Gerisi yalan dolan işte - Mümin TOPÇU

Gerisi yalan dolan işte


 

Yıllar boyu, hep kendi bildiklerini okudular.

Asla insanları dinlemez ve insanlarla kucaklaşmaz bir ruh yapısına büründüler.

En sonunda, istenmeyen, sevilmeyen birisini, kendilerini lider yaptılar.

Bizleri tamamen şoke ederken; kendileri de artık tamamen pusulasını şaşırmışlardı.

Önde gelen göçmen liderler, her ne kadar, bu kişi ile olmaz dedilerse de, kimse kulak asmadı...

Yalaka takımı ise hiç durmadan sırtlarını okşadı ve cebine indirilen beş on kuruşu kar saydı...

Son iki aydır, Türkiye'ye hep geldiler gittiler, sanki seçimin merkez üssü Türkiye olmuştu...

Bu sefer çok sık ve çok kalabalık halde geldiler.

O kalabalık sabah kahvaltıları, o akşam sofraları hep gırla gitti.

Seçim zamanı memlekete gitmek için araç mı istiyorsunuz, alın size sınırsız ve bedava otobüs.

Adeta televizyona çıkmayan STK yöneticisi kalmadı, bunların bazıları oy verme hakkı olanların sayısını az gösterip sandıktan çıkacak oyları yüksek gösterme gayretine giriştiler.

Güya Türkiye'de sadece 250 bin çifte vatandaş oy verme hakkına sahipmiş ve bu sefer en az 100 bin oy çıkacakmış...

Bizler ise çoktandır Gölyazı Gölü'nden çıkan sazanları ve kefaller yemeyi bıraktık...

***

Bu satırlar içimden gelişigüzel şekilde dökülürken, henüz saat 19 sularında, seçim sandıkları bile daha mühürlenmedi.

30 yıldır, bu tür seçimleri yakından takip etmekteyiz ve artık seçmen profilini ve onun psikolojik yapısını çözdük sayılır.

Hiç münneccim olmaya gerek yok...

Son yıllarda seçmen kaç kez sandığı koştuysa; o sandıktan eline bir şey geçmedi, yani herhangi bir kazanımı olmadı.

Henüz kesin sonuçlar açıklanmadı. Ulaştığım ilk ipuçlarına dayanarak fikir yürütmekteyim.

Bugün Anadolu'da hava pek sıcak oldu; sandıklarda angaje olanlar ise serinde oturup fazla yorulmadılar; çünkü Türkiye'deki seçmen, seçimlere fazla bir rağbet ve ilgi göstermedi, ilgisizlik tavan yaptı diyebiliriz.

Sadece Bursa gibi bir şehirde, 10 bin değil, rahatlıkla en az 100 bin oy çıkabilir; ama söz konusu seçmen oyu, tamamen memleketteki kardeşlerimizin lehine giderse, bir de göçmenlerin sıkıntıları çözüme kavuşmuş olursa...

Bir sözle işi asla yokuşa sürmemek gerekiyor.

Türk partisi olarak nam salmış bir siyasi gücün tepebaşında görev alacak olanlar pırlanta ruhlu ve delikanlı kalpli şahsiyetlerden ibaret olmalılar...

Bizler, ne idüğü belirsiz kişilere zaten hiç bir gereksinim duymayız.

Geçenlerde eski başbakan Kiril Petkov ile Bursa'da uzun bir sohbetim oldu, kendisine de belirttim, göçmen camiası veya Bulgaristan'daki Türk toplumu asla küçümsenmemeli; çünkü bu insanlar demokrasinin ne olduğunu çok iyi biliyorlar ve her antidemokratik bir eylem karşısında, kendilerinde sürekli negatif duygular kabaracaktır...

Şu an Bulgaristan'daki siyasi gelişmeler için herhangi bir demokrasi ürünü olarak tanım yapamayız.

Önümüze hiç durmada bir tek çeşitli bariyerler ve sıkıntılar servis edilmekte.

Halbuki, bizim sadece pozitif siyasi kazanımlara ihtiyacımız bulunmakta.

Gerisi yalan dolan işte..

YAZIYI PAYLAŞ!