Hasan Aziz, neden Edirne'nin ismini telaffuz edemiyor - Mümin TOPÇU

Hasan Aziz, neden Edirne'nin ismini telaffuz edemiyor


Rahmetli dedem, eskiden yaz mevsiminin en sıcak günleri için "eyyam-ı bahur" ifadesini kullanıyordu, günümüzde ise "çöl sıcakları", "cehennem sıcakları veya "Afrika sıcakları" terimlerini tercih etmekteyiz; ama son günlerin korkutucu sıcaklığı beni bayağı bir tedirgin etti ve tamamen eve hapsolmuş durumdayım...

Tam kahvemi içecektim ve sabah neşem gene kaçtı, kendime zarar verme dürtüsünün üstesinden bir türlü gelemiyorum işte. Benimkisi pireyi deve yapmak gibi bir durum. Küçük, basit bir olayı büyütüp mesele yapıp da ne kazanacaksın, diyenler de olacaktır...

Neymiş efendim, Hasan Aziz diye birisi çıkmış ve hiç çekinmeden ve gayet sakin bir şekilde Odrin'den bahsetmekte.

Ayol, neresi orası, bizler de öğrenelim...

Bunu başkaları gayet sakin bir şekilde yutabilir; ama bir Köprülülü Türkün, komşu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan, bizlerin serhat şehir diye adlandırdığı eski Osmanlı İmparatorluğu'nun payitahtı olan Edirne'ye ve halkına karşı işlenen bir terbiyesizlik söz konusu olunca, bu hakaret asla kabul edilemez.

Bunun karşısında Recep Bey susabilir, Konsolos Bey de istifini bozmayabilir; ama bizler susamayız...

Buna resmen haddini aşmak denir. Toplum içinde, insanlara saygısızca davranmak denir. Ahlak ve görgü kurallarını dikkate almamak denir...

Kırcaali'deki medyalar istediği şekilde yazabilirler; fakat bir belediye başkanının ağzına, bu hiç yakışmıyor.

Benim derdim burada kendisini yermek değil, zaten terbiye kelimesi belli başlı alanlarda eğitim vermektir, bir mürebbi de değilim.

Benim tek bildiğim, tam 661 yıldır Edirne'nin resmi bir ismi olduğudur...

O, Türklerin bir şehridir ve onun ismini değiştirmeye ne Hasan Aziz'in gücü yeter ne de başkasının...

Hasan Aziz, sen hiç Selimiye'nin çatısındaki yara izini hiç gördün mü?

Bu sabah işte böyle onarılmaz bir yara açtın bende...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI