GÜNDEM VE GERÇEK- 28.03.2018 ÇARŞAMBA

BAŞLIKLAR -SURİYE MESELELERİ - AFRİN, MEMBİÇ VE YİNE HERKESTEN ÖNCE FAZLASINI SÖYLEYELİM -BAYRAM DEĞİL SEYARAN DEĞİL NEDEN DURUP DURURKEN BİRDEN SİNCAR GÜNDEME GELDİ? -VARNA ZİYARETİ, BEKLENTİLERİ BÜYÜK İÇİ BOŞ ZİYARET -BİR DE BABUŞÇU KONUSU VARDI DİMİ? -DOST'UN YENİDEN DOĞUŞU …… MU? -F1 KONUSU VE SPOR MEDYAMIZIN DÜŞTÜĞÜ HAZİN DURUM -FETO BORSASI VE BU KONUYU DA TAM BİR BUÇUK YIL ÖNCE YAZMIŞTIK

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

 

 

SURİYE MESELELERİ - AFRİN, MEMBİÇ VE YİNE HERKESTEN ÖNCE FAZLASINI SÖYLEYELİM: Afrin operasyonu daha ilk başladığı günlerde “ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE BEDAVA YOKTUR” başlıklı yazı yazmıştık ve orada Afrın ve Membiç’e karşılık  kürt devleti kurulmasına onay verildiğini, bunun da papa ziyareti ile kesinleştirildiğini yazmıştık.

Bizden sonra ilk Şükrü Elekdağ olmak üzere bir çok yorumcu bu yönde yorumlarda bulunmuş ve bu gün baktığımızda bu konuyu artık herkes açık açık telafüz etmekte.

Ama biz fazlasını söyleyelim:

Orada sıradan bir kürt devlleti değil, Elekdağ’nın dediği gibi sıradan kanton bir devlet  de değil;

Amaç alenen PKK devleti kurmaktır.

 

Her ne kadar son günlerde Membiç konusunda ABD ile karşılıklı atışmalar yaşansa da bu atışmalar tamamen iç kamuoyuna yönelik göstermelik atışmalardır.

“Bak ABD’ye  kafa tuttuk ve dediğimizi yaptırdık” demek içindir.

Membiç  aynen daha başından anlaşmaya varıldığı   gibi teslim edilecektir.

Orada sorun yok da, biz yine herkesten önce başka bir bilgi daha verelim:

Önümüzdeki günlerde  Membiç’ten öte başka bir yerleşim gündeme gelecektir:

RAKKA.

Neden mi?

Onu da zamanı gelince yazalım.

 

BAYRAM DEĞİL SEYARAN DEĞİL NEDEN DURUP DURURKEN BİRDEN SİNCAR GÜNDEME GELDİ?:  Sincar neresi?

Kuzey Irak’ta Suriye sınırına yakın yerleşim.

Peki neden Sincar birden gündeme geldi?

 

Buna cevap vermeden önce şu konuyu hatırlatmakta fayda var:

Afrin operasonunu yakından takip edenler hatırlayacaklardır:

Operasyon başladığında; 

Operasyonlar sadece Afrin ve Membiç ile sınırlı kalmayacağını, Suriye’nin kuzeyinden sınır boynca Irak sınırına kadar PYD bölgesinde  devam edeceği söylenmişti.

Biz de o günlerde; 

Biz olsak bu tür demeçlerden kaçınırdık diye ısarla yazmıştık.

Neden?

Çünkü  Fırat’ın doğusunda böyle operasyonların yapılması mümkün olmadığını, o bölge zaten anlaşmaya varılan kürt daha doğrusu pkk devleti için anlaşmaya varılan bölge olduğundan.

O yazılarımızda şuna da vurgu yapmıştık;

Bu demeçler, yani operasyonların sınır boyunca devam edeceği konusu kamuoyu önünde prim yapma amaçlı söylenmiş olsa da ileride bu demeçler ters tepeceğini, zira bu defa insanımız daha önceki konularda olduğu gibi bu söylenenleri unutmayacağını ve zamanı gelince, hani Fırat’ın doğusuna da operasyon yapılacaktı diye hesap soracaktır diye uyarılarda bulunmuştuk.

Çünkü bu defa oralarda verilen şehitler olacağını ve Milletimiz verilen sözlerin takipçisi olacağını belirtmiştik.

Bu durum  anlaşılan danışmanların kafasına da dank etmiş olacak ki bellli zamandan beri Fırat’ın doğusuna operasyondan bahsedilmekten vazgeçilmiştir.

 

Şimdi neden birden Sincar gündeme geldiği daha iyi anlaşıldı mı?

Hani sınır boyunca operasyon yapılacaktı.

Membiç’ten sonra sırasıyla Kobani, Tel Abyad , Resulayn, Kamışlı, Derik gibi yerleşimler varken neden aniden bu yerleşimler atlanarak Sincar hedef gösterildiği anlaşıldı dimi?

Sincar konusunda son günlerde neden ABD’nin de destek verdiğini anlamayan kaldı mı?

Hala anlamayan kaldıysa anlayanlara sorsun.

 

 

 

VARNA ZİYARETİ, BEKLENTİLERİ BÜYÜK İÇİ BOŞ ZİYARET:  Bu yazıyı aslında geçen çarşamba paylaşacaktık ancak bir çok kişi neredeyse aylardan beri bu ziyarete kilitlendiğinden onları ziyaret öncesi hayal kırıklığına uğratmayalım demiştik. Bunu çevremizdeki arkadaşlarımız çok biliyor.

Büyük beklentilerle, ne beklendiyse artık, beklenen Varna’daki Türkiye -AB görüşmesi    önceki gün yapıldı.

Bu ziyaret  tam bir dost alışverişte bulunsun  misali “laf olsun torba dolsun” ziyareti olmuştur.

Zaten aklı selim, uluslararası ilişkiler konusunda asgari bilgisi olan  herkes buradan hiç bir şey çıkmayacağını anlayabilirdi.

Çünkü bu tür zirve buluşmaları önceden mutabakata varılmış konularda nihai imzalar atılmak için yapılır.

Bu konuda ayrıntılar hafta sonu köşe yazımızda.

Ama görüşmeden  büyük beklentiler içinde olanlar,hani şu akşam başka sabah başka olanlar,  bu görüşmeden birşey çıkmayınca başlamışlar yine;

Biz zaten birşey çıkmayacağını biliyorduk da, bu zaten ön görüşme oldu da , şudur da , budur da başlamışlar kıvır babam kıvırmaya.

 

Diğer yandan bu görüşme tamamen Boyko Borisov’un kendi PR gayertinden 

başka  bir şey olmayan görüşme olmuştur.

Burada beyin yakan  “yorumlar!?”  yapan uluslararası çok bilmiş  güya stratejik araştırmaciların saçma sapan sözlerinden  de bahsetmek  lazım.

Yorum yok, analiz yok,öngörü yok ,öneri yok.

Ne var?

Sadece dedemin bile  yapabileceğı olayları aktarma var 

Bu şunun sözünü vermiş, bu sözünde durmamış, şu bunu demiş, öbürü şunu söylemiş gibi gelişmeleri aktarmaktan başka bir şey yok.

 

Görüşmeden en büyük hayal kırıklığını da soydaşlarımız yaşamıştır.

Nedeni hafta sonu köşe yazımızda.

Sonuç olarak bu üçlü görüşme tamamen içi boş ve hiç bir sonucu olmayan, ki zaten başından belliydı , bir görüşme olmuştur.

Ve bu zirveden çıkan tek sonucun ne olduğunu söyleyelim.

En iyisi  bunu da, diğer konuların cevabı gibi, hafta sonu köşe yazımızda verelim.

 

 

 

BİR DE BABUŞÇU KONUSU VARDI DİMİ?: Burada başka bir şeye daha dikkat çekelim.

Babuşçu konusunu.

Kim bu Babuşçu?

Güya Türkiye - Bulgaristan parlamentolar arası başkanı.

Peki Varna ziyaretinde bu Babuşçu’yu gören,duyan  oldu mu?

Hani bu Babuşçu iki ülke arasında, özellikle Soydaşlarımızı ilgilendiren konularda Ankara’nın resmi yetkilisiydi?

Kaldı ki arkadaşlarımızla beraber ısrarla bizim oralarla ilgili , oraları bilen, insanımızın sıkıntılarını, beklentilerini, düşünme tarzını bilen,  bizlerden  birilerinin yetkili olarak  tayın edilmesi gerektiğini söylemekten dilimizde tüy bitti.

Öteden beri Babuşçu yaptığı bazı görüşmelerin, birleşme konusunda dahil, Ankara’nın resmi görüşünü yansıtmadığını  yazdık durduk.

Özellikle birleşme konusu  DOST partisinin içinde bir başkan yardımcısının yönlendirmeleriyle  tamen kendi inisiyatifi olduğunu ve Ankara’nın resmi duruşunu yansıtmadığını buradan kaç defa yazdık.

Bu fevri davranışlarından ve başka bazı eylemlerinden dolayı gözden düştüğünü de yazmıştık dimi?

Ne oldu şimdi?

Bir defa daha haklı çıktık ne olacak.

 

 

 

 

DOST’UN YENİDEN DOĞUŞU …… MU? : “Neden yazmıyorsun? ” diye  sordu bazı arkadaşlar.

En çok sen ısrar ettin teşkilatları gezmesi konusunda ve şimdi Genel Başkan bu gezilere başlayınca  herkes paylaşıyor, hatta birleşme konuları gündeme gelince deliklerine saklanıp oradan gelişmeleri izleyerek, ortaya çıkacak sonuca göre pozisyon belirleme gayretinde olanlar bile hemen ortaya çıktı, sen en başından beri duruşundan hiç taviz vermeden dimdik durdun ve birleşmeye karşı çıkmakla kalmadın, izlenmesi gereken yolu bıkmadan uzanmadan yazdın, şimdi gelişmeler dediğin istikamette ilerlerken hiç bir şey yazmıyorsun dedi bazı arkadaşlar.

Evet,  doğrudur! 

Başından beri yapılması gereken en önemli hamlelerden birinin vakit kaybetmeden, ki bu birleşme sürecinde gereksiz vakit kaybedildi, teşkilatları gezmek olduğunu arkadaşlarımızla beraber başından beri  ısrarla vurguladık.

Bunun dışında iki şey daha söyledik:

Bir:

Parti yönetiminden şaibeli kişilerin tasviye edilmesi, zira bu şaibeli kişilerin sayesinde parti en az 150 000 oy alabilecekken bunların yaptıkları usulsüzlükler sayesinde en az 50 000  kişi oy vermemiştir.

İki:

Teşkilatlarda seçimlerde görev yapanların hakedişlerinin ödenmesi.

Ancak bu şekilde parti eski ivmesini kazanabilir dedik.

Bu güne kadar yazmamamızın sebebi, başlatılan bu teşkilat gezilerinin gerçekten devam edecek mi, yoksa bu sadece teşkilatların gazını almaya yönelik bir hareket mi.

Bunu görmek için bekledik.

 

 

 

F1 KONUSU VE SPOR MEDYAMIZIN DÜŞTÜĞÜ HAZİN DURUM: Formula 1 Dünyanın en çok izlenen spor etkinliğidir.

Buna rağmen geçen hafta sonu sezonun ilk açılış yarışının yapılmasına  rağmen spor medyasında  hak ettiği yeri bulamamıştır.

Varsa yoksa futbol.

Abuk subuk neredeyse amatör kümeden bile futbol haberleri  yapılıyor. Ama Dünyanın en önemli  spor organizasyonlarından biri sadece cılız haberler ile geçiştiriliyor.

Diyeceksiniz ki futbolda söz sahibi ülkeler arasındayız da akşam sabah futbol haber ve programları.

Afrika ülkeleri ile aynı sıralamaya kadar gerilemişiz.

2002 Dünya üçüncülüğünden sonra istikrarlı şekilde hep gerilemeye devam ediyoruz hala abuk subuk futbol programları yayınlanmakta.

Tamam!

Özel kanallar için mesele  arz talep meselesidir ama insanımıza değişik spor branşlarını sevdirmek ve teşvik etmek  için bu spor dallarından  daha fazla haber vermek için biraz daha fazla zaman ayırmak gerekir.

Burada  esas görev TRT’ye düşmekte.

Ama bu zihniyet ve bu anlayışla daha çok dipler göreceğiz.

 

 

 

FETO BORSASI MESELESİ VE BU KONUYU DA TAM BİR BUÇUK YIL ÖNCE YAZMIŞTIK: Önceki hafta İktidar partisine mensup bir Milletvekili feto borsası kurulduğundan bahsetti yankıları hala devam etmekte de, biz bu Milletvekilinin  söylediklerini tam bir buçuk yıl önce, daha herkes saf saf feto ile mücadele yapıldığına inanırken söylemiştik.

 

Uzatmadan 30.11.2016  tarihli yazımızı hatırlatalım:

 

 

*********GÜNDEM VE GERÇEK - 30.11.2016 ÇARŞAMBA

 

FETÖ İLE MÜCADELEDE VE “ETKİN PİŞMANLIK” SAÇMALIĞI: Son günlerde bu etkin pişmanlık konusu gündeme oturdu.

Yani bu feto ile mücadele konusu sulandıkça sulandı.

Bırakın feto ile mücadeleyi, adamlar içeridekilerini bile çeşitli bahanelerle dışarı çıkarmakta.

Neymiş?

Etkin pişman olmuşlar……

Ama bunun böyle olacağını daha darbeden hemen sonra 03.08.2016 tarihli “Dağ fare doğuracak” yazımızla vurgulamıştık.

Orada dedik ki; partinin içinden ve yakın çevrelerinden kimse zarar görmeyecek, olan sadece  ayak takımına olacak demiştik herkes kapsamlı operasyonlar beklerken.

Bu güne gelindiğinde gördük ki aynen dediğimiz gibi de oldu.

Bırakın parti içinde operasyon yapılmayı içeriye bir şekilde alınanlar da birilerinin devreye girmesi ile teker teker serbest bırakılmakta.

Parti içinde operasyonların yapılmamasına sebep içeride yarısından fazlasının fetocu çıkacağı gerçeğini artık sokaktaki çocukta biliyor da, esas amaç 16 nisanda Başkanlık için yapılacak referandumda sıkıntı yaşamamak.

 

Kendi açımızdan bunlar sürpriz değil de, sadece şunu da belirtelim ki birileri bu feto ayaklarına ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE CEPLERİNİ DOLDURDU.

Öyle ki, 17 aralık operasyonları ile ortaya çıkan rezillikler bunun yanında devede kulak kalmakta.

Serbest bırakılanlar neyin karşılığı serbest kaldıkları elbet bir gün ortaya çıkacak ve bunu yapanlar hesabını verecektir.

Diğer yandan da  bu durumdan EN ÇOK DA PARTİ İÇİNDE RAHATSIZ OLANLAR VAR .

Bir gün susacaklar, iki gün susacaklar sonunda bu su sızdıran baraj patlayacaktır.

Bunu bir kenara iyi not edin.

Sonra hatırlatacağız çünkü.

Daha önce de dedik, bir defa daha tekrarlayalım:

Birilerinin sonu parti içindeki isyandan olacaktır.

Bir daha söyleyelim de, daha sonra kimse demedi demesin.**********

 

Üstteki yazıda görüldüğü gibi bir buçuk yıl önce yazdığımız yine ortaya çıktı da, asıl önemli olan daha o zaman altını çizdiğimiz başka bir konu;

Göz yumulan bazı konularda eninde sonunda parti içinde tepkilere sebep olacağı  konusudur.

Ama bunca göz boyamadan sonra olaylar bir yerden patlak vereceğini tahmin etmek zor değil de asıl bunları tahmin etmesi gereken  danışman ordusu tahmin edememiş ki her gün bir yerlerden bir şeyler patlamaya başladı.

 

Ama neydi?

Kaderin üstünde kader vardır!

Göklerden gelen bir karar!

Ve her zaman olduğu gibi bu karar da adım adım geliyor.

 

 

 

 

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN