılarıdır.

Zaten açıklamaya gerek de kalmadan herkes, kimlerin gerçekten hak ve özgürlük için savaş verdiklerini, kimler zor zamanda ortalıkta görünmeyip daha sonra her şey bitince ön saflarda yer alanlar olduğu kolayca anlayabilir.

Her kim ki sağda solda atıp tutuyorsa , yerli yersiz ileri geri demeç verip yorum yapıyorsa bilin ki bunlar bu mücadelenin içinde yer alan insanlar değildir.

Gerçek kahramanlardan herhangi birinin ileri geri konuştuğunu, her dakkika bir yerlere demeç verdiğini veya yorum yaptığını gören var mı?

Göremezsiniz.

Çünkü bunların karakterinde gurur ve kibir yoktur.

Mesela (önceki günlerde ölüm yıldönümünü kutladığımız için örnek veriyoruz) Keser'i ileri geri konuşurken, sağda solda, medyada veya sanal alemde övünürken gören duyan var mı?

İşte bu güne kadar sessiz kalmış bu gerçek kahramanlarımızı ortaya çıkarmak hepimizin boynunun borcudur.

İşte bu özgürlğük savaşçılarımıza fazlasıyla hak ettikleri itibarı kazandırmak hepimizin görevidir.

Bu kahramanlarımızı çocuklarımıza, torunlarımıza anlatmak gerekiyor ki, geçmişini bilmeyenin geleceğinin olamayacağını iyice öğrensinler.

SON 5 YAZISI

Dışişleri Bakanının Bal-Göç ziyareti ile verdiği mesaj neydi

20 Mart 2024 11:49

OKU

DPS'yi, bu saatten sonra ancak kim kurtarır

01 Mart 2024 21:23

OKU

Bulgarlar, Türk mü ?

02 Şubat 2024 14:27

OKU

Hakan Fidan'ın Bulgaristan ziyaretinin şifreleri

01 Şubat 2024 09:48

OKU

Geri vites atıldı, artı halka inilecekmiş; ama nafile...

04 Ocak 2024 02:47

OKU