Dernek ve STK'lar, ortak hedefleri olan kitlelerin bir araya geldiği örgütlerdir. Bu tür örgütlerin öncelikli amaçları yardım ve dayanışmadır, kendi üyelerinin veya temsil ettikleri toplulukların çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Bundan dolayı kendi içlerinden birileri yardıma ihtiyacı olduğunda, bu örgütlerin vazifeleri bu kişilerin yanlarında olmaktır. Bunu yapmadıkları taktirde, bu oluşumların var olma sebepleri ortadan kalkar.
Bu anlayışla onlarca, yüzlerce insanımıza yardımcı olmuşuzdur. Atamalarına da, tayinlerine de, iş bulmalarına da, herhangi bir kurumda sıkıntı yaşadıklarında da, hastanelerde de birçok kişiye birçok konuda arkadaşlarımızla beraber elimizden geldiğince yardımcı olmuşuzdur.
Bundan dolayı zamanında milletvekili adayı da olduk. Oturduğunuz makam ne kadar yüksek olursa yardım etme konusunda o kadar daha etkili olursunuz. Aday olmamızın esas sebebi buydu. Şartlar uygun olduğunda gerek siyaset, gerek bürokrasiye yine aday olmaktan da çekinmeyiz.
Ancak benim için makam ve mevkiilerden daha öncelikli değerler vardır. Dürüstlükten ve doğruluktan asla taviz vermem. Bu değerleri de hiç bir makam ve mevkiiye değişmem.
Anne babama, beni bu değerlerden taviz vermeden yetiştirdikleri için sonsuz teşekkürler.
Amacım kendimi pazarlamak olsaydı, yani bedeli ne olursa olsun makam mevkii peşinde koşsaydım, birçok kişinin hayal bile edemeyeceği yerlerde olurdum.
Şimdiki iktidar partisine, ki kurulduğundan beri, daha iktidar olmadan ve partide in cin top oynarken destek vermiştik.
Gidip Bulgaristan'da bazıların yaptığı gibi DPS'ye yalakalık yapabilirdik ve yalaka takımının hayal bile edemeyeceği kazanımlar elde ederdik...
Bizim açımızdan dinimizin emri olan doğruları söylemek ve hakikatin peşinden yürümek her şeyden önemlidir. Nitekim daha önce destek verdiğimiz yerlerin yanlış yaptıklarını gördüğümüzde eleştirmekten de asla çekinmedik.
Derneklerin var olma sebebi yardım ve dayanışmadır.
Dernekler yemek, piknik, yeme içme düzenleme örgütleri değildir.
Aynı şekilde ister siyaset, ister başka makamlara adaylığını koyanlar olursa, herkesten önce bu kişilere ait oldukları, kendi toplulukları destek vermeli.
Bu kapsamda bizlerden biri bir partiden milletvekili adayı olduğu için, dernek olarak bizim de görevimiz kuruluşumuzun amacına uygun olarak bu arkadaşımızı desteklemektir.
Bulgaristan İTN partisinden milletvekili adayı olan Cebelli arkadaşımızı desteklemek kadar doğal bir şey olamaz.
Yoksa bazılarının saptırmaya çalıştığı gibi, bu destek ikide bir parti değiştirdiğimizden değil. Bu iddiaları ortaya atanlar şunu anlamıyor ki, desteğimiz İTN partisine değil. Desteğimiz oradan aday olan, kendi insanımıza.
Yoksa dernek olarak, bunu daha önce de birçok defa yaptık. Mesela şu an Cebel Belediye Başkanı olan arkadaşımızı da 2005 yılında destekleyip milletvekili seçilmesini sağlamıştık. Buna rağmen, tek bir defa bile derneğimize teşekkür etmemiş olması, kendisinin nankörlüğüdür. Gün gelir bunun bedelini öder...
Toplumda genel kanıdır: Doğru söyleyenler pek sevilmez. Özellikle yanlış yapanlar tarafından.
Gayet, tabi ki, herkesin kendi doğruları vardır ama bir de evrensel doğrular var.
Dürüstlük, ahlak, adaletli olmak, onurlu ve şerefli duruş gibi. Bizim bahsettiğimiz tam da bu doğrulardır. Dünyalık ve Ahiretlik olmazsa olmaz, bu doğruları kastediyoruz. Evet, doğruları söyleyenler sevilmez, hatta birçok düşman da kazanırlar. Ama siz siz olun, dinimizin de emirlerinden biri olan her zaman doğruları söylemekten şaşmayın. Hele ki haksızlık yapılan yerlerde asla susmayın. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Doğruyu söylemekten kimse korkmasın.
Kaldı ki Hak'kın yolunu takip eden, bunu yapmak zorundadır. Bu yoldan giden hiç kimsenin doğruyu söylemekten zarar görür diye çekinmesine gerek yok. Bu yoldan sapmadan yürüyenlere hiç kimse, hiç bir şekilde zarar veremediği gibi, sonunda kazanan hep doğruyu söyleyenler olur.
Hz. Ebubekir: "Allah, size bir yol açarsa onu kimse kapatamaz."