Dakikalar öncesi, DPS'nin Başkanı Mustafa Karadayı koltuğundan oldu.
Ajanslar, istifa ettiğini duyurdu; fakat birkaç zamandır, çeşitli yandaş medyalar ve gazeteciler, Karadayı'nın gidici olduğunu, yerine de Delyan Peevski'nin geçeceğini yazıp çiziyorlardı.
Bilindiği gibi, bu siyasi oluşum daha ilk baştan beri "zadkulisiyenin" bir ürünü olarak nam saldı ve fazla bir demokratik yanı bulunmuyordu. Türk partisi olarak bilinse de, sadece Türkler tarafından idare edilmiyordu...
Kanımca, Mustafa Karadayı istifasını sunmaya mecbur bırakıldı. Belli ki, birilerinin oyunlarına artık yanaşmıyordu, ya da daha farklı bazı siyasi çalımlara mevcut kapasitesi yetersiz kalıyordu.
Son yıllardaki bitmek bilmeye hükümet krizleri, ülke bazında derin kökler salmış statükonun beklenen sonunu bir türlü getirmedi.
Hatta, "kırmızı şeytanlar" dönem dönem daha da güçlendiler ve ellerindeki "bal peteklerine" var güçleriyle sımsıkı sarıldılar.
Şimdi ufukta yeni bir seçim beliriyor. Son yerel seçimlerde Boyko'nun ve partisinin zayıfladığı ve apaçık güç kaybettiği görüldü.
Statükoyu fazlasıyla tedirgin eden bu durumdan vazife çıkaranlar, derhal Ahmed Doğan'ı devreye sokup 3-4 ay boyunca yeniden DPS'nin başına geçmesini önerdiler.
Şimdiden bu sürecin ne kadar devam edeceğini kestirmek zor iş.
Sanırım, ülke siyaseti yeni gelişmelere gebe.
İleriki zamanlarda Peevski'nin DPS'nin başına geçmesi beklenirken, bu zatın "Türk partisine" ne gibi yararlar sağlayabileceği tartışılabilir.
Bir de, neden Peevski'yi daha bugünden başkanlık koltuğuna oturtmadılar? Bunu pekala yapabilirlerdi...
Yoksa, Peevski, Ahmet Doğan'ın saltanatına son verebilir tedirginliği mi ortalıkta dolaşmakta.
