Mümin TOPÇU

Yersiz başlıklar ve lüzumsuz ithamlar...

Mümin TOPÇU

Sanal alem, "Ben Bulgar değil, Bulgaristan Türküyüm!" Ya da "Bulgaristan Türkleri Türk mü?" gibi çok saçma bulduğum başlıklardan adeta geçilmez oldu.
 
Anlıyorum, hepimizin gocunduğu ve gönül yarası aldığı belirli hususlar var.
 
Bilindiği gibi, içeride ve dışarıda, bazı işgüzar çevreler bazen bizim gerçek etnik kökenimize karşı zehir zemberek sözler sarf ederek kendilerini tatmin ediyorlar.
 
Bu cahil  cühela takımı, bizlere çeşitli kulplar takmaya pek de hevesli görülmekte.
 
İşte bu tür gereksiz ve derin üzüntü verici hakaretler toplum içinde ayrımcılığa yol açmakta, bizler ise infiale kapılarak kızgınlık ve öfke içinde kıvranmaya başlıyoruz...
 
Kanımca, asıl bizlerin, kendi Türklüğümüzü sorgulamaya ve bundan şüphe duymaya hiç hakkımız yok.
 
Yapılan pervasızca yorumlar, kimlik ve etnik aidatımızı kökünden zedelemekte, hatta dost ve düşman çevrelerde dosdoğru kalıcı şüphe uyandırmakta.
 
Bizler, hangi sebepten dolayı, kendi Türklüğümüzden şüphe duyalım ki?
 
Ayrıca, bu şekilde konuya hiç hakim olmak istemeyenleri de çeşitli şüphelere sürüklemiyoruz mu ?
 
Bizler, Bulgaristan'daki Türkler ve aynı o topraklardan çıkıp dünyanın dört bir bucağına dağılan yüzbinlerce kardeşimiz, hiç kuşkusuz, tertemiz ve gerçek birer Türkoğlu Türktür.
 
Balkanlar'ın fetihinden önce ise oba çadırlarımız Anadolu bozkırlarının tam orta göbeğinde kuruluymuş...
 
Çeşitli yıllarda Balkanlar'dan  Anadolu'ya Arnavut, Boşnak ve Pomak asıllı vatandaşlarımız da göç etmiştir.
 
Bu Müslüman kardeşlerimizin ana dilleri Türkçe değil, tarih derinliklerine inildiğinde görüyoruz ki, bizim ana dilimiz ve etnik aidatımız, örf ve adetlerimiz dosdoğru Türkmen asıllı Yürüklerle ilişkili.
 
Yani, adımızı ve sanımız üzerimizde taşımaktayız.
 
Aslında Bulgaristan'da ikamet eden veya göçmen asıllı Türk kardeşlerimiz, kendilerini tanıtırken, "Ben Rodoplar Türküyüm", ya da " Ben Deliorman veya Tuna boyu Türklerindenim" diye rahatlıkla söz edebilirler.
 
Bu şekilde coğrafi adresimiz daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacak ve çeşitli yersiz ithamlara yol açmayacaktır...
 
Yukarıda bahsettiğim ve lüzumsuz bulduğum söylemlerle, aslında bizler kimlere gönderme yapmaktayız?
 
Halbuki, bu yöndeki bütün cabamız ve harcadığımız efor sadece kendi camiamıza kadar ulaşmakta.
 
Bir sözle, kendi kendimize söylenip, yaralı güvercin gibi çırpınmaktayız...
 
Türk ve Bulgar medyalarına, bu anlamda birer aydınlatıcı veya tenkit edici mektup, yorum veya mesaj gönderebiliriz; fakat bunu bile yapmakta çok aciz ve duygusuz davranmaktayız. 
 
Sadece kendi tüketimimiz için kurduğumuz onlarca sanal grupta, etnik kökenimizden şüphe duymak ve onu yorumlamak, benim açımdan adeta bir abesle iştigaldir, boş ve lüzumsuz iştir... 

Yazarın Diğer Yazıları