Diğer adayların kazanma ihtimalleri olmadığı anlaşılınca, yapabilecekleri hamleler belli.
Ya yürek yiyip, her şeye rağmen, namımız yürüsün misali, aday olacaklar, ki böyle bir durum kendileri açısından çok büyük risk demek olacak. Zira beklenenin altında, cılız bir oy aldıklarında, camiamız nezdinde kendilerini bitirmiş olacaklar.
Ya ortak aday arayışı içine girecekler, ki böyle girişimler de yok değil.
Ancak böyle birini bulma ihtimalleri yok!
Kendine saygısı olan hiç kimse kaybedeceği belli olan bir seçime girmez.
Ama bu durumlara düşeceklerini, daha en başından beri bu adayların etrafındaki kişilere söylemiştik. Gün gelecek, çıkış kapısı aramak durumunda kalacaklarını, o zaman geldiğinde görev onlara düşeceği konusunda uyarmıştık; fakat bunları bunlar uyarılarımızı ciddiye almamışlardı.
Ne oldu şimdi? O gün geldi mi?
Son hamle olarak, kendilerini mağdur gösterme gayretleri içine gireceklerdir.
Basının ve kamuoyunun önünde, güya kendilerine haksızlık yapılmış ve mağdur edilmiş gibi algı oluşturmaya çalışacaklardır.
Güdülen amaç: Son bir gayretle destek devşirme veya bahane üretmek...
Bu basit taktikleri kimse yemez!
Bizim camiamız muhakeme yeteneği yüksek bireylerden oluşur.
Bu tür mağduriyet gayretlerini kimse "satın" almaz ve istenen etki elde edilemez.
Yav, arkadaş, bunların yanında mantıklı düşünebilen kimse mi yok?
Teveccüh açıkça kimden yana belli olduğu halde, adaylıkta ısrar etmek bölücülük ve bozgunculuk anlamı taşıyacağını; camiamız ve kurumların nezdinde her geçen gün daha da itibar kaybedeceklerini, bu arkadaşların etrafında söyleyecek kimse yok mu?
Bu söylediklerimiz birebir yaşanacağına şahit olacağız.
Nasıl ki daha önce yaptığımız tüm uyarılar milimi milimine doğru çıktıysa; aynen bu durumların yaşanacağını hep beraber göreceğiz.
Mesela daha Aralık ayının başında, kongre en geç Ocak ortası yapılması planlanırken, çevremizdeki arkadaşlara bu kongrenin Mayıs veya Haziran'dan önce yapılamayacağını belirttiğimizi kimse unutmamıştır...
O zamanlar başka bir şey de söylemiştik; fakat şimdi gereksiz polemik yaratmamak için ne dediğimizi kongre sonrasına bırakalım.
Nasılsa ne dediğimizi çevremizdeki, bu arkadaşlarımız biliyor. Sakın yanlış anlaşılmasın, bütün uyarılarımız tamamen dostanedir.
Camiada herkese, her bireye ihtiyacımız var.
Camia olarak bir yerlere geleceksek; ancak birlikte hareket ederek bir yerlere gelebileceğimizi anlamamız lazım.
Yoksa işin sonunda, hırslarının peşinde koşmakta ısrar etmek, bırakın bir şey elde etmeyi, bulundukları makamları da kaybetmekten başka bir şey olmayacaktır...
Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan da olacaklar.
Bir dostça diyelim de sonra kimse demedi demesin. Yani demek istiyoruz ki, yapabilecekleri bir hamlelerinin daha olduğudur.
Camiamıza yakışan, insanımızın iradesine uymak ve el ele kongreye giderek kamuoyuna birlik beraberlik mesajı vermektir.
Ancak birlik içinde olursak, belirlediğimiz hedeflere ulaşabiliriz.
Yoksa, bu güne kadar olduğu gibi, herkes kendi çapında belli faaliyetler yapmaya devam eder ve o kadar.
Ne karar vericilerin arasında yer alabiliriz, ne de sesimizi yeterince güçlü şekilde duyurabiliriz.
Bizi tam da bu seviyelerde kalmamızı isteyen odaklar var.
Bunların kışkırtmalarına alet olmamamız lazım, kendi çıkarları doğrultusunda birilerine bizi kullanmasına izin vermemiz camiamıza yakışmıyor...
Bu camia ki yüzyıllardan beri Balkanlar'da her türlü baskı ve zulümlere karşı kimliğimizi, dinimizi ve kültürümüzü korumayı başarmış.
Bu camia birilerinin piyonu olmayı değil, oyun kurucu olmayı hak ediyor.
Ki olacaktır da!
