Bir nebze de olsa faydalı olurum -

Bir nebze de olsa faydalı olurum


İki komşu devletin dişişleri bakanları, Bulgaristan'daki Türklerin durumunu da ele almışlar. İnşallah, bundan sonrası, gerektiği gibi olur.

İlk aklımıza gelen sorunlarımız...

Buradaki Türklerin tarih, kültür ve değerlerini yansıtan turistik ve tarihi yerlerin çoğunda "Türk", "Osmanlı" gibi sözcükler yok gibi. Bu sözcüklerin yerine "Orta çağ","Uyanış dönemi" veya "Roma" döneminden kalan eserlerden bahsedilmekte.

Birçok anıt taşı ve heykelde, Türk ve Osmanlı düşmanlığı yaratan etiket, simge ve logolar var.

Ayrıca, kendi vatanımızda, Türk asıllı Bulgaristan vatandaşlarına "Bulgar" denmektedir...

Bu topraklarda doğup yaşayan Bulgaristan vatandaşlarına, özellikle Naim, Rujdi, Hasan ve İbrahim, Taybe ve Nurgül gibi dünya çapında başarılı sporcularımıza, özellikle ulusal medyalar ısrarla "Bulgar" etiketi yapıştırma gayretindeler...

Tüm dünya sporcularımız Türk derken, "bizimkiler" hala neredeler?

Bir de, ülkemizdeki Türklere karşı düşmanlık yaratan, bizim kutlamadığımız ve bizlerin milli etnik gururumuzu azarlayan ve aşağılayan birçok resmi milli "kahramanlar" ve "bayramlar" ortaya çıkarıldı...

Biz, Türkler, vatanımız olan Bulgaristan'da, hepimizi birleştirici ve kucaklayıcı resmi ve milli bayramlara iştirak etmek istiyoruz...

Yeni ders yılına çok az bir zaman kaldı.

Birçok çocuk, özellikle şehirlerde, ana dilinde ders görmek için dilekçe vermek istemiş; ama bazı okul müdürleri, çeşitli kurnazlıklar kullanarak, bu afacanlarımızın isteklerini yerine getirmemişler.

Kurallara göre, bir sonra ki ders yılı için, 18 Nisan'a kadar dilekçe verilmektedir.

Ayrıca, birçok ders kitabında Türklere karşı kin ve nefret uyandıran gerçek dışı, uyduruk dersler var.

Osmanlı hakimiyeti döneminde, Bulgar etnosun kalkınması ve gelişmesi için, Osmanlı'nın katkıları hiç anlatılmamaktadır.

Bizans, Grek, Rus ve Avrupa hakimiyetleri ile ilgili, aynı bu olumsuzluklar yapılmamaktadır. 3. ve 4. sınıf ders kitaplarında, azınlıklar konusunda Yahudiler, Bulgarlar, Çingeneler, Karakaçanlar, Ermeniler var; ama bir tek Türkler yok...

"Türkler" sözcüğü yerine "Müslümanlar" sözcüğü tercih edilmekte...

Üzücü olan daha bir şey keşfettik. Büyük çaba ve uğraşılarımızın sonucunda, bilirkişi, uzmanlar ve öğretmenler yokluğunda, 2002 yılında, Şumnu Kültür Evi'nde "Destan" Folklor Grubu'nu kurduk ve çalıştırdık. Folklor dışında, Türkçe çıkan Mozaik Dergisi çalışmaları da mevcuttu.

Devamında, sivil polisler tarafından sürekli şahsi ve kurumsal baskı gördük.

Bizlere yapılan ilk baskıda 3 adet bilgisayarımıza el kondu ve bütün uğraşılarımıza rağmen bunları geri alamadık.

Çok daha yazılacak eksiklik ve sorunlarımız var...

Yıllar boyu Türk ve Bulgar, Türkiye ve Bulgaristan iyi komşuluk ilişkileri için çalışmaktayız.

Bugüne kadar kimse bizlere kulak vermedi ve sesimizi dinlemedi...

Hatta, bizden birileri bizleri çok farklı göstermeye çalıştılar, "manyak", "çıkarı peşinde koşturan ve para götüren", "terörist", "ihanetçi", "kaba", "diplomasi bilmeyen", "tehlikeli", "çok konuşan", "hafif" ve "işe yaramayan" gibi bir sürü etiketlenmelerimiz oldu...

İnşallah, bu yazımızı okuyanlar,sesimizi  duyanlar olur!

Yıllarca çalışmalarımızın tek amacı, bir tek cümle ile özetlenebilir.

Bulgaristan'daki Türklerin insanca yaşaması, bütün hak ve özgürlüklerine kavuşması, Osmanlı - Rus Savaşı'ndan sonra, dış güçlerin kasten yarattığı olumsuz ve verimsiz komşuluk ilişkileridir; ama gelişim yaratan ortak tarihimizi kimse yok edemez...

Bizim yazılarımız her iki devlet yöneticileri tarafından okunmaktadır. Bunu biliyoruz.

İnşallah, bir nebze de olsa, dostane komşuluk ilişkileri konusunda faydalı ve yön gösterici olurum...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
14Eyl

Bir varız, bir yokuz...

25Ağs

Bir nebze de olsa faydalı olurum

26May
12May
30Nis