Mafyanın dizleri hafiften titremekte, pleymeytkalar aç kaldı - Mümin TOPÇU

Mafyanın dizleri hafiften titremekte, pleymeytkalar aç kaldı


Bayram seyran ve torun derken, Bulgaristan'daki seçim sonrası gelişmeleri biraz göz ardı etmiş olduk.

Aslında fazla bir şey kaybetmiş değiliz, çünkü her zaman olduğu gibi yeniden kahpece dolandırıldık ve aldatıldık.

Sadece naifliğimize ve saflığımıza darılmalıyız.

Tepemize binmiş bir avuç pisliği temizleyemiyoruz. Olay bundan ibaret...

Hepimiz 1989 yılından sonraki sürecin tanığıyız.

Siyaset kuralına göre kurgulanmadı ve oynanmadı, demokrasi ve mevcut yasalar hiçe sayıldı.

Mafyacılığa özenen tipler haydar'ı elinden hiç düşürmedi.

İçi kin ve öfke ile dolan vatandaş acı gurbetin yolunu seçti ve ülkeyi terk etti.

Fabrikalar hurdaya verildi, elma bahçeleri bakımsızlıktan kurudu...

Mafyaymış, oligarşiymiş. Geçin bunları. Bütünü eşek hırsızı, apaçık dolandırıcı ve haramzade.

Devletin ve milletin malına mülküne kondular, kendi üzerlerine geçirdiler.

Şimdilerde tek dertleri, usulsüz şekilde edindiklerini koruyabilmektir ve cezaevi damını boylamamaktır.

Bütün siyasi kurgular, bu ilkesizliğin üzerine kuruludur.

Halkı aldatmak ve göz boyamak için tek bir merkezin talimatı ile kurulan birkaç statüko partisinin bozgunculuğu sayesinde bugüne gelindi.

Ülke battı, hazine tamtakır kaldı.

Mafya ense yaptı, körpe pleymeytkalar karşılarında divan çapraz...

Burada bahsettiğim birkaç statüko partisi son seçimler öncesi bir o kadar da yavru siyasi particik peydahladılar.

Böylece yine değişen bir şey olmadı ve yine hepimiz aldatıldık...

Şimdilerde güya cadı kazanından zehir zemberek fışkırıyor, mafyanın dizleri hafiften titremekte, pleymeytkalar aç kaldı.

Bir düşünün, başkent Sofya'da sıradan bir kadrolu pleymeytkanın aldığı aylık ücret Makron'nun maaşından daha yüksek olabiliyor...

Yakında seçimler tekrarlanacak.

Tek ümidimiz sokaklara kaldı.

Bir tek sokakların isyanı ile mafyacılık oynayanları silip süpürebiliriz...

Ya bizler, yani Türkler, bütün bu gelişmelerin neresindeyiz?

Ne yazık ki, bizlerin yarısı statükonun yağ bağlamış göbeğini okşamaya devam etmekteyiz.

Bir sözle kendimizi mafya ile ortak olarak görmekteyiz ve ülkenin batışında aktiv rol almaktayız...

Diğer kesim ise kendi köşesine çekildi ve sadece diş bilemekle yetiniyor.

En bariz ve miskin bir şekilde kullanıldık ve kullanılmaya gönüllü rıza göstermekteyiz, adeta düşmanımıza göz kırpmaktayız.

Güya eski komünist rejimden kesinlikle nefret ediyoruz ama aynı rejimin temsilcilerini idolleştiriyoruz ve onların öpülmediği bir yerini bırakmıyoruz.

Komünizmle mücadele için kurulmuş sivil toplum derneklerinin yöneticileri bile günümüzde tek küçük bir tanrıya inanmakta.

Daha ne diyeyim ki sizlere...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI