BAŞARILI OLANA ÇAMUR ATILMAZ...
01.
***
DOST’A DESTEK BİR PARTİYE DESTEKTEN ÇOK ÖTE BİR DESTEKTİR
Kurulduğundan beri DOST, bir parti olarak değil, bir dava olarak ele alınmalı dedik.
Bunun belli sebepleri vardı.
Bu parti bizim Soydaşlarımızın haklarını, Dinimizi ,Türklüğümüzü, özetle bütün varlığımızı korumak için kurulmuş bir parti olduğunu söyledik.
Bu durumlar aynı zamanda ulusal çıkarlarımızla ile doğrudan alakalıdır.
Bundan dolayıdır ki, DOST’a her türlü lojistik destek verilmiştir.
Bazı stratejik hatalar yapılsa da, en üst kademeye kadar DOST’a açık ve net destek devam edecektir
Burada bazıları şunu anlayamadı ki, DOST’a destek iktidardan öte devlet desteğidir.
Bu durum zamanında, K.Dal’a verilen destekle karıştıracak kadar kafası basmayanların olduğu da ayrı bir gerçek.
Bu konuda birçok defa yazdık: K.Dal’a verilen destek iktidarın içindeki Fetocuların yönlendirmeleriyle hükümet desteğiydi. Bu desteğin içinde devlet yoktu. Tam tersi o dönem devlet DPS’nin arkasındaydı. Bunu bilmesi gerekenler zaten biliyor...
Ancak ne zaman ki belli sebeplerden dolayı "onursal başkanda" eksen kayması yaşandı, köprüler atıldı ve süreç yeni parti kurulmasına kadar gitti. Bundan dolayıdır ki, artık DOST’a destek ulusal çıkar meselesidir.
Bu konuda da DOST’a karşı çıkanlar ve sağda solda atıp tutanlara karşı, devletin ulusal çıkarlarının aleyhine faaliyetten mutlaka cevabı olacaktır.
Şu ana kadar bir yaptırım olmadıysa referandum sürecinden dolayıdır. Daha fazla bir şey söylemeye gerek yok. Bunların envanteri çıkarılacak ve gereği yapılacaktır. Ki aynen de yapılmalıdır.
Yok öyle, kendi ırkdaşına, dindaşına, rızkını kazandığın ülkeye karşı atıp tutmak ve hatta küfür etmek.
Asıl o zaman beş kuruşluk menfaat için anasını, babasını, Dinini, soyunu satanların "miyavlamalarını" hep beraber göreceğiz...Aynen Fetocular gibi başlayacaklar: "Yok, benim bunlarla bir alakam yok, yok bana iftira atılmış, ben öyle demek istemedim, yok ben vatanıma milletime son derece bağlı biriyim, yok beni yanlış anladınız demeye. Çok yakın bir gelecekte bunların somut yansımaları görülmeye başlanacaktır. Biz şimdiden diyelim de, sonra kimse demedi demesin...
02.
***
ŞU “BULGAR" VE TÜRK MESELESİ...
Yıllardan beri, camiamızın en çok muzdarip olduğu konulardan biri, zaman zaman, gerek siyasiler, gerek bürokrat ve gerekse medya mensupları tarafından bizlere “Bulgaristan“ yerine “Bulgar” Türkü diye hitap edilmesidir.
Her ne kadar burada kasıt ve art niyetten ziyade dil sürçmesi olsa da, camiamız bu konuda çok ciddi bir şekilde rencide olmakta.
En son bu durum, önceki hafta Bursa Merinos’ta düzenlenen Anadolu Günleri etkinliğinde yaşandı.
Etkinlik panosunda, organizatörler yine bizlerden “Bulgar” Türkü diye bahsetmişlerdi.
Bu konuya ilk önce, camiamızın sesi iddiasıyla yayın hayatına başlayan “Misyon” Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Mümin Topçu gereken tepkiyi göstermiştir.
Resmi makamlar başta olmak üzere, yetkililer nezdinde çağrıda bulunarak, bu vahim hatanın düzeltilmesine öncülük etmiştir ki, bu duyarlılığından dolayı kendisini tebrik ederiz.
Konuya kayıtsız kalmayan sivil toplum kuruluşlarına ve yerel basını da ayrıca kutlamak lazım.
03.
***
BAŞARILI İNSANLAR ÇÖZÜM ÜRETİR, BAŞARISIZLAR İFTİRA
Başarısız insanların hepsinin tartışmasız ortak bir özelliği vardır;
Kendilerine öz eleştiri yapacaklarına, bin bir türlü bahane üretirler.
Başarısızlıklarını kapatmak için herkesi ve her şeyi suçlamanın ötesinde, bunların arasında en rezil olanları da hedef saptırmak için, ona buna çamur atmaktan çekinmeyenlerdir.
Bunun örneklerini, Bulgaristan parlamento seçimlerinden sonra çok net gördük.
Başarısızlıktan öte hezimet yaşayanlar, utanmadan sıkılmadan ortalıkta nutuk atıp durduğunu gördük.
Hedef saptırmak için duygusal konuşmalar, birlik beraberlik, vatan millet söylemleri ortaya atarlar.
Ya , Allah aşkına, adamda bir onur, bir haysiyet olur.
Hadi verilen, daha doğrusu kendinizi pazarlamak uğruna birilerin önüne yatarak, aldığınız görevi yüzünüze gözünüze bulaştırdınız da, en azından delikanlı gibi çıkıp, bunu kabullenip gereğini yapsaydınız bari.
Zaten sizin gibisinden kimse delikanlılık beklemiyor, biraz ahlaklı olun da bari, bir müddet ortalıkta görünmeyin.
Verilen görevleri yüzüne gözüne bulaştıranları mı merak ettiniz?
Kim olduklarını açıklayalım o zaman.
Seçimlerden sonra her gün sağda solda en çok demeç ve yorum yapanlara bir bakın.
Bunun ötesinde de pişkin pişkin, ona buna laf atmaktan geri kalmayanlara iyi bakın.
İşte bunların arasında, merak ettiklerinizi göreceksiniz.
İşini iyi yapanlar bu konudan bahsetmez, görevini yapıp işine devam ederler.
Ama ısrarla konuşanlar, bilin ki beş para etmez heriflerdir.
Bu tiplerden dolayı yıllarca bir türlü birlik ve beraberliğimizi sağlayamadık.
Birileri gecesini gündüzüne katarak birlik ve beraberliğimizi tesis etmek için kendisini parçalayacak, üç beş kendini pazarlama derdinden başka derdi olmayan bozguncu, başarılı insanlara çamur atacak öyle mi?
Kim ki olumlu birşeyler yapsa, bu fitne güruhu hemen devreye girip akla hayale sığmayacak karalamalara başlar.
Camiamız artık bu tür bozguncuları teşhir edip, tasfiye etmeli...
Gürcay CEM