Eksik köprü ayağı ve en zayıf noktamız - Mümin TOPÇU

Eksik köprü ayağı ve en zayıf noktamız


En sonunda olacağı buydu, artık sanal alemde bile çok bariz ve sansürsüz bir şekilde tartışmaya başladılar. Güya, bunlar en güzide sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri olacaklar...

Birileri bir ağa babadan bahsetmekte, başka birileri ise herkesi tehdit edip töhmet altında bırakmayı hedefliyor. 

Sanki, sanı ağa olan babanın çoluğu çocuğu dolaşmakta etrafta.

Söyleyin bana, göçmen kuruluşlarının arasında ağa babanın veya kabadayıların işi ne olur?

Bizim alemde kim tahammül eder, herhangi suni bir şekilde yaratılmaya çalışılan hiyerarşilere ve idari vesayetlere?

Bulutların üzerinde yüzen tiplerle bizim ortaklığımız olmaz...

Sanıldığı gibi, camiamız hiç de boş değil.

Buradan uyarıyorum, kimsecikler bizleri hafife almasın ve asla küçümsemesin!

Nicelik bakımından, göçmen sivil toplu kuruluşlarının sayısı haddinden fazla, fakat olayın bir de nitelik boyutunu görmezlikten gelmeyelim.

İşte bu da yumuşak karnımız oluyor, yani en zayıf noktamız.

İnsanımız kimlerin pasif veya aktif olduğunu iyi ayırt edebilmekte, bunda derinleşmeye hiç gerek yok.

Sivil toplum kuruluşlarından bahsederken, sadece Bulgaristanlılara ait olanları kastetmekteyim, çünkü bizim önümüzde dağ yığını kadar çözüm bekleyen sorunlar durup dururken, şimdi kalkıp bütün Balkanlar'a veya Türk Dünyası'na el atmaya gücümüz yok...

Bu sefer değinmek istediğim konu biraz farklı.

Göçmen derneklerini biliyorsunuz, genel olarak aralarında güçlü olan kuruluşlarımız, asıl insanlarımızın yoğun olarak yaşadığı büyük şehirlerde odaklıdır.

Küçük yerleşim yerlerindekilerin varlıkları ise biraz daha cılız şekilde hissedilmekte.

Derneklerimiz, genelde otonom ve bağımsız olarak hareket ederler. Bunda yadırganacak bir durum yok.

Bazı derneklerimiz, ülkenin bir çok bölgesindeki federasyonlara üye olup önemli konular üzerinde ortak aktivitelerde buluşuyorlar.

Federasyonlarımız ise genelde Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu'na      ( BRTK) üyedirler.

Son dönemde, BRTK, sadece Bulgaristanlı göçmenlere yönelik faaliyetlerde bulunmuyor ve artık başka kardeş ülkelerin sorunlarıyla da ilgilenmeye başladı.

BRTK, federasyonlar ve dernekler arasında bir nevi idari açıdan koordinasyon ve bütünlük sağlayacak yeni bir denetim mekanizması oluşturulmalı diye düşünmekteyim.

Bizim göçmenlerin çözüm bekleyen sorunlarını daha kapsamlı bir şekilde Ankara'ya veya Sofya'ya kimler taşıyacaktır?

Kimleri görevlendirelim, kimler devlet yetkilileri ile aramızda sağlam bir köprü oluştursun?

Neden bazı devlet yöneticileri direkt göçmen derneklerine başvurmakta ve onları ziyaret etmeyi tercih etmekte? Çoğu zaman federasyon ve BRTK yetkilileri direkman bypass edilmekte.

Böylece, bizim köprünün bir ayağı hep eksik kalıyor ve akıp giden sellere muzdarip kalıyoruz...

BRTK'de, asıl İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa'nın temsilcilerinin ağırlığı ve gücü hissedilmeli.

Bir de bu kuruluşumuz, ileride yoğun olarak faaliyetlerinde bütün Balkanlar'ı mı kapsayacak veyahut sadece bizlerin dertlerini mi, kendine dert edinecek?

Bu soruların cevaplarını hep beraber arayıp bulmalyız...

Bir sözle, temeli yeterince sağlam inşa edilmemiş köprülerin altından çok sular aktı geçti ama Bulgaristanlı göçmenlerin sorunları çoğaldıkça çoğalmakta...

Bütün göçmen dernekleri, bölgesel federasyonlara mutlaka üye olmalı ve sadece bizim konulara odaklanacak güçlü bir konfederasyona acilen ihtiyaç hissedilmekte.

Artık daha büyük düşünme ve güçlü sesimizi duyurma zamanı geldi çattı.

Ankara'ya veya Sofya'ya gittiğimizde, artık kesinlikle boş elle dönmemeliyiz.

Asıl bizleri kapı önünde beklemeliler, çünkü asla kapı önünde bekletilmeyi hak etmiyoruz...

Büyüklerimize kapsamlı rapor ve dosyalar sunma dönemi, artık tamamen kapanmalı, çünkü bunun hiç bir yararı olmayan, sadece boş gösterişten ibaret olduğu herkes tarafından idrak edilmeli...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI