Yanlış politikalara oy vermemizi bize kimse dayatmıyor - Mümin TOPÇU

Yanlış politikalara oy vermemizi bize kimse dayatmıyor


İki buçuk senede altıncı kez seçimlere giderken, hiç düşünmeden edemiyor insan.

Bizler neyi yanlış yapıyoruz veya neyi ( kimleri ) yanlış seçiyoruz?

Yazar Milan Kundera'nın meşhur " var olmanın dayanılmaz hafifliği" sözünе "seçim yapmanın dayanılmaz hafifliği ve ağırlığını" eklemiş olursak, belki de, birazcık olayın ciddiyetini anlarız.

Bir yandan sandığa gitme mecburiyeti üzerimize çökerken, diğer yandan ise neyi seçeceğimize karar vermekte zorlanmaktayız, ya da hangi siyasi rengin seçimi bizleri mutluluğa, hangisinin acıya taşıyacağını bilmeden, seçim yapmak zorunda kalıyoruz...

Beş yıl boyunca Avrupa Birliği'ni kim ve hangi siyasi güçler yönetecekler?

Bunu bilmediğimiz gibi, Bulgaristan'ı aynı bu birliğin yönetiminde kaç milletvekili temsil edeceğini de bilmiyoruz.

Aynısı Bulgaristan Parlamentosu seçimleri için de geçerli değil mi?

Şimdiye kadar birçok seçime katılarak oyumuzu verdik; ama yaptığımız her yanlış seçimden sonra hiç pişmanlık duydunuz mu?

Yapmamız gereken siyasi seçimi, çoğu zaman hiç düşünmeden, önemsemeden ve kaygılanmadan yapmaktayız.

Daha ziyade hep genel kanıya bakarız ve böylece birer seçmen olarak iki arada bir derede kalmaktan sıyrılmış oluruz.

Yanlış siyasetçiye ve yanlış politikalara oy vermemizi bize kimse dayatmıyor.

Kimse başımıza tabanca da dayamıyor.

Buna rağmen şimdiye kadar fazla bir siyasi kazanımız hiç olmadı.

Bir nevi, sandığa gidiyoruz, zararlı çıkıyoruz...

Sandık önünde birçok seçeneğimiz bulunmakta.

Bu bir lütuftur; ancak aynı zamanda, sanki bu üzerimize çöken bir lanet ve karabasan.

Herhangi bir seçimden sonra, verdiğiniz oydan dolayı, hiç pişmanlık duygusuna kapıldığınız oldu mu?

Şahsen ben, her zaman çok zor seçim yaparım.

Önüne gelen her adaya veya siyasi partiye oy vermem.

Belki de bundan dolayı sonrasında hiç pişmanlık da duymam.

Kalbinizi ve içgüdülerinizi dinlemelisiniz!

Her insan geleceğini güzel hayal eder, o zaman geleceğimiz bir anlamda yaptığımız seçime de bağlıdır.

Genelde kendimizi özgür hissederiz; ya bizim toplumun bireyleri tamamen birer özgür ve bağımsız seçmen mi?

Hiç önemsenmeyecek bir kesim elindeki özgürlük bayrağını açıkça sallayabilirken, başkaları ise baskı altında ezilmekte veya kendi düşüncesini üretip doğru düzgün karar verememekte.

Hangi yolun daha iyi, hangisinin kötü olduğunu bilmiyoruz; ama birilerini seçmek zorundayız.

Bizim seçmenimiz pek bilinçli sayılmaz.

Aslında karanlık odada, kendisini ciddi partilerin, ciddi ve sorumlu aday listeleri de yok...

Genelde ahbap çavuş ilişkileri ile kullanılan oyların sonuçlarını ise sanırım yazmaya gerek yoktur.

YAZIYI PAYLAŞ!