Bulgaristan siyasetindeki son gelişmeler bayağı kaygı verici seviye ulaştı.
Bir türlü hükümet kurulup arzu edilen istikrar yakalanamıyor.
Statüko ve yenilikçiler arasında çetin ve amansız bir mücadele sürmekte. İyiler ve kötüler harbi sürerken, bunun biraz da sonunu düşünmek zorundayız.
En son bizimkiler de ateşe körükle gitme örneği sergilediler ve tehditvari bir şekilde, meclisin vatandaşlar tarafından istilasından bahsettiler...
Çok yanlış bir hareket ve söylem; çünkü bizim toplum hiç bir zaman haddini aşmamıştır, her zaman uzlaşıcı ve barışcıldır.
Bir azınlık toplumunun sadece bir kısım seçmeni, çoğunlukta olan toplumun meclisini basmak nerede görülmüş ve duyulmuş...
Madem ki, o kadar erbapsın, demokratik yollardan seçimi kazanırsın ve iktidar olursun.
Bu sabah Bulgaristan medyalarına göz attığımızda, her yerde Türkler tehdit ediliyor ve küfür yiyor.
En azından şahsen ben bıktım ve usandım, bu tür çirkin manzaralardan.
Halbuki, herhangi bir suçumuz ve günahımız bulunmuyor.
Bir siyasetçinin zaafı ve açığı, asla bütün topluma mal edilmemeli ve karşılığı bu olmamalı; fakat biraz daha usturuplu davransak ve rasyonalizm sergilesek, kötü mü olur?
Vaktinde Rosenets sarayını savunmaya koşar adım gittik ve karşımızda bizimle it dalaşına hazır büyük bir kalabalık bulmadık mı? Saray yavrusunun usulsüz bir şekilde inşa edildiği anlaşıldı ve herkesle beraber milli marşı okuduk...
Tehlikeli oyunlara kalkışmak, derin sularda yüzmeye heveslenmek, bizim topluma hiçbir bir hayır getirmez. Zaten bize hiç yakışmaz?
Şaban Ali Aydın - Istrancalı Çoban | 31 Mayıs 2023 12:36
Türkler ve Bugaristan doğumlu türkler hiç bir zaman demokrasiyi öğrenemeyeceğiz. Bakın Suriyeliler hemen işi kavradı ve kendisine vatandaşlık verene seçimi kazandırdı. Bulgaristan vatandaşlığını geri alan Türklerin 2/3 si zorla verilen Bulgar adlarını kullanıyor. Seçim günü ya sandığa gitmiyor ya gidip Türklük iddiası olan partilere oy veriyor. Biz neyiz artık bir karar versek.