Bir Osmanlı Esintisi Kavala
Bir hafta sonunda Yunanistan'a geçince olmazsa olmaz duraklardan biri de eski bir Osmanlı şehri olan Kavala. Kavala mübadeleden en çok etkilenen Yunan şehirlerinden biri olmuş. Şu an çok az Türk nüfusu bulunmasına rağmen Kavala'da gezilecek görülecek yerler listesinde yer alan yerlerin neredeyse tamamı Osmanlı döneminden kalma. Biraz bu Osmanlı şehrini daha yakından tanıyalım.
Bir hafta sonunda Yunanistan’a geçince olmazsa olmaz duraklardan biri de eski bir Osmanlı şehri olan Kavala. Kavala mübadeleden en çok etkilenen Yunan şehirlerinden biri olmuş. Şu an çok az Türk nüfusu bulunmasına rağmen Kavala’da gezilecek görülecek yerler listesinde yer alan yerlerin neredeyse tamamı Osmanlı döneminden kalma. Biraz bu Osmanlı şehrini daha yakından tanıyalım.
Kavala (Yunanca adı aynı, Καβάλα) Yunanistan’nın Doğu Makedonya ve Trakya bölgesinde aynı adı taşıyan ilin (nomos) merkezi olan sahil kentinin adıdır. Osmanlı döneminde Balkanlar ‘ın en önemli merkezlerinden biriydi. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın doğum yeridir.
Ege denizinin kuzey sahilinde Selânik ile Dedeağaç (Alexandropolis) arasında yer alan Kavala, ıssız bir Ortaçağ yerleşim bölgesinde Osmanlılar tarafından kurulmuş. Kavala, Kuzey Ege’ye doğru çıkıntı yapan kayalık bir burunda iyi korunmuş olup günümüze ulaşan bir Bizans ve Osmanlı kalesinin hakim olduğu alanda bulunuyor. Kanûnî Sultan Süleyman döneminden beri ticarî mekânlar kalenin altındaki düzlükte ve liman boyunca yoğunlaşmış durumda.
Kavala, karşısındaki Taşoz (Thasos) adasının bir kolonisi olan kadîm Neapolis şehrinin devamı olarak kabul edilir. Roma devrinde ise denizden 16 km. içerideki Philippi şehrine bağlıydı. Geç antikite döneminde bu şehrin yıkılışının ardından Neapolis kendi bağımsızlığını kazandı. İmparator Iustinianos tarafından yeniden güçlendirilen şehir, Slavlar ile Bulgarlar’ın istilâlarına uğradıysa da IX. yüzyılda Philippi’yi işgal eden Bizanslılar’ın elinde kaldı. 1185’te şehir Normanlar tarafından yakıldı. XIII. yüzyılın başlarından itibaren Haçlılar’ın Bizanslılar’la olan mücadelelerinden oldukça etkilendi. İlk Osmanlı kronikleri, Drama ve Serez’in Deli Balaban ile Lala Şâhin Paşa kumandasında fethiyle (1383) Osmanlı Devleti toprağı olmuş.
Evliya Çelebi, 1078’de (1667-68) 500’ü Aşağı Kale’de İbrâhim Paşa Camii civarında bulunan 700 hânenin varlığından söz eder. Ortahisar’da Bey Camii, Alaca Cami ve Suhta Camii ile birlikte 200 hâne ve küçük iç kalede bir mescid vardı. Evliya Çelebi, Kavala’da İbrâhim Paşa’nın bir medresesi bulunduğunu kaydederse de bu ne tahrir kayıtlarında ne de Rumeli’ye ait resmî medreseler listesinde yer alır. 1660 tarihli bir listede Halil Bey’e ait bir medresenin mevcut olduğu belirtir.
Günümüzde halen önemli bir liman kenti olma özelliğini korumaya devam etmektedir.
Kavala, İpsala Sınır Kapısı’nı geçtikten sonra yaklaşık 174 km uzaklıktadır. Yunanistan’ın Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesinde bulunan bir sahil şeridindedir. Güneyinde Toska, Kuzeybatısında Stavros bulunmaktadır. Thasoos Adası ile karşı karşıyadır.
İstanbul’un Beşiktaş ilçesini merkez olarak alırsak, Kavala 462 km uzaklıktadır.
Araç ile, 5 saat gibi bir sürede Kavala’da olabilisiniz. İpsala Sınır kapısını geçtikten sonra 195 km bir yol sizi beliyor olacaktır. Yol üzerinde Dedeağaç‘a bir selam vermeden geçmeyin derim
Otobüs ile, İstanbul’da oturanlar (şanslı kesim). İstanbul’dan Kavala’ya Metro ve Alpar Turzim her gün karşılıklı sefer düzenliyor. Otobüsle Kavala’ya 8 saatte ulaşmak mümkün.
Mimari özellikleri ve manzarası nedeniyle şehirdeki Osmanlı dönemi yapılarının en ünlülerinden birisi olan İmaret, 1817’de Mısırlı Mehmet Ali Paşa tarafından inşa ettirilmiş. Eski Şehir’in batısındaki tarihi binada din eğitimleri ve hayır işleri ile ilgili faaliyetler yürütülmüş. Yapı günümüzde Kavalalı Missirian Ailesi tarafından otel olarak işletildiği için ziyarete kapalı tutuluyor. Bu nedenle dışarıdan fotoğrafını çekerek yetinmemiz gerekiyor.
Makedon mimarisinin güzel örneklerinden biri sayılan Kavalalı Mehmet Ali Paşa Evi, 1720 yılında kentin eski yerleşim merkezinde inşa edilmiş. Son Mısır Hanedanı’nın kurucusu olan Mehmet Ali Paşa’nın doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği yapı, iki katılı ve geniş bahçeli olarak tasarlanmış. Günümüzde müze olarak kullanılan evin önündeki meydanda bulunan bronz atlı heykel ise 1934 yılında Mehmet Ali Paşa’yı onurlandırmak için Yunan heykeltıraş Dimitriadis tarafından yapılmış.
Tütün Müzesi (Tobacco Museum), 19. yüzyıldan itibaren kentte endüstri haline gelen bitkinin yetiştirilmesi ve ürüne dönüştürülmesi ile ilgili detaylı bilgi içeriyor. Doğu Makedonya’nın ve Trakya’nın sosyal geçmişini de gözler önüne seren kültürel tesisin zengin koleksiyonu tütün sergi ürünlerden, döneme ait fotoğraflardan, dernek ve bankacılık işlemleri ile ilgili dokümanlardan, tarımında kullanılan makinelerden oluşuyor. Müzede gezerken ayrıca o dönem yayınlanan sürekli yayınları, harita ve çizimleri de inceleyebilirsiniz. Müzesi ücretsiz gezebilirsiniz.
Eski Şehir’in bulunduğu yarımadaya hakim bir tepe üzerinde yer alan Kavala Kalesi‘nin (Kavala Castle) tarihi milattan önce 5. yüzyıla, yani kentin Roma İmparatorluğu sınırları içerisinde olduğu döneme kadar uzanıyor. İçerisinde düzenlenen kültürel etkinliklere denk gelirseniz katılmasınızı öneririm. Günümüzdeki görünümünü ise Osmanlı’nın 1425’te gerçekleştirdiği yeniden inşa çalışmalarıyla kazanmış. Yazın sıcağında, akşam üzeri olmasına rağmen kaleye doğru çıkarken kan ter içinde kalmıştık resmen. Giriş ücreti 2,5 Euro olan kalenin görülmeye değer manzarası dışında pekte bir şey yok diyebilirim.
Roma mimari Su Kemeri, ilk yapıldığında hem su aktarımı hem de Akropolis’in savunulması amaçları için kullanılmış. Kentin simgelerinden birisi olan Su Kemeri, günümüzdeki halineyse Kanuni Sultan Süleyman’ın döneminde yani 1550 yılında getirilmiş. 4 değişik ölçüye sahip 60 kemerden oluşan tarihi yapı, 1911 yılına kadar işlevini sürdürmeye devam etmiş. Fotoğraf çekmek için harika bir arka fon oluşturuyor.
Şehir merkeziden Eski Şehir’e geldiğinizde, karşınıza çıkacak ilk yapı olan Aziz Nikola Kilisesi(Agios Nikolaos Church), 1530’da Kanuni Sultan Süleyman tarafından İbrahim Paşa adına cami olarak inşa ettirilmiş. Dini yapı, 1926’da Ortodoks kilisesine dönüştürülmüş ve minaresinin boyu kısaltılarak çan kulesi haline getirilmiş. Tipik Osmanlı mimari özelliklerini barındıran yapıyı ziyaret etmenizi öneririm.
Eski bir Hıristiyan bazilikasının temelleri üzerine 1530 yılında inşa edilen Halil Bey Camii (Halil Beg Mosque), nam-ı diğer Eski Müzik, dışının oldukça sade yapılmasına karşın, iç kısmında gösterişli dekorasyona sahip. Yan tarafındaki 8 odalı medresesiyle beraber oldukça iyi bir şekilde korunarak, günümüze kadar bozulmadan gelmeyi başarmış olan dini yapı geçmişte kızların eğitim aldığı bir ilkokul ve mülteciler için konaklama yeri olarak kullanılmış. Bazilika kalıntılarını zeminindeki cam kaplı bölümden incelemek mümkün. Günümüzde Kavala Filarmoni Orkestrası’na ev sahipliği yapıyor.
Kavala’nın doğusundaki yarımadanın tamamını kaplayan Eski Şehir (Panagia), orijinal adını kıyısındaki bir kiliseden almış. Bölgeyi, Kavala gezilecek yerler listesinde bulunan bir çok yapı Eski şehir bölgesinin içinde bulunuyor. Bir şehri tanımanın en iyi yollarından biri mutlaka ki sokaklarında yürümek. Arnavut kaldırıma sahip bu bölgede, biraz zaman ayırarak keyifle dolaşmanızda harika olur. Oldukça huzurlu ve sakin ortama sahip kentin eski kısmında tarihi alanların yanı sıra eğlenebileceğiniz ve yerel lezzetlerin tadına bakabileceğiniz çok sayıda taverna, restoran ve kafe hizmet veriyor.
Bir Macar kalesinin küçültülmüş versiyonu olan Belediye Binası (City Hall), Macar tütün taciri Pierre Herzog ikamet etmesi için 1890’lı yılların sonunda inşa edilmiş. Yapı bir süre bu amaçla kullanıldıktan sonra 1937’de belediyenin kullanımına geçmiş. Özgün mimarisi ile, Orta Çağ tarzı bir görünüme sahip. Kemerlerindeki ve pencerelerindeki Gotik tarz, çatısı kale surlarına benzeyen yapının eşsiz güzelliğini tamamlayıcı nitelikte. kavala gezilecek yerler
Eski Şehir’e adını veren Panagia Kilisesi (Panagia Church), 15. yüzyıldan kalma bir başka dini yapının yerine 1965’te inşa edilmiş. Meryem Ana’ya adanmış kilise, eski bazilikaya göre daha küçük boyutlarda tasarlanmış. 15 Ağustos kutlamalarının gerçekleştirildiği dini yapının girişine bir kehanetin simgesi olan ve aynısı İstanbul’daki Ortodoks Patrikhanesi’nde bulunan sarı bir bayrak asılmış. Kiliseyi, kültürel değeri dışında manzarası nedeniyle de Kavala gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Şehir bir çok konaklama alternatifi mevcut. Kavala’da nerede kalınır derseniz, öncelikle bizim konakladığımız otelden başlamak istiyorum. şehrin oldukça merkezi bölgesinde bulunan Oceanis Kavala Otel deniz manzaralı terası ile bizi büyülemişti. Kahvaltısıda beklentimiz oldukça üzerinde çıkmıştı. Oteli incelemek isterseniz linki bırakıyorum. https://www.oceaniskavala.gr/
Deniz manzaralı ve yine merkezi konumdaki Old Town Traditional Residence önerebilirim. Bizim kaldığımız otele göre bir tık daha fiyatı düşük. kavala gezilecek yerler
Daha uygun fiyatlı konaklama tercihi olanlara üzülerek belirtmeliyim ki hostel bulamadım. Merkezi yakın konumda bulunan ortak banyolu Kavala Rooms‘a bakabilirsiniz. kavala gezilecek yerler
Başka bir yazıda görüşmek üzere…
ELİFİNATLASİ
Kavala’nın Tarihi
Kavala Nerede?
Kavala’ya Nasıl Gidilir
Kavala Gezilecek Yerler
1- İmaret
2- Kavalalı Mehmet Ali Paşa Evi
3- Tütün Müzesi
4- Kavala Kalesi
5- Su Kemeri
6- Aziz Nikola Kilisesi
7- Halil Bey Camii
8- Eski Şehir ( Panagia )
9- Belediye Binası
10- Panagia Kilisesi
Kavala’da Nerede Kalınır