DPS'nin üst kadrosunun son Ankara ziyaretinden sonra, güya aşırı milliyetçi partiler, bu durumu protesto etmiş ve suç duyurusunda bulunmuş.
Üfürükten teyyare protestoları...
Bu numaralar bayat ve son çare çırpınışlarıdır.
Bu protestoların arkasında yine DPS çıkarsa kimse şaşırmasın, çünkü yıllar boyu aşırı Bulgar milliyetçilerinin her protestosunun arkasında her zaman DPS'nin durduğunu gördük...
Amaç belli: Soydaş kitlemizi, bu aşırı milliyetçi eylemlere karşı konsolide etmek.
Bunları artık kimse yemez. Bu numaraları zamanında biz dahil herkes yemişti.
Aşırı milliyetçi partisi Ataka'yı, 2005 yılında, bizzat DPS siyaset sahnesine sürdüğü anlaşıldı. Ataka'nın görevi, bizi kışkırtıp DPS'nin etrafında kenetlenmekti. Bu strateji başarılı da oldu. Her iki taraf da birbirini kışkırtarak seçmen kitlesini maksimum mobilize etmeyi başarmıştı.
Bu kışkırtmalarına istinaden, 26 Haziran 2005 yılındaki seçimlere, arkadaşlarımızla beraber bizzat biz de Cebel'e gidip çalışmalara katılmıştık. Hani şu Necmi Ali'nin Cebel Derneği'mizin sayesinde milletvekili olduğu seçimler var ya. Hani dernek olarak 500 kişinin üzerinde insan götürüp, bu arkadaşın 100 kusur oyla kıl payı milletvekili yaptığımız seçimler.
Kaderin cilvesi işte! Bu nankör arkadaş, derneğimiz sayesinde siyaset sahnesinde kalmaya devam etmiştir. Seçilemeseydi, belki de, siyasi hayatı sona erecekti. Bürokrasinin labirentlerinde, belki de, yok olup gidecekti.
Konumuza dönersek. Bu aşırı milliyetçilerin eylemeleri en çok DPS'ye yarayacağını hesap ediyor birileri. Milliyetçiler protestolarını arttırdıkça, soydaşlarımız da DPS'nin etrafına kenetlenecek hesapları yapılıyor.
Ama bu tür numaraları iki defa kimse yemez...