SİNEKLER NEREYE GİTTİ

Adamcağız, anadilinden başka bir dil bilmiyor, göbeğini götüremiyor, tutturmuş ' Avrupa Parlamentosu'na ben gideceğim!' diyor. Peki, günümüzdeki ülkenin çıban başı sorunlarına nedenli çözüm getireceklerdir? Bu, hemen hemen konuşulmuyor.

SİNEKLER NEREYE GİTTİ

Kim bilmez ki, daha dünya kurulalıdan beri insanlar, hayvanlar ve sinekler aynı mekanlarda varlıklarını sürdürüledurmuşlar.

Bu kutsal beraberlik bundan böyle ne güne kadar sürecek, bunu bilim adamları da kestiremezler...

İlle ki, günümüzdeki bazı olayları ince hesap, dikkatle izlediğimizde gayet ilginç tespitlere ulaşacağız. Galiba, insan, hayvan ve sinek beraberliği son yıllarını yaşamaktadır.

Bu da nereden çıktı? Demeyin sakın!

Akşam sabah medya aldı başını gidiyor. “Avrupa Birliği”, “Avrupa Parlamentosu”,”Avrupa Seçimleri...”

Başka da konu yok. Günün 24 saatini hemen hemen bu konu işgal etmiş durumda.

Gazeteler, dergiler de hiç geri kalırlar mı? “Aman Allah’ım, Avrupa Parlamentosu'na en iyi, en genç ve en çok dil bilen adayımızı gönderelim!”

Bir de şu ayrıntıyı da eklemeliyim; “Adayımız, göz alıcı, bir de yakışıklı olmalı!”

Amma, şu gerçeği de gözardı etmeyelim; Parti başkanlarından ev parti kodomanlarından “yakışıklı adamlarımıza” sıra gelmiyor ki.

Adamcağız, anadilinden başka bir dil bilmiyor, göbeğini götüremiyor, tutturmuş;

” Avrupa Parlamentosu”na ben gideceğim!” diyor.

Peki, günümüzdeki ülkenin çıban başı sorunlarına nedenli çözüm getireceklerdir? Bu, hemen hemen konuşulmuyor.

Evet, Avrupa!

Adı üstüne, harika!

Ne de muhteşem telaffuzu var!

İşler sadece “telaffuz” ile kalsa...

Avrupa’nın kültürü, yazarları ve sanat adamlarının başımızın üzerinde yeri vardır.

Tüm bu yazdıklarımız, çizdiklerimiz doğru, dosdoğrudur!

Ne var ki, bu doğrulardan söz ederken bir yerlerden sökülmeleri, bir yerlerden yırtık ve açıkları da görmezlikten gelirsek, olup bitenlere sadece seyirci kaldığımız anlamına gelir.

Tüm bu olaylar yaşanırken, hiç başka işleri, dertleri yokmuşcasına, resmi ve gayri resmi istatistik kurumlar, birtakım hoşa gitmeyen deliller de ortaya çıkarmaktan sakınmıyorlar. Bu delillerin listesinde milyonlarca gencimizin ülkemizi terk edip Avrupalar’a gitmesi başı çekmektedir. Oysa, genç var mı, genç aileler ve çocuklar da var, demektir...

Bu arada hemen belirtmekte yarar vardır. Yurt gezilerini sevenlere bir tavsiyemiz olacak.

”Yüzde yüz gerekmiyorsa, dağlık bölgelerimize, hele şipşirin Rodoplar'ımıza yapmak istediğiniz ziyaretleri iptal etmeniz daha makbul olacaktır!

Zira, bir on, yirmi yıl önce çocuk sesleriyle çınlayan okul bahçeleri terk edilmiş, evlerin bacaları tütmüyor, sokak ve kapı önlerindeki yaşlılar da ortalıkta yoklar...

Daha buna benzer kapkaranlık tablolar içler acısıdır.

Geçenlerde, köydeki yurdunu yuvasını terk etmiş bir yaşlı dede ile sohbet ederken görmüş geçirmiş adam sarsıcı bir karşılaştırma yaptı:

“ Eh, eh, ne günlerdi onlar! Havası, suyu ve ekmeği bol günler! Sonra her yiyeceğimizi, içeceğimizi kendi elimizle üretiyorduk! Sonra, biraz şaka olacak ama terk edilmiş köylerde bugün sinek bile göremezsiniz! Sinekler, hayvanların bol olduğu yerde, gübreliklerde yaşarlar!”

O halde sinekler nereye gitti?

09.05.2019

Mehmet ALEV

Bakmadan Geçme