Sabri CON

Yalakalığın Gücü

Sabri CON

Herkesten yalakacı olmaz, bunun için “yürekli” olmak ve taktik bilmek gerekir.
Şimdi aklıma geldi. Yahudi asıllı bir göçmen, Rusya sınırından çıkarken 10 kiloluk altın Lenin heykeli için ne demişti? 
“Ben, bu adamı çok seviyorum. Halklara en iyi hizmeti ve özgürlüğü vermiştir. Onu sevip öpmek için yanımda götürüyorum” diyerek gümrükten kolaylıkla geçip yoluna devam eder. 
İsrail sınırına geldiğinde de ne söyleyeceğini bilir: 
“Bu adam bir zalimdir. Halkına etmediği zorluk kalmadı. Onun yüzüne tükürmek, İsrail halkına sosyalizmi aşağılamak ve nefretimi boşaltmak için yanımda götürüyorum”.
Bizde böyle yalakalar yok muydu?
1945-1985 yılları arasında Bulgaristan’dayken:
 “Ben komünistim, yaşasın Bulgar Komünist Partisi!” dedin mi ekmeğin suyun bol kepçe hazır.
 Sen, tam da aranılan insansın.
1989 yılı veya sonrasında Türkiye’ye yerleştin ve yine yalakalık taktiğini devreye soktun: 
“Ben demokratım, lanet olsun komünizme! Bizi insan yerine koymadılar. Yaşasın Demokrasi!”
Tamam. Geç otur köşeye, sen bizim insanımızsın. Komünizme lânet!
Ha, bir de şu var, sosyalist düzenindeyken “Ben, Müslümanım!” dedin mi, sana küfür ediliyordu, nefret ediliyordun, hatta göze şeytan görünüyordun…. 
Demokrasi düzeninde "Ben Müslümanım! dedin mi seviliyorsun, övülüyorsun, yüceltiliyorsun.
 Nedir bu yalakalık oyunları?
Ama, hangi sistemde olursan ol, el etek, hatta ayak altı öpmek yalakalığı yapmakla yücelmek ne demek? 
Yalakalığın gücü mü?
Hey gidi, dünya!

Yazarın Diğer Yazıları