Güya zamanında komünist rejim bertaraf edildi zannetmiştik; fakat Bulgaristan'da despotizm hiçbir zaman iktidardaki gücünü elden çıkarmadı ve ülke çapında bütün var gücüyle hala hüküm sürmekte.
İktidar güçleri tarafından halk zora sokulmakta ve çeşitli yaptırımlara maruz bırakılmakta.
Mevcut despotizm, vatandaşın kendisine karşı pasif bir rol oynamasını sağlamış durumda.
Şu an toplumun çoğunluğu sindirilmiş, iteklenmiş ve tamamen ümitsizliğe kapılmış durumda.
Ne yazık ki, devlet mekanizması, belirli amaçlar doğrultusunda halk nezdinde korku ve belirsizlik imparatorluğu yaratmakta hala çok ısrarlı.
Siyasi güçlerin yarattığı pislikler (свинщини ) ve toplumsal tahribat had sahfaya ulaşmış durumda.
Ulusal ve yerel yöneticilerin rezilliklerini açıklamak isteyen herkes, derhal aforoz edilerek kötülenmekte ve sürekli baskı altında tutulmakta.
İktidar güçleri hiçbir şekilde suçluluk ve zafiyet kabullenmemekte.
İktidarın elindeki baskı makinası, aykırı ve çatlak ses çıkaran herkesin derhal üzerine çuhlanmakta ve onu acımasızca ezip bitirmekte.
Halbuki, her gün ve her an vatandaşımız, çevresinde olup bitenleri kontrol edebilmeli, bütün yasa dışı eylemleri açığa çıkarabilmeli, en önemlisi de iktidardan hesap sorabilmeli...
Devlet içindeki bütün pisliklerin dayanağı ise var olan adaletsizliktir, Kremlin mafyasının uzun elidir, halk deyimiyle yeni türeyen - "mutra" yönetim biçimidir.
Mutralar, mafiyotlar ve eski "çengeler" ( emniyetçiler ) devlet yönetiminde yer aldıkları müddetçe, "domuz batakhanesinden" ve mutracılar devletinden kimseye kurtuluş yok.
Devletin bünyesini sarmalamış olan bütün zehirli tümör ve metastazlar, kökden kesilip atılmadığı müddetçe, ne kadar makyaj yapılmış olsa veya pudra sürülse, herhangi bir olumlu gelişme gerçekleşemez.
Ülke bazındaki baş tümörlerin isimleri ise belli: Boyko, Peevski, Kalin Stoyanov, Sarafov, Dogan, Radev ve diğerleri...
Bir sözle ülkedeki Türk azınlığı da bir şekilde, bu olumsuz ve antidemokratik geleşmelerin içine tamamen çekilmiş durumda.
Aldanmayın siz göçmen STK'ların ip gibi dizilmiş fotoğraf serilerine ve teşekkür methiyelerine, Sofya'nın aralıksız gönderdiği heyetlere...
Gerçekleri gizlemeni hiçbir anlamı ve lüzumü yok!
Mafyaya ve despotizme karşı yaptığımız uşaklık, ileride bizlere çok ağır bedeller ödetebilir...
