Siyasetin iftarda ne işi olur...

Sanal alem şu günler camiamızda ısrarla isim yapmak ve öne çıkmak isteyenlerin boy boy fotoğraflarından geçilmiyor. Genelde her akşam farklı farklı iftar ziyafetlerinden geliyor bu fotokareler; fakat sürekli aynı tipajları görmek bizde ise adeta bıkkınlık yarattı.

Konu komşuyu iftara davet etmek büyük sevaptır. Türkiye'den çeşitli belediyeler ve kuruluşlar, Bulgaristan'a gidip Türklerin yaşadığı köy ve kasabalarda iftar ziyafetleri düzenliyor. Amenna ve aferin deriz, sözümüz onlara değil.

Bizim kastımız siyasi amelleri olanlara. İftar sofralarında bile siyasetçilerin kuyruğundan ayrılmayanlara. Sonra da boy boy fotoğraf pozları verenlere.

İstediğinizi yapabilirsiniz; ama burada ben gerçekdışı algı yaratanları ve siyasi mesaj verenleri asla onaylayamam.

Kendi fotoğrafları ortaya saçıldıkça, camia içinde has bölücülüğü ve siyasi kamplaşmayı yaratanlar, işte iftar soframızda gördüğünüz gibi aramızda ne güzel birlik ve beraberlik inşa ettik demeye getiriyorlar. Boş avuntuları ve çabaları geçelim, siyaseti de yerinde yapalım...

Bu düpedüz bir aldatmaca ve ikiyüzlülüktür. Bu fotoğrafların arka tarafını okuyabilmek ise marifettir.

Ayrıca bir de Ramazanı fırsat bilip, zengin teşekkür etme sofraları kuran bazı siyasi çevreler var.

Ne de olsa, bu değirmenin suyu nereden aktığını hiç soran olmuyor. Yahu, arkadaşlar siz kim oluyorsunuz ve ne işiniz var burada diyen de çıkmıyor. Arsızlık, nankörlük ve fırsattan yararlanmalar had safhaya ulaşmış...

Son Bulgaristan seçimlerini hatırlayalım. Birinci ve ikinci turda göçmen camiası 20 bin oyu geçemezken ve sefilleri oynarken, üçüncü denemede hemen hemen 100 bin oy yakalandı. Bu sefer olaya ciddi bir telefon trafiği karıştı, yerli sponsor da kesenin ağzını sonuna kadar açmış oldu...

İyi güzel de, şimdi o ciddi telefon ve sponsor olayı tamamen göz ardı edilmekte. İftar sofrasında pozları başka figuranlar veriyor, şükranların adresi de çok farklı.

Buna unutkanlık değil, dosdoğru nankörlük denir. İşte bundan diyorum siyasetin iftarda ne işi olur diye...