TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 25 Aralık 2022 17:35
84/85 yıllarının Kara Kışı, toplumun hafızasından hala silinmemekte.
Şu günlerde, Bulgaristan'ın ve Türkiye'nin birçok yerinde, derin saygı ve dua ile repressiv komünist rejime karşı verdiğimiz mücadelede şehit düşen kardeşlerimizi anmaktayız.
Memleketin özgürlüğü ve Türklüğümüz uğruna canlarını veren şehitlerimizin aziz hatırası önünde bir kere daha saygıyla eğilmekteyiz.
***Tuna'da at sularken boylu poslu akıncılar, kavak dallarına konan kuşlara, heybesinden el sallıyordu bizim büyük dedelerimiz.
Asırlar gelip geçti, akıncı torunlarına çeşitli hain tuzaklar kuruldu.
Dağ başında veya yol dönemeçlerinde kim vurduya gitti nice ömürler.
Nice kudretli yiğit oğlan, nice selvi boylu dilber amansızca ve teker teker katledildi.
Günahsız kuzuların kanı oluk oluk akıtıldı.
Sabah tenhasında otağımız basıldı, ocağımız söndürüldü. İhtiyarlarımızın göz yaşı hiç kurumadı, beşikteki bebek bile susturuldu.
At izinin it izine karıştığı alaca karanlıklarda, ölümü kuşanmış beklerken, pusuya yatmış zalimlerden hiç korkmadık.
Bizim dirimizden, adımızdan ve kanımızdan hep korktular. Dirimizi ve hayallerimizi amansızca kurşuna dizdiler. Hatta, adımızı bile ateşe verdiler, daha sonra aynı yangının alevleri kendilerini yakıp kül etti.
Bizi hep öldürdüler, ama hiç ölmedik! Arda boylarında çınlıyor türkülerimiz. Tuna boyunda koşuyor beyaz duvaklı akıncı atları.
Türklüğümüzü savunduk, düşman olduk. Benliğimizi koruduk, terörist sayıldık.
Evimiz, toprağımız elimizden alındı. Dost bildiklerimizin ihanetini gördük. Pusulu dağ başında bütün umutlarımızı yitirdik. Çaresizliğimiz dip yapmıştı. Önümüzdeki duvarlar yüksek ve kalındı. Suyun ötesi suskunluğa bürünmüştü.
Hıdrellez ayında çitlembikler ala boyanırken, dayaktan sırtımızın derisi avuç avuç soyulurken, özgürlüğümüzü kazandık.
Bugün, Türkan 37 yaşında, Meriç'in kıyısında yuvası.
Selimiye'de, Şumnu'da hiç susmuyor ezanımız.
Derdimiz intikam değil, yeter ki katiller yakamızdan sökülsün! Yeter ki insan gibi yaşayalım!
***Bursa'daki Vatan ve Millet mahallerini herkes bilir. Sakinleri genelde bizim Killi yöresinin insanlarıdır. Killi yöresi ise şehit Türkan Bebeğin memleketidir.
Türkan Bebek, çoktan bizim toplumun milli sembolü haline dönüştü. Türkan, hepimizin gönüllerinde yaşamaya devam ediyor, bizleri kenetliyor ve birleştiriyor.
Killililer Derneği'nin nazik daveti üzerine dünkü gün, Türkan Bebek anısına düzenlenen dua ve törene katıldım.
Gördüğüm kalabalığa hiç şaşırmadın; çünkü bizim bu yöremizin insanı çok farklıdır, sadece kendilerine mahsus birlik ve beraberlik başka bölge cemaatlerinde zor görülür.
Zaten bundan dolayı, bahsettiğim o bedbaht Kara Kış karanlığı üzerimize çöktüğünde, en fazla gizli direniş grubu Killi bölgesinden çıkmıştı...
Dünkü gün Millet mahallesinde, şehit Türkan Bebek anısı, hepimizi bir kere daha kucaklaştırdı ve birleştirdi.
Aramızda devletin, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bir sürü temsilcisi bulunuyordu.
Türkan Bebek ve Killili göçmenler adeta bir daha sahipleniliyordu...
***Aynı akşam ailecek Cebelliler Derneği'nin Yeni Yıl Balosuna iştirak ettik.
Bilindiği gibi, tarihimizde Cebel'in ismi de altın harflerle yazılıdır. Bugün Cebellilerin özgürlüğünü ve mutluluğunu görmek, kahramanımız İsmet Paniş ile yan yana çiftetelli oynamak çok güzel bir duygu ve sevinçtir...
Her yıl sonu, bizim için hüzünlü geçer; fakat hayat devam ediyor ve gerektiğinde eğlenmeyi ve neşelenmeyi de biliriz.
Op. Dr. Gürçay Cem'in yönetimindeki dernek, camiamızın en dinamik ve başarılı kuruluşlarından birisidir.
Görükle'nin şatafatlı salonunda çok güzel manzaralar sergilendi, eğlence balosu, adeta büyük göçmen camiasının birleştirme defilesini andırıyordu.
Cebelli hemşehrilerimizin dışında, her nerdeyse Bal-Göç'ün yeni yöneticilerinin tümü buradaydı, ayrıca Bursa'nın tanınmış ve topluma mal olmuş şahsiyetleri de yerlerini almışlardı.
Killi kutlamaları için yola çıkmadan önce, baloya katılan Prof. Dr. Emin Balkan, bir saygın büyüğümüz olarak, geceye iştirak edenlere hitaben çok anlamlı bir selamlama konuşması yaptı...