Mümin TOPÇU

Hayal, Hayalperest ve Hayalet

Mümin TOPÇU

Bugünkü satırlarıma başlamadan önce, birazcık "hayal" kelimesi üzerinde durdum.

Arapça kökenli bir kelime olan hayal sözcüğünün anlamı, "akılda tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi için özlemle beklenen şey" olarak ifade edilmekte.

Ruh ve imge anlamında da kullanılan hayal sözcüğünden birçok kelime türetilmiştir.

Örnek: Hayali, Hayalperest ve Hayalet.

İşte bu son üç kelimenin, geçen gün Kırcaali şehir merkezini istila eden hayaletlerle ne gibi ilgisi olup olmadığını hep beraber irdelemeliyiz.

Biliyorsunuz, bu pazar memlekette yerel seçimler yapılacak.

Yeni muhtarlar ve meclis üyeleri seçeceğiz; ama bunun bir hayali seçim olduğunu biliyoruz; çünkü muhtar ve meclis üyeleri çoktan belirlendiler ve seçildiler.

Hem de başkent Sofya'da oturan ve perde arkasından             ( задкулисие) yıllardır ülkeyi yönetenler tarafından.

Aynı bu "perde arkasını" rahatlıkla gizli hayaletler ordusu olarak adlandırabiliriz.

Şu an aklıma, 1984 yılı gösterime girmiş olan Hayalet Avcıları film serisi geldi. Bu filmin iki kahramanı işsiz kalıp kendi işlerini kurarlar ve TV sayesinde isimlerini duyurup New York halkını rahatsız eden hayaletlerden kurtarırlar. En sonunda açılan bir kapıdan gerçek hayaletler geldiğini görürler ve işler iyice çığırından çıkar...

Bu komedi filmi zamanında büyük sükse yapmıştı.

Ya bizim olayda hayalet avcıları kimler oluyor?

Tabii ki, yine perde arkasında duranlar oluyor. Öne çıkardıkları birkaç oyuncu ise  sadece ellerinde birer kukladır.

Bulgaristan halkının hayallerini ve kendisine huzur vermeyen hayaletleri bilinmekte, ama aynı zamanda bunlar kimse tarafından kabul görmemekteler...

 Kırcaali'de ve ülkenin diğer bölgelerinde yaşayan bizim Türkler gerçek birer hayalperest midir?

Hayalleri ve hayaletleri ile barışık mı yaşamaktadırlar?

İnsanoğlunun, şaibeli ve hiç güven sağlayamayan bir siyasi sistemden ne gibi bir beklentileri olabilir?

Sıradan vatandaşın hali ve düşünce yapısı ortada, ya bu arada hayalperestler kimler oluyor?

Herhalde, bugünlerde ülkeyi karış karış dolaşan Sofyalı hayaletleri alkışlayan, onların önünde ve peşinde koşturanlar hayalperesttirler.

Perde arkası gemisi çoktan su almaya başladı.

Kendisini gemiden atanlar kurtuldu sayılır; ama çoğu kendini yurtdışında buldu ve yeni bir hayat kurdu.

Perde arkası kaptanının gemiyi kurtaracağına inanıp kalanların ise kurtuluşu sadece boş bir hayalden ibarettir.

Doksanlı yılların başında bizlerin de büyük hayalleri vardı; ama acı veren hakikat ile erken yüzleşmiş olduk.

Hakikatin zıt anlamlı sözcükleri ise yalan ve hayaldir.

1989 yılında bindiğimiz gemi çok su aldı ve çok su götürdü.

Sonuçta, kim hangi gemide isterse ondan yüzsün, kime isterse ona oyunu versin!

İster hayaletlere, ister gerçeklere oyunu versin!

Özgürlük var ya; ama tepemizde vızır vızır hayaletler uçuşmakta...

Yazarın Diğer Yazıları