Mümin TOPÇU

Sanat ve kültür camiamız ne zaman birleşecek?

Mümin TOPÇU

Hafta sonu Filibe'de bir etkinlik gerçekleşti, fakat bunun tam ne olduğunu bizler pek kavrayamadık. Çalıştay veya panel desem dikiş tutmayacak; çünkü herhangi bir bilimsel ağırlığı filan yoktu. Binden fazla bilim alanında çalışanımız var; fakat salonda tek bir profesörümüz bulunmuyordu...

Her neyse işte, sonuçta kültür ve sanat alanında çalışan bir takım arkadaşlar bir araya gelip bizim toplumda cereyan eden bazı kültürel ve eğitsel dinamikleri konuşmuşlar. Kendilerini buradan tebrik ederim!

Evet, sadece konuşmuşlar; çünkü çeşitli kararlar almaya bir dayanakları olmadığından dolayı, kültür ve sanat alanında, yaptırım gücü yüksek bir ulusal teşkilatın eksikliğinden ötürü, bizim bütün umutlarımız yine başka bir bahara kalıyor...

Filibe'deki etkinliğin patronajlığına Renew Europe soyunmuştu.

Biliyorum, hemen nedir bu Renew Europe diyeceksiniz. Bu Avrupa Parlamentosu'nun liberal, yani Avrupa yanlısı üçüncü en büyük siyasi grubudur.

Avrupalı liberallerin derdi nedir bilmem; ama artık bizim kültür ve sanatımıza el attıklarına göre, bundan sonra bazı sorumluluklarını da yerine getirmeliler.

Komik, aynı zamanda trajik bir pozisyondayız; şimdi öyle bir hava estiriliyor ki, sanki bizim kültür teşkilatlarımız ( çitalişteler) Renew Europe'den bir patronajlik istemişler...

Sonuçta, tokmağı kırık iki davulu bile bizler Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkonsolosluğu'ndan rica ederken; nice yerel folklor grubunun elbiselerine dek ve başka her türlü ihtiyaçları yine aynı devletin temsilcileri tarafından karşılanırken; acaba biz neden Renew Europe'yi kendimizin patronu ilan ediyoruz. Bizi kim zorluyor bunu yapmaya?

Sonuçta böyle bir toplantı etkinliğini bizim Yurtdışı Türkler Başkanlığı veya TİKA pekala düzenleyebilirler.

Geçenlerde Bulgaristan'da Yunus Emre Enstitüsü'nün temsilciliği olmadığı öğrendiğimde çok şaşırmıştım. 

Güya, Bulgaristan devleti buna  izin vermezmiş. Hadi, Renew Europe, çöz bu sorunu da göreyim seni...

Bu arada Bulgaristan Kültür Bakanlığı'nın görevi nedir?

Renew Europe'ya ne gerek var ki?

Avrupalı liberaller Hristiyan Kulübünü temsil etmiyorlardı mı?

Böyle olmamış olsa, yine Türkiye Cumhuriyeti devleti son 30 yılda, Bulgaristan Başmüftülüğü'ne milyonlarca dolar yardım ve destek sağlamazdı...

Bir sözle, 2 davulun ücretini bile Ankara'mız karşılayacak; ama kültür ve sanatımızı dosdoğru Avrupalı liberallerin eline teslim edeceğiz...

Bu durumda açıkça bir karmakarışıklık ve bozgunculuk hissedilmekte...

Filibe'deki, bu kısır, verimsiz ve sadece siyasi propaganda amaç uğuruna tertiplenen toplantı, keşke o lüks otel yerine Deliorman'nın Torlak köyünde gerçekleşseydi.

O köyde ne mi var? Orada Şair Ahmet Şerif Şerefli Kütüphane'si bulunmakta.

Tamamen Türkçe kitaplardan oluşan tek kütüphanemiz.

Bu kütüphane TİKA tarafından yapılıp açılmıştır, liberaller tarafından değil...

Ne yazık ki, yedi tepeli şehre biz davet edilmedik ve toplantı akışını yakından izleme fırsatımız olmadı.

Ne de olsa, sonuçta düşman kanalı Radyo Erivan hesabına çalışmaktayız; fakat aynı zamanda en fazla takip edilen ve güvenilir bir gerçek medya gücü olduğumuz da göz ardı edilmesin...

Tabi ki, bu esnada boş duramazdık ve salona kamuflaj altında, kendi adamımızı sokmayı becerdik ve böylece bütün gelişmelerden haberdar olduk.

Başka neler kaçmadı dikkatimizden?

Toplantıya katılan arkadaşlar, kıskandıracak şekilde neşe ve sevinç doluydular.

Bir ara, programın dışında, toplu halde

"Ar gelir Osman aga ar gelir

Safiye'me karyola dar gelir"

türküsünü tutturmazlar mı. Vur patlasın, çal oynasın misali; fakat önemli bir kültür çalıştayı imajı çizilirken, biraz hafif düşmüyoruz mu?

Başka bir kadın katılımcı ise protokole fıkra misali anektodlar aktarıyordu. Güya dostuyla Türkiye'deki kayınvalidesini ziyaret etmiş, kendisi Ford'çuymuş filan falan...

Ciddiyetten uzak, saçma sapan lakırdılar işte.

Güya toplantıya bazı Türk asıllı gazeteciler de katılmıştı, fakat nedense, kendi medyalarında sadece Anadolu Ajansı'nın geçtiği bir haberi kullandılar.

Anadolu Ajansı ise koskoca Bulgaristan'da Türk asıllı bir muhabir bulamamış ve bu görevi bir Bulgar asıllı arkadaşa tevdi etmiş.

Neden, Filibe'deki bu önemli toplantıyı bir Türk gazeteci kardeşimiz anlatmasın ki...

Anadolu Ajansı'nın haberini Bulgaristan'da 2 yerel gazete kullandı.

Haberin içinde şöyle bir cümle geçiyordu: "Filibe'de 6. Dil, Kültür, Din, Sanat ve STK çalıştayı düzenlendi."

Bir de Türk Kültür Dernekleri, sanat ve edebiyat camiası temsilcileri adına bir basın bildirisi yayımlandı: "Dil, Kültür, sanat ve sivil toplum kuruluşları çalıştayı basın bildirisi."

Başlıktaki "din" kelimesi, acaba kimin gözünde kara diken oldu, ya da AA muhabirinin boş bir işgüzarlığı ile mi karşı karşıyayız...

Bir de şunu soramadan edememem.

Ülkemizde kaç tane gerçek ve resmi kayıtlı Türk Kültür Derneği var ve bunlar hangileridir?

Bazı TKD olarak lanse edilenler, sonuçta bakmışsın birer bildiğimiz Bulgar Halk Okuma Evi teşkilatı  ( Bılgarsko Narodno Çitalişte).

Siyasi ve kültürel cepheyi birleştirme çabaları ise beyhude uğraş ve zaman kaybıdır.

Bizim en önde giden entelektüel takımla siyasilerin arası bozuktur, aralarında hiç bir zaman barış ve hoşgörü sağlanmamıştır.

Benim bildiğim en az 5 tane ressam ve heykeltraşımız profesör unvanı kazandılar.

Bir sürü ünlü şair ve yazarımız mevcut, çoğunun çok değerli cilt cilt kitapları yayımlandı.

Güzel kardeşim, madem ki, basın bildirisinde edebiyat camiası temsilcilerini anmaktasın, o zaman bir Naim Bakoğlu, Turhan Rasi,Halid  Aliosman Dağlı, Ehmet Emin Atasoy, Mehmet Alev, Saffet Eren, Emek Balıkçı, Hilmi Haşal, Mehmet Çavuşoğlu, İbrahim Kamberoğlu, İsa Cebeci, Sabri Con, Halime Yıldız, Vildan Bayramova, Selver Alieva, Ramis Çinar ve nice başka ünlü isimleri neden toplantı salonunda göremedik?

Sanat ve kültür camiamız ne zaman birleşecek?

Yazarın Diğer Yazıları