KONGRE SÜRECİNDE CAMİAMIZA YAKIŞMAYAN SÖYLEMLER
Her camiada vardır mutlaka bu tiplerden. Fitne, fesat yayanlardan. Bu tür kişilerin profilleri hep aynıdır, özgüveni olmayan ezik tipler.
Hayatları boyunca bir baltaya sap olamamış, kimseye zerre faydası dokunmamış tipler.
Bizim camiada da, bu mostralardan görmek mümkün. Camiamızın önde gelen derneklerinden biri kongreye giderken hakarete varan söylemler ve iftiralar havada uçuşuyor.
Ne fetocusu kalıyor, ne Peevskicisi , ne vizecisi , ne turizimcisi, ne nankörü…
Bu şöyleymiş, şu böyleymiş, falanmış filanmış…
Birilerini Peevskici olmakla suçlayanlar Peevski’ye yanaşmak için elemanını kapı kapı dolaşmaya göndermiş, o da Peevski’nin temsilcileri ile görüşebilmek için atmadığı takla kalmıyor.
Milletin önünde Peevski aleyhinde atıp tutanların elemanı perde arkasında Peevski’nin temsilcisi ile kahve köşelerinde görüşüp arayı düzeltme yolları arıyor.
Bunu da laikiyle yapamıyor acemi istihbaratçı gibi görüntüleniyor.
Kaldı ki Peevski’ye sadece soydaşlarımızın büyük çoğunluğu destek vermesinin ötesinde Ankara da onunla sıkı siyasi ve ticari ilişkiler içinde.
Peevski’yi eleştirenler ikide bir aldıkları kararlarda Ankara’yı ileri sürüyor; ama öyle anlaşılıyor ki, bu konuda Ankara bunları kaale bile almıyor ve herhangi bir bilgi verilmemiş.
Şimdi bunların aklına uyarak, bunlar gibi çirkeflik yapmak isteyen biri olsa, bu elemanın amatörce yaptığı ve görüntülendiği bilgileri ortaya atsak ne olacak?
Ayrıca ikide bir nankörlükten bahsedenler sayemizde, koltukta oturduklarını unutarak nankörlüğün dibini yaptıkları gündeme getirilse ne cevap verecekler?
Ama bunlara gerek yok, çirkeflik ve fitnecilik kompleksli ve ezik tiplerin özelliğidir.
Aramızda bunlardan yok da değil, bu nedir, ya…
Birilerine iftira atmak ve asılsız ithamlarda bulunmak nasıl bir anlayıştır?
Camiamızı bu şekilde mi birleştirip, şahlandıracağız?
Bu kişilere tavsiyemiz, bu yaklaşımlardan vazgeçmeleridir; çünkü günün sonunda hep kendileri zararlı çıkacak.
İnsanların gözünde çirkeflik yapanlar antipatik olur hep, karşı tarafa zarar vereceğim derken asıl kendilerine zarar verirler; çünkü bu davranışlar içinde ancak aciz ve kompleksli kişiler olur.
Aslında, bu tür kişileri bırakmak lazım, kendi kazdıkları kuyuda boğulmalarını sağlamalıyız; ama buradaki amaç birilerini gömmek değil ki...
Amaç camiamızı daha ileriye götürmek, bundan dolayı bazı kişilere kabahatini hatırlatıyoruz ki yaptıklarını hüner zannetmesinler.
Yoksa herkese verecek fazlasıyla cevabımız olduğunu bilenler iyi bilir; ama camia olarak bugüne kadar bir yere gelemediysek tam da bu tür kısır çekişmelerden dolayıdır.
Birbirimizi çekiştirmekten yıllarca yerimizde saydık durduk, birbirimizle gurur duyacağımıza, başarılarımızı öne çıkarıp övüneceğimize, birbirimizin kusurlarını aramaktan, kendi iç çekişmelerimizde boğulup kaldık…
Camia olarak, bu anlayış içinde olanlardan sıyrılmadığımız sürece daha çok yerimizde saymaya devam ederiz.
Oysa bu camia bırakın yereli, ülkemizi yönetecek potansiyele sahip. Eğitimli, çağdaş ve nitelikli kadrolarımızla, iş adamlarımızdan akademisyenlerimize, kültür- sanattan sporcularımıza, bilim insanlarımızdan kanaat önderlerimize ülkemizi muassır medeniyetler seviyesine taşıyacak yegane kapasiteye sahip camiamız.
Bunun için ortak akıl ve vizyoner , büyük düşünmeye ihtiyacımız var, bu tür aklı selim insanımıza da fazlasıyla sahibiz. Tek eksik bunların bir araya gelmesidir.
Gün gelecek, bu aklı selim kişiler birbirini bulacağından da adımız kadar eminiz, hep beraber ileride ülkemizin yönetim kadrolarında yer almakla kalmayacağız günün birinde ülkemizi yöneteceğiz…
