TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 25 Aralık 2020 10:33
Aramızda kavga yaratan bir anketten sonra, bizim göçmen camiasında adeta kıyamet koptu.
Balkanlar göçmenleri, nedense Türk etnosundan ayrı bir kategoride gösterilmiş gibi gözüküyordu. Bir sözle sanki Bulgaristan'dan gelen halis muhlis Türkler de, bu şekilde Türkiyelilerden ayrı tutuluyordu.
Bir de, yeni bir seçimler esnasında güya bizler oyumuzu HDP'ye verecekmişiz.
Bunun akabinde BGF Başkanı Sayın Kader Özlem, hemen bir basın açıklaması yapmayı zaruri buldu.
Daha sonra ise, Arnavut Haber ismini taşıyan bir sanal sayfada, sırf bu basın açıklamasından dolayı bizlere yine Bulgarlar yaftasını yapıştırdılar. İşte o zaman dananın kuyruğu koptu...
Belli ki, Türk tarihinden bihaber olanlar, şimdiki Bulgaristan topraklarından doğanları Türk olarak saymıyorlar. Halbuki, bizim kimseciklere etnik aidiyetimizi ispatlamaya bir gereksinimiz bulunmuyor.
Bu arada, Jivkov'un veya Enver Hoca'nın akıbetleri hiç unutulmasın...
Birileri yine bizleri Türklerden ayırmak ve bölmek istiyordu, etnik kimliğimizi reddederek onu değiştirmeyi arzuluyordu, fakat ortaya çıkan bu nefret söylemi, ırk, etnik ve ulus ayrımcılığı, Türkiye'de yaşayan milyonlarca Bulgaristan'dan gelmiş göçmenin şeref ve onurunu fazlasıyla rencide etmiş durumunda.
Söyleyin bana, şimdi bu işlenen bölücülük ve ceza suçunun faturasını kimler ödeyecekler?
Bulgaristanlı göçmenlerin onlarca sivil toplum kuruluşu, bu işlenen Anayasal suçun ve hakaretin karşısında her zaman olduğu gibi yine suskun mu kalacaklar?
Mümin TOPÇU