Mümin TOPÇU

Bizden size oy moy yok...

Mümin TOPÇU

Henüz Bulgaristan'daki seçim propaganda süreci başlamadı, Kapıkule'den ise bu ülkeden siyasi delegasyonlar soğuk hava akımı gibi akın akın yurdumuza girmeye başladılar.

Her göçmen yerleşim yeri, DPS'nin temsilcileri ile doldu taştı. Heyetin biri gitmeden, diğeri gelmekte.

Buna hiç alışık değildik, eskiden her seçim öncesinde sadece bir heyet geliyordu, bazı belediye başkanları ve dernek yöneticileri ile görüşüp gidiyorlardı.

Böylece fazla bir yaygara kopmuyordu ama şimdiki durum karşısında bizleri de bir merak sardı.

Acaba, Bulgaristan'da yeni bir siyasi sıkıntı ve kriz mi var?

Nedir bu acelenin ve telaşın sebebi?

Bu seferki seçimde, DPS'nin istikbali yoksa tamamen göçmenlerin oylarına mı bağlı? Hiç sanmıyoruz!

DPS'yi her ne kadar Türklerin partisi olarak tanımlamış olsak da, gerçekte ise her zaman yeni yerleşmiş 30 yıllık rejimin bir siyasi gücü ve oluşumu olarak anılacaktır.

Son günlerde beyinleri bir sürü soru darmaduman ederken, doğru düzgün cevaplar aramadan edemiyoruz.

Sonuçta her zaman Türkiye Cumhuriyeti'ne ve göçmenlere, komşu Bulgaristan'da yaşayan Türkler birer kurtarıcı ve kardeş gözüyle bakmıştırlar.

Şu an komünist rejim esnasındaki katı ve insanlık dışı uygulamalar ortadan kalktı.

Göçmen kitlesi, gerektiğinde her zaman kurtarıcı rolünü üstlenebilir. Günümüzün Bulgaristan'ında ise devlet katında bazı antidemokratik uygulamalar  görmekteyiz.

Geçen yaz, başkent Sofya'da dinmeyen halk protestolarına şahit olduk, insanlar ülke bazında mafyanın ve oligarşinin tamamen yok edilmesini arzuluyorlar.

Umarız, bu hususta illa ki göçmenlerin de olumlu bir katkısı olacaktır.

Göçmenler, bir yandan DPS'nin milletvekili sayısının çoğalmasını arzularken, diğer yandan ise aynı partiyi, bazı "kirlenmiş isimlerden" dolayı boykot etmeye devam ediyorlar.

Sahiden, bu parti kötü imajlı liderlerinden kurtulmadığı müddetçe, tam 50 milletvekili çıkarmış olsa ne yazar ki?

Böyle bir durumda, devlet içinde menfaat porsiyonları dağıtanlara gün doğmayacak mı?

Yunanca "poli"- çok, "tika"- yüzdür. Böylece politika çok yüzlü demektir.

Bizler ise başlı başına çok yüzlü politikacılar ve politikalarla boğuşmaktayız. Onlar bizi tamamen kontrol ediyor ve yönetiyor.

Sonuçta, bu kimin yararına yapılmakta ve kimler kazançlı çıkmakta? Ana sorumuz işte budur. Artık bunun cevabını herkes kendisi arasın ve bulsun...

Halbuki politikacılar dürüst bir şekilde sadece halkı temsil etmeleri gerekiyor, fakat şimdilik halkın elindeki çanak tamtakır boş kalıyor, porsiyonlar başka adreslere dağıtılmakta...

Birileri verdiği sözleri tutamıyor, siyasi arenayı paravan olarak kullanıp bizleri oyalamakta ve aldatmakta.

Bir sözle, bizim insanımızın sesini ve nabzını dinleyen siyasi liderlere ve siyasi programlara ihtiyacımız var.

Sözünü ettiğim kirli politikacıları, dolandırıcıları, yüzsüzleri, çıkarcıları ve yalancıları ise ne görmek istiyoruz ne de duymak.

Onlara bizden oy moy yok...

Yazarın Diğer Yazıları