Mümin TOPÇU

Böyle fırsatlardan yararlanmamız gerekmiyor mu

Mümin TOPÇU

Avrupa Parlamentosu Milletvekili İlhan Küçük, verdiği bir demeçte diyor ki:

" AB'nin jeopolitik enterese etmesi bakımından, Ukrayna ve Gürcistan'a aday üyelik statüsü verilmeli. Bu, doğru bir çözüm olur. Bu iki devlet, yıllar boyu, hele Ukrayna, kendi bağımsızlıklarını ve gururunu korumakta ve birliğe üye olma hakkı kazandılar.

Aynı zamanda, Batı Balkanlar ülkelerini de ignore edemeyiz, uzun yıllardır biz, bunların jeopolitik ve tarihsel bakımdan AB'nin bir parçası olduklarını konuşmaktayız. Ben bu devletlerin, siyasal bakımdan da bizlere dahil olmasını arzuluyorum.

Ayrıca Kosova'ya karşı olan angajmanları da yerine getirmeliyiz.

Kuzey Makedonya ve Arnavutluk için de Fransa'nın teklifinden daha iyisi yok. Gelecek günlerde Bulgaristan ve Kuzey Makedonya gereken sözleşmeyi imzalamaları gerekiyor ve bu ülkelere de AB kapıları açılsın.

Bosna Hersek'e karşı da bir perspektif yürütmeliyiz ve onlara da aday üye statüsü verilmeli..."

Şimdi, Sayın İlhan Küçük'ün sıraladığı ülkeleri bir kere daha tekrarlıyorum:

Ukrayna, Gürcistan, Kosova, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Bosna ve Hersek...

AB üyeliğini ilan etmiş tam 6 devletin isimleri zikredilmiş; fakat benim hemen Türkiye aklıma geliyor.

Bilindiği gibi, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci, 1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık antlaşması imzalamasıyla başlayan ve 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla ivme kazanan süreçtir. 1999 yılında, AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı. Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar...

Sayın İlhan Küçük kardeşimizdir, kendisi Türk asıllı bir Bulgaristanlıdır. Bildiğim kadar ana vatanı Türkiye'yi de çok sevmektedir.

O zaman, yukarıda bizzat sıraladığı 6 ülke listesinin en başına neden rahatlıkla Türkiye Cumhuriyeti'nin ismini monte edemiyor? Yoksa, bu hamlesinden dolayı birileri kendisini ikaz mi edecek?

Sanırım böyle bir girişim için birilerinden icazet alması gerekmiyordur.

Aynı zamanda İlhan Küçük bir ALDE Eş Başkanı olarak başka çok önemli bir görevdedir.

Her zaman bir Türk asıllı kardeşimiz AP Milletvekili ve ALDE Eş Başkanı olmaz.

Böyle fırsatlardan yararlanmamız gerekmiyor mu?

Örnek olarak Avrupa Parlamentosu'nda bir Arnavutluk veya Gürcistan için başkaları da lobi çalışmaları yürütebilir; fakat bir Arnavut veya Gürcü, Türkiye için aynısını yapmaz diye düşünmekteyim...

Yazarın Diğer Yazıları