Günebakan tarlasındaki hayalperestlerin çaresizliği
Mümin TOPÇU
Aktif bir şekilde statükonun güvenlik korumalığına koyuldu, şöhreti derhal dağları ve denizleri aştı...
Çalıştığı taşeron şirket gizli değil; ama asıl yüklenici firmanın merkez üssünün Moskova'da olduğunu herkes biliyor.
Söz konusu koruma elemanının adı, her ne kadar gündem manşetlerinden inmese de, bizler de biraz kafa yoralım.
Aslında, mevcut statükonun sadece basit ve önemsiz bir piarıdır.
Bu havagazı ile şişirilmiş balonun gelecekteki akıbeti hiç de parlak gözükmüyor.
Hatta tehlike arz ediyor ki, Vaşington ve Londra, kendisini boşuna istenmeyen adam ilan etmemişler...
Bir güvenlikçi için tasalandığım filan yok.
Mavi bulutların üzerinde mağrurca kulaç açmaya devam ededursun.
Burada asıl önemli olan; bizim koruma görevlisi, acaba yüzerken kollarını havadan ileriye doğru atıp suyu arkaya doğru çekebilecek mi?
Mavi bulut üzerinde yüzen bir hayalperest, sanmayın ki bizim ikiye bölünmüş camiayı sadece kulaç açarak birleştirebilecek...
Suyun iki tarafında yeniden mekik dokuyan arkadaşlar, kucaklarında taşıdıkları cüsseli piarın ülke yönetiminde çok etkili olduğunu anlatıyorlar.
Hatta, yakın zamanda Bulgaristan'daki her Türk kardeşimiz haddinden fazla zenginleşecekmiş, herkesin sosyal yaşantısının refah boyutu yükseldikçe yükselecekmiş...
Biz bu olasığa amin deriz; ama şahsen benim bütün bunlara inanmam mümkün gözükmüyor.
Çevremde ise koruma görevlisinin doğaüstü meziyetlerine, hatta hokkabazlığına bir hayli insanın inancı ve güvenci tam.
Şimdi herkes günebakan tarlaları arasındaki otobanda sıra sıra kuzeye doğru süzülen bedava otobüsleri hayal ediyor.
Bir haftalık seyahat esnasında yeme içmeyi de beleş yapsalar barem...
Tamamen büyülendik mi nedir?
Artık doğaüstü ve oğlan dışı fenomenlere bel bağlamaktayız.
Bu durum, bizim çaresizliğimizin ve umursamazlık tavrımızın bir göstergesi mi, bunu artık ben de bilemiyorum.
Bizimkisi acaba ak büyü mü veya kara büyü mü?
Ak büyüyü geçelim, asıl tehlikeli olan kara büyümüş.
Kötü niyetle, maddi ve manevi çıkar sağlamak üzere yapılırmış.
Öyle mavi bulutlar üzerinde kulaç açarak suyun akıntısını bizim lehimize çevirmek olmaz.
Sadece bazı hadislerde elle işaret edip Ay'ı ikiye bölüyorlar ve sonra tekrar işaret edip birleştiriyorlar...
Lütfen, ne Ay'ı bölsünler, ne de mavi bulutları!