DPS'nin hatalı birlik uğraşıları - Op. Dr. Gürçay CEM

DPS'nin hatalı birlik uğraşıları


Bulunduğumuz bazı mekanlarda, tesadüfen denk geldiğimiz bazı DPS yöneticilerine, geçen yıl yapılan seçimlerden önce birlik peşinde koşmalarının boşuna olacağını söylemiştik. Sebebini de izah etmiştik:

Birliği sağlamak istiyorlarsa, anti DPS kitlesine saygı göstererek oradan da listelere temsilciler almaları gerektiğini özellikle vurgulamıştık.

İleri sürdüğümüz bu tespitimizi dikkate bile almadılar ve bildiğini okudular. Bildiğini okudular; ama peş peşe yapılan seçimlerden hep oy kaybederek çıktılar...

Son 14 Kasım seçimlerinde, bu kaybı Türkiye'den giden oylarla kısmen telafi ettiler; ama buradan oy almaları DPS 'den dolayı değil, ilk defa Türk isimli birinin Cumhurbaşkanı adayı olmasının yarattığı heyecandandı.

Şimdi anlaşılan akılları başına gelmiş ve anti DPS kitlesinden peş peşe bazı isimlerle görüşmeler yaptıklarını görüyoruz, ama DPS yöneticileri yine hata yapıyorlar ve bundan da bir sonuç alamayacaklar; çünkü onlara anti DPS kitlesinden kişilerin alınması gerektiğini söylerken, bu isimlerin oraya alınmasının tek başına işe yaramayacağını, üstüne basa basa da belirtmiştik.

Birleşme isteniyorsa, DPS'nin atması gereken en önemli adımın politika değişikliğine gitmeleri gerektiğine vurgu yapmıştık.

Nedir? DPS'den kopmalarına sebep olan 2/3 anti DPS soydaş kitlemizin beklentilerini karşılayacak şekilde siyaset anlayışını değiştirmeleri gerektiğini anlatmıştık. Yani bu soydaş kitlemizin hassasiyetlerini, beklentilerini ve çıkarlarını savunacak politikalar izlemeleri gerektiğini söylemiştik.

Nedir bu hassasiyet ve beklentiler?

Etnik, dini ve kültürel kimliğimizin korunması ve bu yönde adımlar atılması.

Bunun dışında oluşturdukları dar oligarşik yapılanmadan, yani hep belli kişileri makam mevki sahibi yapma anlayışından vazgeçerek, daha çoğulcu katılımcı olmaları gereği ortaya çıkmakta.

Bu beklentiler sadece soydaşlarımızın arasında değil, bizzat DPS'nin içinde aktif siyaset yapanların da beklentileri olduğunu çok net biliyoruz. Bu kopan muazzam 2/3 kitlenin geri kazanılmasının ancak bu yolla mümkün olacağını ısrarla anlattık.

Ama DPS'nin attığı adımlara bakınca, sadece anti DPS kitleden bazı sembol isimleri yanlarına çekerek, beklentiler ve hassasiyetleri yok sayarak, bunu başarabilecekleri hayaline kapıldıklarını görüyoruz.

Bulgarların bu konuda çok güzel bir lafı var: "S tritsi maymunu ne se lovyat..."

Yemezler! Ne demek istediğimizi 2 Ekim seçimlerinde hep beraber göreceğiz. Yani anti DPS cephesinden makam mevki merakı içinde olan bazı kişilerin pişman olduk ayaklarına, yanlarına gitmesi hiç bir şey ifade etmez.

Kaldı ki bunlar kime danışarak, kendini sunmaya gitti, ki de peşlerinden kitleleri sürükleyecekler...

Bunlar belli ki soydaşımızın çıkarları için değil, kendilerine makam mevki kapmak için bunu yapıyor. Bundan dolayı, kendi şahsi oylarının dışında anti DPS kitlesinden oraya kazandıracakları oy olmayacak.

Yoksa kimse kimseye düşman değil. Tam tersine: Her ne kadar farklı düşünenler olsa da, bu durum düşmanlık boyutuna ulaşmaması için herkes çok dikkatli olmak zorunda.

Bu gün farklı düşünebiliriz, yarın öbür gün yine beraber yürürüz...

Aramızda geri dönüşü olmayan kopukluk oluşmasına izin vermemeliyiz. Herkes birlik ister; ama birliktelikler, herkesin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak olabilir.

Bir kesim diğer kesimi yok saymaya kalkışarak, kendi siyaset anlayışını zoraki empoze etmeye çalışarak, birlik değil, derinleşen bölünmeler olur ancak.

Bunun ötesinde, tabi ki, birlik beraberlik herkesin ortak isteğidir. Biz de herkes gibi, kendi adımıza yıllarca bu birliğin bozulmaması için mücadele verdik.

DPS'liler bunu çok iyi bilir. Bunun en çarpıcı örneği Haziran 2005 seçimlerinde yaşandı. DPS, bizim Cebel Derneği sayesinde o tarihteki genel seçimlerde Kırcaali'de beşte beş yapmıştı, yani beş milletvekilinin beşini kazanmıştı.

Beşinci milletvekili, kaderin cilvesi olarak bizim Cebelli biriydi. Şu anki Cebel Belediye Başkanı, bizim Cebel Derneği sayesinde, 2005 yılında, 5.sıradan aday olduğu seçimlerde sadece 100 kusur oy farkla milletvekilliğini kazanmıştı. Bu da hiç tartışmasız bizim desteğimiz sayesinde olmuştu...

Bu bir iddia değil. Kesin ve net bilgidir. Bu zaten seçim sonuçları ve istatistiklere bakılınca, kolay bir şekilde anlaşılacaktır.

O tarihte Cebel Derneği olarak, Bal-Göç'ün dışında oraya seçmen götüren ilk yöresel dernek olmuştuk. Bu organizasyonu tamamen kendimiz yapmış ve organize etmiştik, kendim dahil yüzlerce Cebelliyi oy kullanmak için oraya götürmüştük.

O tarihte iyi de yapmışız! Dedik ya, kaderin cilvesi. Beşinci milletvekilinin sadece yüz kusur oy ile kazanması kesinlikle bizim oraya gitmemizden dolayı mümkün olduğunun açık bir ispatıdır.

Sonuç olarak, tabi ki, herkes birlik beraberlik istiyor; ama bu ancak yukarıda bahsettiğimiz gibi, DPS'den kopan kitlenin hassasiyetleri ve beklentileri göz önüne alınarak olacak bir şeydir.

DPS, samimi olarak birliktelik istiyorsa, izlemesi gereken yol budur. Yoksa bireysel olarak anti DPS kitlesinden istendiği kadar insan ile görüşülsün, soydaşımızın beklentileri göz ardı edildiği sürece, bu tek başına bir şey ifade etmeyeceğini belirtmek istiyoruz...

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!