Avni'lerin, Paniş'lerin Cebel'de akıtılan kanı... - Mümin TOPÇU

Avni'lerin, Paniş'lerin Cebel'de akıtılan kanı...


Bulgaristan'daki Türklerin yılmaz ve cesur kahraman Kartalı - Avni Veli Özgürel, çoktan ebediyete göç etti...
 
Bugün özgürlük bayramımız! Hüzün ve sevinç günümüz!
 
Bizim nice kardeşimiz öksüz ve yetim kaldı, nice yiğidimizi ve kahramanımızı şehit verdik.
 
Çok üzüldük ve birazcık da umutlandık, bizleri derinden yasa boğan her acı habere!
 
Örnek, şair ve dava adamı bir Avni Veli'nin varlığı, eylemi ve inancı, dimdik ayakta durmaya öğretmişti bizim neslimize.
 
Kendisiyle beraber, belki de, bundan 40 yıl öncesi,  beraber aşmıştık Dambalı'nın yokuşunu, Cebel'den Koşukavak'a gün kadar gün boyunca yürümüştük...
 
Bu esnada, o hep soluksuz konuşmuştu, konuşmuştu...
 
Gözlerinden çakan kıvılcımlar müthiş etkileyici ve büyüleyiciydi.
 
Avni Veli, haddinden fazla cesurdu, kendi insanına karşı kan bağı ise o kadar güçlüydü ki...
 
İşte bu büyük kalbin, gizemli nehrinin sevgi ve coşku akışı, artık onu sonsuzluk yolculuğu mertebesinde yaşatmakta.
 
Bu mertebe, yalnız aramızdan seçilmişlere mahsustur!
 
İşte ben bundan dolayı Avni Veli için seviniyorum!
 
İkinci defa ve son özgürlüğüne kavuştuğu için!
 
Aslında kim ne derse desin, Rodop Kartalları hep özgür uçar!
 
Derin üzüntüm ise, onun veya onun gibi öz be öz yiğitlerimizin, son 35 yıldır "yok sayılmalarından" kaynaklanmakta.
 
Tarih kitaplarımızda onların adlarına yer bırakılmadı, ajan ve sahte kahramanların listesi pek de uzun...
 
Ama Özgür Kartallar, bizim kalplerimize, kınalı ve kanlı kanat ucuyla çoktan nakış etmişti  onların yüce adlarını...
 
Cebel'in Özgürlük Meydanı'nı ise çoktan aramızdaki hainler ve satılmışlar gasp etti...
 
Adeta bir meydanı esir altına aldılar; ama halkımızın özgürlüğüne, kanlı ellerini bir daha asla uzatamazlar...
 
Bütün şeref kürsülerini, makamları ve kahramanlık piyedestallerini, o, siyah deri ceketli, acımasız ve zalim faşistler zapt ettiler.
 
Halbuki, aynı o meşhur Cebel Meydanı'nın kıpkırmızı betonu üzerinde, sözünü ettiğim aynı zorbaların ellerindeki çivili kırbaçların gücü sayesinde, Avni Veli'nin ve dava arkadaşlarının körpecik sırtlarından ve bilek damarlarından akıtılan o kırmızı ve güzel Türk kanı hiçbir zaman silinmeyecektir...
 
Cebel'in yediveren kırmızı gülleri hiç bir zaman solmayacaktır...
 
İşte bundandır bütün zalimlerin uykularını kaçıran, bu 35 yıllık kabus ve korku!
 
Avni Veli'lerin, İsmet Paniş'lerin kanı ve ruhu, Cebel'in Özgürlük Meydanı'nda,Türklüğün var olduğu müddetçe, hep kıpkırmızı akacak ve yücelecektir!
 
Bütün zalim ve korkak düşmanlarımıza inat olarak!
 
Bu kanı oradan silmeye kimsenin ne gücü yeter, ne de beyhude gayreti...

YAZIYI PAYLAŞ!