Kedi ve fare oyunu - Mümin TOPÇU

Kedi ve fare oyunu


Haftanın konusu birdenbire Bulgaristan seçimleri oluverdi.

Bugünlerde ana vatanda hemen hemen herkes bize Mustafa Karadayı cumhurbaşkanı seçildi mi diye sormakta.

İster istemez böyle bir soru karşısında insan bayağı şaşırıyor; çünkü memlekette henüz gönüllerin arzuladığı demokratik bir sistem oturmadı ve hele de bir Türkün cumhurbaşkanı koltuğa oturması hiç mümkün gözükmüyor...

Bir önceki iki seçim esnasında hiç bir varlık göstermeyen göçmen toplumu, şimdi ne oldu da bir anda derin uykusundan uyandı ve artık siyasi arenada bizim sesimiz de duymalı diye adeta bir aslan gibi kükredi.

Siyasi açıdan irdelendiğinde, göçmenler şimdiye kadar her iki ülkede sadece birer oy deposu olarak görülmekteydi.

Son seçimlerde geniş katlım çağrısı ortaya çıkınca, bu bir fırsat ve şans olarak değerlendirildi.

Şimdi kimse ortaya atılıp, bu seçimlerdeki başarı sadece bizim partimizin veya derneğimizin üstün çabaları sayesinde gerçekleşti demeye sakın kimse kalkışmasın, çünkü böyle bir durum yok. Bu herkesin, her kesimin kolektiv başarısıdır. Hele de vefakar seçmenimizin şimdi eli öpülmesi gerekiyor.

Bir sözle başarı sadece siyasilerin ve STK'ların değil. Böyle olmuş olsa, bir önceki iki seçim hezimetinin sonuçlarını kimler üstlenecek.

Oluşturulan göçmen platformunun dirayetini göz ardı edemeyiz. Demek ki günümüzde en üstün seçim propagandası cep telefonları sayesinde gerçekleştirilebiliyor...

Göçmenler, asla kendi menfaatleri için seçim sandığına koşmadılar ve orada gün boyunca sırasını beklemediler.

Bulgaristan'daki kardeşinin refahı ve istikbali namına verildi bu mücadele. Memleketimiz Bulgaristan'ın bulunduğu derin krizin içinden çıkması için bir atılan adımdı.

Artık Bulgaristan'daki Türk toplumunun varlığı ve sesi daha belirgin bir şekilde dünyada duyulması zamanı gelmişti. Bir de arkalarında yüce Türkiye Cumhuriyeti ve güçlü bir göçmen diyasporası durduğunu herkes anlamalıydı...

Bu sefer başka bir kargaşaya tanıklık ettik. Eğer beklenmedik bir meseleydi dersek, yanlış olur.

Memleketteki seçmenimiz seçim sandığına rağbet etmedi ve kendilerinin adına siyaset kulvarında koşturanlara iyi bir ders verdi.

Her zaman, Bulgaristan'da yaşayan Türk asıllı kardeşlerimiz ve Türkiye'deki göçmenler arasında oluşturulacak birlik ve beraberlikten bahsetmeyiz.

Artık bu birlik zamanı geldi.

Bir şekilde aramızdaki yıkılan köprüleri yeniden inşa etmeliyiz, kardeş bağlarımız yeniden canlanmalı ve güçlenmeli.

Bugün göçmenler bir Delyan Peevski'yi oylarıyla milletvekili seçebiliyorlar, kendisinin Veliko Tırnova'da kazandığı oylar yetersiz çıkınca, hanesine Türkiye'den gelen oylardan dahil edilmiş oldu.

Bu paradoksu ve asla tasvip edilemez durumu, aramızdaki birlik ve beraberlik namına yutkunmak zorundayız.

Ama ileride, bu kedi ve fare oyunu fazla sürmez.

İllaki kedinin kuyruğu kopacaktır, fare de deliğine dalacaktır...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Mar

Ah zalim Solingen, ah!

25Mar
09Mar
05Mar
01Mar