GÜNDEM VE GERÇEK - 03.08.2022, Çarşamba
________________________________________
MESTANLI İYİ BİR SINAV VEREMEDİ - 1.
Temmuz ayının son haftası düzenlenen Mestanlı Günleri, geçtiğimiz hafta kutlandı.
Değişik etkinliklerde buluşan Mestanlılar ve misafirleri hoş dakikalar geçirmiş; ama asıl mesele hoş vakit geçirmek değil ki?
Bu tür etkinlikler daha çok birlik beraberlik etkinlikleri olur. Yıllarca görüşmeyenlerin buluştuğu, dertleştiği bir ortam. Bu yılki kültür -sanat programı oldukça zengin olmasına rağmen; asıl özüne hizmet edemedi.
Buralar hem Bulgaristan'daki soydaşlarımız, hem ülkemiz başta olmak üzere, dünyanın her yerinden kişilerin birlikte katıldığı ve eğlendiği organizasyonlar olmalıdır. Bu konuda organizatörler zafiyetler yaşadı.
Bu tür etkinliklere kişisel katılımların yanı sıra kurumsal olarak belli kitleleri temsil eden yöneticiler katılır. Bu bağlamda bu yılki Mestanlı Günleri kutlaması iyi bir sınav veremedi. Gerek ülkemizden, gerek Avrupa ve dünyanın değişik yerlerinden dernek ve benzeri örgüt temsilcileri davet edilmesine rağmen, yurt dışındaki insanlarımızı temsil eden en önemli ve büyük STK olan Bal-Göç'ün Genel Başkanının davet edilmemesi büyük bir zafiyet olmuştur. Davet diye gönderilen e-mail ciddiyetten uzak bir davet olmuştur.
Herhangi birine davetiye gönderir gibi sadece mail göndermek "gelseniz de olur, gelmeseniz de olur" olarak algılanır. Kaldı ki önemli protokol misafirlerine sadece davetiye gönderilmez, etkinliklerin akışını içeren resmi protokol programı da iletilir. Bundan öte üst düzey protokol misafirleri, davetiyenin yanı sıra bizzat oranizatörler tarafından aranması temayüller gereğidir.
Bal-Göç, camiamızın en önemli sivil toplum kuruluşudur ve genel başkanı da önemli protokol misafirleri kategorisinde yer alan kişilerdendir. Herhangi birine davetiye gönderir gibi, davetiye göndermek hoş olmamış.
Bu konuda Mestanlı Günlerini organize eden belediye, bir şekilde bu hatasını düzeltmelidir. Bal-Göç'ü ziyaret ederek mi olur, başka bir yol mu izlenir; ama bu durum mutlaka düzeltilmeli. Üstte dediğimiz gibi, bu tür kutlamalar birlikteliğimizi pekiştirmek için organize edilen etkinliklerdir. Burada esas olan, kurumsal olarak herkesi kapsayacak şekilde bunu gerçekleştirebilmektir. Yoksa konserlerde binlerce kişinin toplanması kimseyi yanıltmasın. Çalgıcı, türkücü ile 10 000 değil, 100 000 kişi de toplayabilirsiniz...
Burada esas olan camiamızı temsil edenleri bir araya getirmeyi başarabilmektir. Aynı durum buradaki dernek ve SİAD'larımız için de geçerlidir. İsteyen istediği kadar etkinlik yapsın, tek başına hiç kimse herhangi bir şey başarması mümkün değildir.
Tek başına Bal-Göç de bir şey başaramaz. Yöre derneklerimiz ve SİAD'larımız da herhangi bir başarı elde etmesi mümkün değil. Her ne kadar yöre dernekleri ve SİAD'ların toplamı Bal-Göç''ten daha güçlü olma potansiyeline sahip olsalar da, onlar da Bal-Göç olmadan her hangi bir şey başarmaları mümkün değildir...
Anlatmaya çalışmaktan dilimizde tüy bitti. Bütün derneklerimiz, SİAD'larımız ve Bal-Göç şubeleriyle birlikte beraber hareket etmeyi başarmadığımız sürece, yerimizde saymaya devam ederiz. Kimse de kendini kandırmasın. Biz böyle faaliyetler yaparız, şöyle etkinliklere imza atarız ve insanımızı toparlamayı başarırız diye. Bırakın faaliyet yapmayı, ağızla kuş tutulsa, tek başına hiç kimse, hiç bir şey yapamaz...
Bu tür faaliyetler on yıllarca bütün dernekler tarafından fazlasıyla yapıldı. Sonuç? Koskocaman bir SIFIR. Camia olarak artık level atlamamız lazım. Bir üst seviyeye çıkmamız lazım. Bu da ancak beraber hareket ederek mümkündür...
NURİ TURGUT ADALI'NIN ANMA TÖRENİ, EN AZ SADIK AHMET'İNKİ KADAR KALABALIK OLMALI - 2.
Sadık Ahmet, hiç kuşkusuz Balkan Türklüğü için sembol isimlerden biridir; ama en az onun kadar, belki de, çok daha fazlası olan bizim de kahramanlarımız var.
Bunların başında gelen en önemli isimlerden biri, Nuri Turgut Adalı'dır. Etnik kimlik ve dini mücadelesini en kıymetlisi ile ödeyen bir isim. Bu uğurda gençliğini heba etmiştir. Boşuna kendisine Balkanların Mandela'sı denmiyor. Ancak bu mücadelesi gençliğine mal olmasına rağmen, fazlasıyla hak ettiği saygıyı hayattayken asla görmemiştir. Ölümünden sonra da, aynı zamanda özeleştiri de yaparak, kendisine yakışan anma törenleri düzenleyemedik. Düşük seviyede, mezarı başında veya anıtı olan yerlerde neredeyse formalite seviyesinde törenler düzenlendi, hepsi o kadar.
Burada asıl suçlu DPS ve bunların zihniyetinde olanlardır. Bu törenlerin tertiplenmesi ve en üst seviyede protokolün katılmasını sağlamaları gerekenler partinin üst yönetimidir. Aynen Batı Trakya'daki kardeşlerimizin Sadık Ahmet ile ilgili düzenledikleri anma törenlerinde olduğu gibi...
Ama DPS'de bırakın böyle ihtişamlı törenler düzenlemeyi, var olanları bile; Söğütkesiği, Türkan Çeşme, Mestanlı Aralık Olayları veya Cebel 19 Mayıs gibi bizim için önemli tarihi günleri her geçen gün daha düşük seviyede kutlama gayretleri var.
Bugünlerde peş peşe her hafta kutlanan bilmem hangi ilçe günleri, bunun temellerinin atılmasıdır; amaç giderek bu günleri ön plana çıkararak bizim için önemli olan anma törenlerini daha düşük seviyeye düşürmek.
Burada görev bizim göçmen STK'larımıza düşüyor. Asli görevlerimizden biri, Balkanlar'da varlığımızın korunmasının yanı sıra, bu uğurda hayatlarını ortaya koyan şahsiyetlerimizi anmak ve onları yüceltmektir.
Bu yıl zaman darlığından yetişmedi; ancak önümüzdeki yıldan itibaren sadece yerel değil, ulusal çapta en üst düzeydeki protokol, Nuri Turgut Adalı'nın anıtı başında hazır bulunmalı...
Gayretler bu yönde olmalı. Hedeflediğimiz gibi, bizim insanlarımızı ülke yönetimlerinde en üst seviyelere taşıdığımızda, bu katılımlar zaten kendiliğinden çok daha etkili olacaktır.
Cuma günü, Görükle'de geleneksel olarak düzenlenen Nuri Turgut Adalı anma töreninde bütün STK'larımız, SİAD'larımız, kanaat önderlerimiz ve bütün göçmen kardeşlerimiz saat 11.00' de hazır bulunmalı. Hatta işte veya görevde olanlar izin alarak orada bulunmalı...
Herkes şahsi husumetleri bir tarafa bırakıp, Nuri Turgut Adalı'ya falzasıyla hak ettiği saygıyı göstermek için orada olmalı.
Bu bir dava meselesidir. Bizim kuruluş amacımız da bu davaya hizmet etmektir...
/ Devam ediyor /