Sihirbaz ve kırık bacaklı beyaz tavşanlar
Mümin TOPÇU
Bu sefer, yaprak dökümü sezonu başlamadan önce, hepsi sapır sapır sahnede döküldüler ve daha sonra tamamen buharlaşıp kayboldular...
Bütün gönüllü robotik piyonlar, ite kaka, teker teker, yaka paça sahneden indirilip sihirbazın kırmızı şapkasının karanlık dibine teleport edildiler.
Yıllarca, sahne arkasında gizlenen o tanıdık ve pısırık sihirbaz çetesi, "bizim" kalın enseli piyon ve biçimsiz pelerin şapkalı cadaloz sürüsünü (mecazi anlamda etiketliyorum), fütursuzca kullanıp yönlendirdi, sadece kendilerini manen ve madden rahatlatmak, kaygılarını gidermek ve huzura erdirmek için onları tepe tepe kullanıp şimdilerde bir kırmızı şapkanın meçhul karanlık dibine birer lüzumsuz sümük mendili gibi fırlattı...
İşte bunu reva gördüler, bizim saf, hayalperest ve genellikle prensiplerine bağlı idealistlerden oluşan çilekeş topluluğumuza.
Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik ve 35 yıl sonra, ilk baştan yola koyulduğumuz noktaya ulaştık.
Nice yıllarımız boşa gitti, nice hayallerimiz telef oldu...
Şu an gerçekten bir yol ayrımındayız, ya o bahsettiğim sihirbazın kırmızı şapkasından, "bizim" kalın enseli piyon ve biçimsiz pelerin şapkalı cadaloz sürüsünün yeniden birer tavşan olup çıkmasını bekleyeceğiz veya yollumuzu, kendi başımıza yalnız devam edeceğiz…
Bunun başka bir dermanı yoktur, yol ayrımında, iki seçenekten birini seçmek zorundayız.
Başka türlü, o tanıdık ve pısırık sihirbaz çetesi, şapkasından kırık bacaklı beyaz tavşanlar çıkarmaya devam edecektir...
