YÜCE DAĞLAR
Başı dik,
başı karlı
yüce dağlarım:
Alabildiğince uzanmış,
meşe,
kayın,
gürgen
ve huş ormanların.
Özgürce,
bir bayrak gibi,
dalgalanıyor,
dallı-budaklı
yaprakların.
Uzaktan da olsa,
doruklarınızı gördükçe,
ben, hep bir sevda ararım.
Sizlere kavuşunca,
bayram ederdi,
akciğerlerim.
Açardım göğsümü,
estikçe deli rüzgârın,
coşardım çağladıkça
serin suların.
Çıplak ayaklarımı
dağlasa da ısırganların,
tarlamı süren öküzümü,
bana süt veren ineğimi,
bağrında otlatırdım.
Papatyalarını toplardım
beklediğim sevgilime,
nefes nefese uzanırdık
çayırlarının en yeşiline.
Ey, benim
başı dumanlı dağlarım,
sizlerle vedalaşırken
ben, için için ağlardım.
Sevgiden gayrı benden
başka bir şey beklemeyin.
Ben, yüceliğinize
coşkumu katıp
gençliğimi verdim.
Yemyeşil gürlüğünüze
uzun ömürler dilerim!