Bu konuyla alakalı Aralık sonu gibi yazacağımızı söylemiştik; ancak gündemin yoğunluğundan bu güne kaldı. Belki de zamanlama açısından daha da iyi oldu. Tabii bahsettiğimiz matematik değil.
Demokratik sistemlerde faaliyet gösteren parti, STK veya benzeri örgütlerde yönetimler belli aralıklarla yapılan seçimle işbaşına gelir. Seçim olan her yerde, gayet tabi ki seçilmek isteyenler de olur. Herkesin kendine göre projeleri, hedefler vardır ve buna göre bir kitle oluşturup seçilmek için gayret sarf eder. Olabilir. Demokratik haktır. İkiden fazla, çok adaylı seçimlerde zaman zaman birleşmeler, ittifaklar da söz konusudur. Birleşme arayışına doğal olarak daha zayıf desteğe sahip gruplar girer; ancak bu tür birleşmelerde hiçbir zaman iki kere iki dört etmez. Üç eder, iki buçuk eder; ama asla dört etmez...
Sebep basit: Herkesin destekçisinin orada olmasının sebebi vardır. Bulunduğu grubun programını beğenmiştir, grubun başındakinin özelliklerine inanmıştır veya kendi açısından bazı beklentilerden dolayı oradadır. Yani bir yere destek veriyorsa, vardır bir sebebi. İşte bu sebeplerden dolayı birleşmelerde mutlaka kaymalar yaşanır. Birleşen tarafların toplamı tek tek sahip oldukları toplama denk olmaz; çünkü birleşme taviz demektir. Destekçilerine verilen sözlerden feragat etmek demektir. Birleşme bir yerde karşı tarafın tezlerini ve savunduklarını kabul etmek de demektir. Sorun buradan ileri gelir.
Bu durumları kabul eden vardır, etmeyen vardır. Bu kişilerin sayısı az olur çok olur; ama her gruptan mutlaka böyle bir kitle çıkar. Zira üstte dediğimiz gibi verilmek zorunda kalınan tavizlerden dolayı birçok kişinin beklentileri de boşa çıkması demektir. İnsanoğlunun ezici çoğunluğunun genetik yapısı böyledir. Kendi menfaatlerini ve çıkarlarını ön planda tutanların sayısı, temsil ettikleri kitlenin çıkarlarını, kendi çıkarlarının üzerinde tutan gerçek dava adamlarının sayısından çok daha fazladır.
İnsanoğlunun tarihine bakıldığında, bu durum çok net belli oluyor zaten. Hak ve özgürlükler için kendini feda eden, özgürlüğünü, hatta hayatını ortaya koyan kişi sayısı arka planda duranlardan çok daha az. Vaziyet bu. Bu değiştirilemez. İnsanoğlunun genetik yapısı ile alakalı bir şeydir.
Bundan dolayı birleşme içine giren tarafların toplamı bireysel toplamlarına eşit değildir. Yani bu tür birleşmelerde hiçbir zaman iki kere iki dört etmez. Üç eder, iki buçuk eder ama asla dört etmez. Hele ki beş hiç etmez. Aslında beş etmesi de mümkün olabilir.
Bunun tek yolu var. İlgili bütün tarafların bir araya gelip ortak akıl ile hareket etmeleri. Böyle bir birleşmeden ortaya çıkacak sinerji muazzam bir güce dönüşür.
Matematik biliminin dışındaki sosyal matematiğin denklemleri bu kadar basittir...