DPS'yi, bu saatten sonra ancak kim kurtarır - Op. Dr. Gürçay CEM

DPS'yi, bu saatten sonra ancak kim kurtarır


Bulgaristan'daki soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile kurulan DPS, hafta sonu yaptığı kongrede partinin başına etnik bir Bulgar getirdi

Bir de eş başkan seçildi; ancak bu tamamen tepkileri azaltmak ve göz boyamak için yapılan formalite bir seçim.

Ana misyonu soydaşımızın haklarını savunmak olan partinin başına bir Bulgarın getirilmesi fazlasıyla ironik.

Bunu ayrımcılık ve ırkçılık yapmak için söylemiyoruz.

Anlatmak istediğimiz, bu tür kişilerin soydaşımızın sıkıntılarını, beklentilerini ve dertlerini nereden bilecek ki onları temsil etsin...

Zaten bu kişinin öyle bir derdi de yok. Partiye, kendi şahsi ticari işlerini daha rahat yürütebilmesi için ihtiyacı var. Kurduğu düzeni devam ettirebilmesi için siyasi bir güce ihtiyacı var.

Bundan öte, uluslararası kovuşturmalara sebep olacak kadar şaibeli birinin, bu makama getirilmesi soydaşımıza yapılan hakarettir. Ama asıl hakaret DPS teşkilatına yapılmıştır.

Partinin içinde liderlik yapacak son derece donanımlı ve bilgili siyasetçiler varken, bunun seçilmesi her şeyden öte bu kişilere hakarettir. Bunun seçilmesinden, parti içinde de ciddi rahatsızlıklar olduğunu biliyoruz.

Son yıllarda hızla eriyen DPS, bunun seçilmesi ile erime sürecini daha da hızlandıracağını söylemeye gerek yok. Daha önce söylediklerimiz nasıl ki milimi milimine gerçekleştiyse, bunun da aynen yaşanacağına şahit olacağız.

Son 5-6 yılda, ciddi destek kaybına uğradı parti. Defalarca uyarılarda bulunmuştuk, bunun yaşanacağı konusunda.

Önce soydaşımızın yarısı oradan koptu. Daha sonra 2/3 , 3/4 derken, şu an soydaşımızın yüzde sekseni DPS'den ayrıldı.

Ama DPS açısından asıl sorun oradan kopanların bir daha geri dönmüyor olmalarıdır.

Dönmeyeceklerini de sebepleri ile beraber söylemiştik. Bu saatten sonra bırakın geri dönüşleri, kopmalar daha da artacaktır.

Birileri çıkmış, bu kopmaları parti liderliğine getirilen kişi, maddi menfaat karşılığı seçmen devşirerek telafi edeceğini söylüyor...

Bunu iddia edenler şunu bilmiyor ki, bu tür yöntemler geçici ve kısa vadeli çözümlerdir. Siyasi parti gibi oluşumların ömrü destekçilerinin, bu partiye gönülden bağlı oldukları kadardır.

Para ve menfaat ile bu oluşumları ayakta tutmanız mümkün değildir. Gönülden bağlılık olmayan oluşumların ömrü uzun olmaz.

Yani, partinin başına getirilen kişi "parayı verir düdüğü çalarım" anlayışı içinde; ancak bu anlayışla bir yere kadar işleri idare edebilir.

Maddi çıkar üzerine kurulu hiçbir siyasi oluşumun kalıcı olma şansı yoktur. Hiçbir şey olmasa bile, kendi aralarında "sen fazla aldın, ben az aldım" kavgaları yaşanır veya bu tür seçmen daha fazla verenin yanına kayar.

Yani, DPS zaten fazlasıyla destekçi kaybetmişken, bundan sonra daha da fazlasını kaybedeceğinden şüphe yok.

Bu kişi, soydaşımızın ezici çoğunluğu tarafından kabul görmediği gibi, buradaki camiamız ve karar vericiler nezdinde de kabul görmediği açık.

Hafta sonu yapılan kongrede, DPS tarihinin en düşük seviyeli ve cılız temsili yaşandı. Üst düzey ne siyasiler vardı, ne de STK'lar...

Yöneticileri, bulundukları makamları kendi şahsi çıkarları için kullanan ve camiamızda herhangi bir etkinliği olmayan 3-5 STK'nın dışında, camiamızda ağırlığı olan hiçbir STK kongreye icabet etmedi.

Ülkemizden giden düşük seviyeli temsili, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı ile telafi etme gayreti içine girdi DPS yönetimi; ama bu ters tepti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim soydaşlarımızı selamladı, bu mesajında. Parti liderliğine seçilecek kişinin adını bile anmadan.

Bu da seçilecek lidere karşı onun tavrını net olarak ortaya koymuş oldu. Yani, yayınlanan bu mesaj, DPS'nin yeni yönetimine karşı katkı yerine tam ters etki yaratmasına sebep oldu.

Ama diğer yandan bunun partinin başına getirilmesi, soydaşlarımız açısından son derece olumlu olmuştur. Onları gerçek anlamda temsil edecek bir oluşumun kurulmasını hızlandıracaktır...

DPS'den kopan yüzde seksen gibi muazzama bir kitle var. Bu kitleyi bir araya getirmek de son derece kolay.

Bunun ayrıntısını buradan yazacak değiliz. Şimdilik sadece bu konuda ciddi alt yapı çalışmaları olduğunu söyleyelim.

Aslında burada farklı denklemler ve farklı güç odakları da söz konusu; ama bu konuda ayrıca yazarız.

DPS'ye gelince, bu saatten sonra partiyi yok olmaktan kurtaracak tek bir isim var.

Onursal Başkan Ahmet Doğan.

Ancak o sahaya çıkıp fiilen kontrolü ele alırsa, partinin daha fazla erozyona uğramasının önüne geçebilir.

Yoksa mevcut lider kadrosuyla partiye olacakları üstte yazdık...

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • ramayy | 03 Mart 2024 11:21

    Yazının? doğru. %1 yanlış. HÖH kurtaracak olan Onursuz başkan değil. HÖH bu duruma getiren bizzat kendididir. Yaptığını çok iyi biliyor. Adım adım Jivkov usulü hedefine doğru yol alıyor. Hedeji Türklüğü silmek. 34 yıldır Türk kimliğini savunanları hep partiden attı. Biraz uyananları da atmaya devam ediyor. En son Mustafa Karadayı bildiğiniz gibi Pomaklar arasında kalmış ve maneviyatı çok silinmiş bir Türk köyü Karabulak ( Borino) dandı. Lütfü Mestanın kovulmasından sonra partide M. ve Ç. Kazak'lar, İlhan Küçük, Necmi Ali ve dahası da ağır topları varken, partinin başına kuklalık yapacak ve iplerini kendisinin çekeceği M.Karadayı'yı getirdi. Bir süre kullandı. Lakin M. Karadayı yavaş yavaş öz kimliğine uyandı. Türkiye ziyeretinde çok olumlu çalışmalar sürdürdü. Hatırlarsanız zamanın Dışişleri bakanı Sayın Çavuşoğlu ile görüşmelerinde; " Türkiye Bizim Anavatanımızdır". Dedi. Üç ay geçmedi Bulgaristanda Cumhurbaşkanı Radev tarafından çirkince azarlamdı. Senin anavstanın Bulgaristan değil mi? Dedi azarladı. Radevin Anavatan kavramını ya bilmediği yada saptırmasıdır. Anavatan ile memleket kavramları ayrı şeylerdir.Amerikadaki, Avtupadaki bütün Bulgarların ve onların orada doğmuş büyümüş çocuklarının da Anavatanı Bulgaristandır. Bulgaristandan gitmiş Bulgarların öemleketleri de Bulgaristandır. Onların oralarda doğmuş cuklarının memleketleri de oralarıdır. Anavatan kavramı coğrafi değil se millidir. Bir kişinin milliyetinin, dilinin hakim olduğu devler o kişinin nerede olursa olsun Anavatanıdır. Vatandaşlık kavramı apaytı bir şey. Kimliğine uyanan Sayın Karadayı kapalı kapılar arkasında hörevine son verildi Rus usulü istifa ettirildi. Yoksa kaderi Lütfü Mestan gibi olacaktı. Lütfü Mestanı akrabalarının Büyükelçiliğine sığınması kurtardı. Olanları dünya kamuoyına açıklayınca, " Ok yaydan çıkmıştı" ve artık faili mechul yapamazlardı. Bg.tam 120 kişiye kendimi bilmez yağarak sordum. Karadayıyı çok seviyordum, niye ayrıldı dedim. 90 kişinin cevabı; " Görevden ayrılmasını istediler. O da akıllı davran ve istifasını verdi. Yoksa kaderi "faili mechul " olurdu. Dediler. Otuz kişi ise "Yükünü yaptı, akıllı davrandı. Yanına ortak vereceklerini anladı ve içine sindiremedi ". Dediler. Partinin " Yeni başlangıç ) Novo Naçalo) sloganı Türklüğü silmenin yeni aşaması. Bunlar tutar mı???? Zaman gösterecek. Bu güne kadar: HÖH Türkçe çıkan gazetenin yok olması, Türkçe okuyan çocukların sayısı beşli rakamlardan ikili rakkamlara düşmesi hep tuttu. Kırcali dışında Çocukların Anadillerinin Bulgarlaşması ve Türlçenin Nine- Dede dili kalması hep HÖH proje başarısıdır. Bu gün hemen hemen bütün Bulgar siyasilerinin bu durumdan memnun olması yani Türklük yok oluyor anlayışı görünmektedir. Lakin bu durum dünya siyaseti bir karışırsa Bılgaristanın düşmanları tarafından kuşlanılır mı kullanılır. Anadilini yok etmek isteyenlere karşı düşmanların kışkırtmasıyla ayallanmslar olur mu? Olur. O zaman ülkenin barışı huzuru bozulur mu? Bal gibi bozulur.İşte o zaman Bulgaristanı yönetenler DPS ülkeye verdiği zaratı anlarlar ama geç olur. AB ülkelerinde çok dilli devletler var mı? Var. Bu ülkeler Birlik beraberlik, yükdek vatsndaşlık bilinciyle huzur ve güven içinde yaşıyorlar mı? Yaşıyorlar...