Varlığı hiçbir şey kazandırmayan federasyonun yokluğu da hiçbir şey kaybettirmez...
Op. Dr. Gürçay CEM
BGF ( Balkan Göçmenleri Federasyonu ), 1987 yılında kurulan bir federasyondur. Bal-Göç'ten iki yıl sonra kurulan federasyonun o günkü amacı, Bal-Göç'ün önderliğinde, Bulgaristan'daki soydaşlarımıza uygulanan asimilasyon politikalarını dünyaya duyurmak ve buna paralel olarak faaliyetler yürütmektir.
BGF'nin gücü de, etkinliği de, Bal-Göç'ün federasyonda yer aldığı kadardır. Bu hakikat açıkça ortadayken en doğrusu da Bal-Göç Genel Başkanının aynı zamanda BGF Genel Başkanı olmasıdır.
O eski dönemde, bünyesine en yoğun göçmen nüfusa sahip bölgelerden dernekler katarak faaliyetlerin daha koordineli çalışması amaçlanmıştır. Nitekim o günlerde fazlasıyla etkili oldular da. Ancak daha sonraki yıllarda dernek ve federasyon sayıları artınca, bunların tek çatı altında toplanma gereği ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaç doğrultusunda Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu kuruldu.
BRTK, artık sadece belli bölgelerdeki STK'ları değil, bütün ülkedeki göçmen STK'ları bünyesine aldığından BGF anlamını da yitirmiş oldu. Federasyonların olması gerekmediğinden değil, ayrı bölgelerden derneklerin yer aldığı bir federasyonun rasyonel çalışma imkanı olamadığından, BGF artık sembolik bir kuruluştan başka bir şey değil demek istiyoruz.
Değişik ve birbirinden uzak bölgelerden olduklarından, ayda yılda bir kere bir araya gelen üye dernekler ne bir faaliyet yapabilir, ne de etkili olabilir. Bunun yerine aynı bölgedeki derneklerin kurduğu federasyonlar daha pragmatik, dinamik ve çözüm odaklı faaliyetlerde bulunabilir.
Nitekim konfederasyonun bünyesindeki federasyonlara bakıldığında, aynen de aynı bölge derneklerinden oluşan federasyonlardır. Ki doğrusu da budur. Evet, BGF ilk kurulduğu zamanlarda diğer şehirlerdeki derneklerle koordineli çalışmak için olmazsa olmaz bir gereklilikmiş; ama artık çok daha kapsamlı olan konfederasyon olduğundan dolayı, merkezleri değişik ve birbirinden uzak şehirlerde olan dernekleri bünyesinde bulunduran BGF gibi bir federasyona da ihtiyaç yoktur.
Ancak ayda yılda bir araya gelebilen bir yapının kime ne faydası olabilir ki?
Nitekim de son yıllarda kimseye zerre kadar bir faydası da olmamıştır. Bunun çok çarpıcı örneğini BGF'nin son döneminde yaşadık. Son dört yıldır BGF'nin herhangi bir etkinliğini veya faaliyetini duyan, gören veya şahit olan var mı? Hep beraber bizim göçmen mahallelere gidip soralım bakalım, BGF'nin bırakın yönetimini, başkanının kim olduğunu, hatta BGF'nin ne olduğunu bilen var mı?İnsanımızın %99'u cevap veremeyecek. Bu konuda isteyenle istediğine iddiaya girmeye hazırız; çünkü biz bu yoklamayı defalarca yaptık...
Bizim göçmen STK'ların esas misyonu, Balkanlar'daki soydaşlarımızın varlığını ve çıkarlarını korumaktır.
Geçen yıl, Bulgaristan'da üç genel seçim yapıldı. Bu süreçte BGF'nin, yani federasyonun herhangi bir şekilde faaliyet yaptığını duyan oldu mu? Duyan olamaz; çünkü en küçük bir katkısı bile olmadı. Bunun dışında insanımızın birçok sorunu olduğu bir yerde, bu sorunların çözümüne yönelik en küçük bir faaliyet var mı? Yok! Ne var? Oraya buraya üfürükten tayyare ziyaretler. Boş boş, ceviz kabuğunu bile doldurmayacak konuşmalar...
Yani hamasetten başka bir şey yok. BGF'nin dört yıllık karnesi bu. Bir tek zorunlu göçün 30'ncu yılı etkinliği yapıldı; ama bu etkinliği de a'dan z'ye kadar YTB yaptı.
BGF'nin varlığını devam ettirmek için bir sebep yoktur, ki bu saatten sonra bünyesine ne kadar dernek katarsa katsın, 10 değil 20 dernek de katsa, tam da birbirinden uzak olmalarından dolayı herhangi bir ağırlığı olmayacak.
Bunun yerine aynı bölgede bulunan derneklerden federasyonlar oluşturulması çok daha efektif bir çözüm olacaktır. Bunun örnekleri zaten fazlasıyla var.
Anlatmak istediğimiz, BGF'nin artık varlık sebebinin olmadığıdır. Zaten hiç bir etkinliği ve ağırlığı kalmamıştır. Hele ki son yıllarda hiç bir varlık gösterememiş ve bitkisel hayata girmiştir...
Bunun ispatı da son yapılan genel kurulda açıkça görüldü. Bir kuruluş ve başındaki kişinin özgül ağırlığı, karar vericiler ve kanaat önderleri tarafından gösterilen ilgi kadardır. Yani o kuruluşun saygınlığı ve etkinliği, protokolün gösterdiği ilgi kadardır.
Hafta sonu yapılan BGF kongresinde son derece cılız protokolün olması, aslında BGF'nin ağırlığını gösteren en önemli kanıtı olmuştur. Doğal olarak orada olması gereken eski başkan ve şimdiki CHP Milletvekili Yüksel Özkan'ı saymazsak, kongreye sadece İYİ Parti İl Başkanı teşrif etmiştir. O da nezaketen, istisnasız davet edilen her yere gittiğinden, kongrede bulunması, BGF için çok ayrıcalıklı bir durum sayılmaz.
Bizim yöre derneğimizin etkinliklerine katılan protokol, gerek sayı gerek etkili isimler açısından, BGF'nin en üst organı olan kongresinden 10 misli fazlaysa, başka daha neyi konuşalım...
Anlatmak istediğimiz, günümüzde BGF'nin herhangi bir ağırlığı kalmadığı gibi, var olmasına da bir sebep yoktur. Zaten zaman içinde anlamını yitirerek varlığı kendiliğinden sona erecektir. Bunu hep beraber göreceğiz; çünkü amacı ve misyonu olmayan hiç bir yapı varlığını sürdürmez...
Birileri, kaybettikleri 3 Temmuz Bal-Göç kongresinin kuyruk acısıyla, rövanş almaya kalkıştı. Akıllarınca BGF kongresinde, Bal-Göç Genel Başkanının aday çıkmasını sağlayarak rövanş alacaklar. Bu konuda epey gayret de sarf etmediler değil; ama en büyük hataları avanta için anasını bile satacak tipleri kullanmaya kalkışmaları oldu. Bunun dışında bizi oyunbozanlıkla suçlamak için planlar da yaptılar; fakat bu da dikiş tutmadı. Verdiğimiz liste konusunda da milimi milimine aynen öngördüğümüz gibi reaksiyon gösterdiler ve tam da beklediğimiz gibi listeyi değiştirmeye kalkıştılar. Ancak bunu yapacaklarını zaten beklediğimiz için, kendi kendilerini tuzağa düşürdükleri ile kaldılar. Bozguncu durumuna kendileri düştüler...