"Anneciğim, Türkler geliyor" hala revaçta - Mümin TOPÇU

"Anneciğim, Türkler geliyor" hala revaçta


Neymiş, efendim? DPS'nin tepe çalkantılarının tek suçlusu Türkiye Cumhuriyeti'ymiş.

Bu, resmi bir beyanat filan değil; fakat gözü dönmüş bazı Bulgaristanlı siyaset analistleri, koro halinde gene Türkleri suçlamaya kalkıştılar.

Bu tür algı operasyonlarına hiç şaşırmıyoruz; çünkü bu güruh, yıllar boyu süren aynı bu nakaratı söyler durur.

Bir nevi "mamma li turchi" ( "anneciğim, Türkler geliyor") hala revaçta...

Sanki, son yüz yılda Bulgaristan'ın başına gelen bütün felaketlerin tek sorumlusu Türkiye devletidir; ama kara propaganda sayesinde nereye kadar varılır?

Halbuki, bütün bunlarla Türkiye'nin zerre kadar alakası bile yoktur.

Türkiye, her zaman kapı komşusuna karşı büyük bir saygı ve iyi niyet çerçevesinde yaklaşım sergilemiştir.

Gelelim şu DPS meselesine.

Bilindiği gibi, bu parti Bulgaristan derin devletinin bir fabrikasyonudur ve bundan dolayı bizim için pek fazla bir değeri yoktur.

Bizim nezdimizde DPS liderleri tam güvenimizi kazanmamıştırlar, içimizdeki kuşkuları bertaraf etmemişlerdir.

Bulgaristan'daki Türklerden ilgilenmemiz gayet doğal bir kardeşlik hissiyatıdır; fakat Türkiye, hiç bir zaman onları yurtlarına karşı kışkırtmamıştır ve her seferinde ülkelerine sadık kalmaları şartını koymuştur.

Uzun yıllar boyu süregelen, bu ortak düşünce ve sıcak yaklaşım sayesinde, bugün Bulgaristan'daki kardeşlerimiz AB'nin çağdaş ve saygın birer özgür bireyleridirler.

AB yasaları, her ne kadar kitap üzerinde düzgün bir görüntü sunsalar da, bazı eski Doğu Blok'u ülkelerinde hala bir can sıkıcı Rusya bağımlılığı sezilmekte.

Ne yazık ki, hiç kuşkusuz Bulgaristan'da bu devletlerin arasında yer almakta.

Hatırlıyorsunuzdur, ana vatan ve vatan kavramlarıyla ilgili, Cumhurbaşkanı Rumen Radev, ne biçim dalgasını geçmişti, savunmasız eski DPS Başkanı Mustafa Karadayı ile.

Evet, bir cumhurbaşkanı bile, bizleri ana vatanımızdan yoksun bırakma arzusunu taşıyabilmekte.

Ya vaktinde, Rusya uçağını düşürme olayında, Lütvi Mestan'a karşı yapılan çirkin muameleye ne demeli?

Bir nevi bizim Türklerden, Türkiye'yi ve Türkleri sevmemeleri istenmekte...

İlla ki, Ruslara yakın duruş sergileyeceğiz, ölümüne onlara itaat edeceğiz.

Şimdilerde Mustafa Karadayı'ya, Ahmed Ahmedov'a karşı aynı umursamaz ve acımasız davranış, aynı hakaretler devreye sokulmadı mı?

Güya, Mustafa Karadayı, Türkiye Büyükelçiliği'ne girip çıkıyormuş; Tayip Erdoğan'la görüşüyormuş, Kemal Kılıçdaroğlu'nu ağırlıyormuş...

Bütün bunlar, birer mesnetsiz iftira değil mi? Bunların hangisi bir suç teşkil etmekte?

Beyler, kimseyi bunca zorlamayın!

Lütfen, bizleri daha ziyade Rus Büyükelçilerine ve KGB generallerine kul köle etmeyiniz! 

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI