Her nereden buluyorlarsa, bu kör cesareti... - Mümin TOPÇU

Her nereden buluyorlarsa, bu kör cesareti...


"Ordu yok" dediler, kurulur dedi.
"Para yok" dediler, bulunur dedi.
"Düşman çok" dediler, yenilir dedi.
Büyük Önder ve Reis Mustafa Kemal Atatürk vaktinde ne dediyse yapmış...
 
 
Bu satırları okudukça, bizim toplumun son 30 yıllık serüveni ve bizim işlediğimiz konular aklıma geliyor.
 
Bir marijinal siyasi parti olarak ortaya çıkmalarına rağmen; ilk beş on yıl hiç iktidar olmak veya herhangi bir iktidar ortaklığı istemediniz diye kendilerini hep tenkit ettik...
 
Bundan sonra koalisyon hükümetlerinde görev aldılar, bazı bakanlık koltukları bile kaptılar. Hatta, iktidar olmanın tadını anlayınca, ülke bazında "porsiyon" dağıtımına bile kalkıştılar. Her nereden buluyorlarsa, bu kör cesareti...

 

Milletvekilleri ve belediye başkanları, ana dilimizi bilmiyorlar veya en azından onu toplum önünde kullanmıyorlar diye çıkıştık durduk..
 
Bazı ortamlarda derhal şakır şakır bülbül gibi Türkçe konuşmaya başladılar.

 

Şehit anıtlarını ve şehit mezarlarını ziyaret etmediklerini hatırlattık durduk...
 
Bayram seyran demeden artık tıpış tıpış gidip küçük çelenklerini bırakıyorlar, dualarını da ediyorlar. Bazı şehit ve gazi mezarlarını pas geçtiklerini de görmüyor değiliz.

 

Dinimize saygısızca davranıyorlar, namaz kılmıyorlar, camilere bile girmediklerini belirttik...
 
Günümüzde ise artık hemen hemen camilerden çıkmaz oldular. Hele son Ramazan ayında ne toplu bir namaz ne de toplu bir iftar kaçırdılar. Hep ön safta, imam efendinin yanıbaşında yer kaptılar ve maaşa bağladıkları şipçakçılar hazır kıta durmadan deklanşöre bastılar.
 
Ana vatanı ve göçmen toplumunu fazla ziyaret etmeyip saygıda kusur ediyorlar, düşen Rus uçağı olayında yanlış cepheyi tuttular diye yazdık...
 
Şimdilerde toplu halde Türkiye'de cirit atmadıkları yer bırakmıyorlar. Seçim öncesi tumba tumba gelip gidiyorlar, seçim sonrası yeniden gelip gidiyorlar. Büyük ve lüks salonlarda ziyafet sofraları çekiyorlar, yenilip içiliyor; fakat faturayı ödeyen nedense hep gizli tutuluyor.
( Aslında bizim her şeyi öğrenmeye yeterli gücümüz var.)

 

Öz azınlık kültürümüze fazla ilgi gösterilmiyor, eski örf ve adetlerimize adeta göz yumuluyor diye bazen serzenişte bulunduk...
 
Artık hemen hemen her köyümüzde folklor grupları kuruldu, pembe şalvarlı nenelerimiz ve teyzelerimiz, şen şakrak neşe içinde şarkılar söyleyip horon tepiyorlar.

 

Okullarda ana dilimiz okunmuyor, ilgi çok azaldı diye her zaman sert çıkıştık...
Bunun da derhal çaresi bulundu. Hemen işlevsiz öğretmenler dernekleri kuruldu, bir çok bölgede göstermelik Türkçe dersi sınıfları açıldı; ama öğrencilerin yetersiz sayısını gizlemek için, kaç çocuğumuzun ana dili derslerine girdiğini hep gizli tuttular. Tahminen ülke bazında 2-3 bin öğrencimiz Türkçe derslerine giriyor diye düşünmekteyiz.
Geçenlerde hangi yerleşim yerlerinde Türkçe okunduğuna dair bir liste paylaşıldı; fakat muhabirlerimizin araştırmalarına göre, Türkçe okunuyor dedikleri bazı okullar, öğrenci eksikliğinden çoktan kapatılmış durumda.
Vaktinde bizim Tozçalı köyü, Rodoplar'ın nüfusu en kalabalık yerleşim yeri olarak biliniyordu. Günümüzde bu köyün okulunda sadece 5 öğrenci ve 6 öğretmen var...
Kırcaali ilinde Karagözler isminde bir ilçe var. Nedense, bu ilçede bütün Türk asıllı öğrenciler ana dili derslerine girmekte. Bu tür istisnalar da yok değil. Karagözlü yavrular, ülke bazındaki diğer yavrularımıza çok olumlu bir örnek oluşturmaktalar.

 

Her zaman birlik ve beraberlik içinde hareket edelim,sıralarımızı biraz temizleyelim diye yüksek sesle haykırdık...
 
Buna cevaben bizim toplumun öncü şahsiyetlerini, dava adamlarını ve kahramanlarını hep aka sıralara iteklediler, bazı hayırsızları ve fazla işe yaramayanları ise faforize etmeye devam ettiler.
Bunun neticesinde toplum güç ve pozisyon kaybederken, parti bildiğimiz de elektorat, yani seçmen ve kan kaybetmeye devam etti.

 

Anlaşıldığı kadarı, şimdiye kadar ne yazdıysak, ne tespit ettiksek, akabinde yapıldı ve bir nevi çözüm bulundu; fakat halkımızın yine de pek yüzü gülmüyor, seçmen kitlesinin her neredeyse yarısı daha ziyade beyaz şapka taşımak istemiyor... 
 
Marjinal olarak bildiğimiz siyaset temsilcimize bir de statüko payesi eklenince, artık kimse onunla koalisyon hükümeti kurmak istemiyor.
 
Bakmayın siz, çevremizde iktidar olacağız diye nara atan yövmiyeci takımına.

YAZIYI PAYLAŞ!