Hemşehri ve yöre dernekleri, Bal-Göç'ü yutmak için mi yarışıyor? - Mümin TOPÇU

Hemşehri ve yöre dernekleri, Bal-Göç'ü yutmak için mi yarışıyor?


 

Ne alaka diyebilirsiniz; fakat son yıllarda ortaya çıkan tablo tam da bunu işaret etmekte.

İlk önceleri Bal-Göç'müzün çatısı altında adeta kenetlenmiştik ve birleşmiştik, zaman içinde dernek bünyesi bizlere dar gelmeye başladı ve ardı adına, memlekette terk ettiğimiz kasaba ve köylerin isimlerini taşıyan bir sürü yeni dernek oluşturduk.

Onların ortaya çıkması hepimizi sevindirmişti; sonuçta kimseye bir zararları yoktu ve topluma büyük yarar sağlıyorlardı.

Böylece her yeni dernekte, kendi hemşehrileri ile daha yakın ve sıcak temas kurma olanakları yaratılmıştı.

Zaman geçtikçe, bir an geldi ve sanki evolüsyon teorisi devreye girdi ve günümüze dek geçirilen bir seri değişim olayları ve aşamalardan sonra, şimdilerde bazı yöre derneği yöneticileri Bal-Göç'te söz sahibi olmak istiyorlar, hatta bir nevi bu derneği ele geçirmek peşindeler...

Evet, yöre derneklerimiz aşama aşama, kendiliğinden belirli bir ilerleme ve değişim yaşadılar, artık yeni hedeflere gereksinim duyulmakta ve yeni ufuklara açılmak isteniyor. Kimsecikler de önlerine bir set çekemez...

Bu yöndeki çırpınışlara sadece destek verebiliriz; fakat aynı zamanda hedefe ulaşmak için Bal-Göç'ü göze kestirmek ve onu basamak olarak kullanmak kanımca çok yanlış bir girişim olur.

Bal-Göç derneğinin tüzüğünde yöre derneklerimizin yeri bulunmuyor, konumları tanımlanmamış durumda. Zaten bütün hengamenin kaynağı da bu değil mi?

Bu bapta ileride ne gibi kararlar alınacağını şimdiden kestirmek zor iş.

Bu süratli gelişimlerin akabinde mutlaka bazı dönüşümler gerçekleşecek.

Başka yazılarımda da vurgu yapıp dem vurmuştum.

Bal-Göç derneği, Türkiye'deki bizim büyük göçmen camiasını tamamen kapsayamıyor, herkesle etkileşim ve her bölgeyle iletişim kuramıyor.

Mevcut derneklerimiz, federasyonlarımız ve bir de konfederasyonumuz bulunmakta; fakat bunların arasındaki kopukluk, koordinasyonsuzluk ve iletişimsizlik ortada ve ayyuka çıkmış durumda.

Gerçeği inkar edemeyiz ve yok sayamayız. Bütün bunlara göz kapamaya devam edersek, gelecek istikbalimizi de yok etmiş oluruz.

Güç ve kudret kazanmamız için göçmen kuruluşları derhal bir gayet demokratik açılımlı ana çatı altında toplanmalıdır...

Son gelişmelerden sonra, iki oğlum da bana Bal-Göç'e nasıl üye olunduğunu sordular. Tahminlerime göre, binlerce başka genç kardeşimiz de üye olmak istiyordur.

Buradan yetkililere soruyoruz: Bal-Göç'e nasıl ve ne kadar bir süre zarfında üye olunuyor?

Bursa'daki Bal-Göç ve yöre dernekleri arasında belirginleşen bilek güreşleri için ise camiamızın bütün fertleri görüş ve düşüncesini asla esirgememeli ve tayin edilen büyük jüri son sözünü söylemeli...

Toçka, yani!

YAZIYI PAYLAŞ!